12 ŞUBAT RUHUNUN AYAĞA KALKIŞI
Mondros Mütarekesi bu memleketin hayrına olmamıştır. Sözde ateşkes ama, arkasında ülkenin işgali var. Dolayısıyla Urfa, Gaziantep, Maraş ve Adana bu anlaşmalar gereği işgal edildi. Daha doğrusu Türkiye işgal edildi.
Maraş İngilizlere verilmiş. 22 Şubat’ta İngilizler Maraş’ı işgal etmiş. Maraş da bulunan yerli Ermeniler İngilizlerle işbirliği yapmış.
Ermeniler kendi ifadeleri ile Maraş’ta 11 bin nüfusa sahipler. Maraş’ın nüfusu 66 binden fazla. Defalarca ayaklanan Ermeniler, Osmanlıyı zor duruma sokmuş. Batı devletlerinden de destek görmüşlerdir. Hınçak ve Taşnak Ermeni terör örgütleri binlerce Türk evladını şehit etmiş.
Ermeniler, İngilizlere güvenerek Osmanlının sonu geldiğini düşünüyorlardı. Çevre illerde bulunan Ermeni teröristlerle, Maraş’taki Ermeniler bir araya geldiler. Silah desteğini de İngilizlerden aldılar.
Ancak İngilizler kurnazdı. Ermenilere alet olmak istemediler. Aksine Ermenileri işgallerine alet edeceklerdi. 9 aya yakın Maraş’ta duran İngiliz kuvvetleri Ermenilerin isteklerini yerine getirmedi.
Ermenilerin ileri gelenleri işgal kuvvetleri komutanlığına başvurarak Fransızları Maraş’a davet etti. İngilizler 29 Ekim 1919’da Maraş’tan çekildi. Yerine 30 Ekim 1919’da Fransız işgal kuvvetleri geldi. Ermeniler Fransızları neşe ile karşıladılar. Hırlakyan, davulcu başı Abdal Halil Ağa’yı Fransız askerlerini karşılamak için çağırmış. Davullar çaldırmak istemiş. Ancak Halil Ağa bunu kabul etmemiş. Davulunu altın ile doldurayım dediğinde. “Olmaz bu din bahsidir. Ben din kardeşimin bağrına tokmak vuramam” diyerek tarihe geçmiştir. Bu durumdan Maraş’ın eşrafı da hükümet yetkilerine rahatsızlıklarını bildiriyor ama yetkililerin eli kolu bağlı idi.
Ermeniler Fransızlar gelmeden önce, Andırın’da, Elbistan’da, Pazarcık’ta ve Zeytun’da birçok askerimizi şehit etmişlerdi. Maraşlı bir asır boyu Ermeniler ile beraber yaşamış ve komşu olmuş. Birbirlerini hiç üzmemişken ne olmuştu? İşte emperyalizm bir taşla iki kuş vuracaktı. Hem Ermenileri hem de Anadolu insanını bu topraklardan silecekti. Onlar da bu oyuna geldi.
Olan olmuş. Ermenilere Fransız elbisesi giydirilmiş. Fransızların Maraş’a ilk girdiği gün Uzunoluk da hamamdan çıkan ızarlı, peçeli kadınların tesettürlerini yırtmaya kalkışmaları bardağı taşırmış. “Artık burası Fransızların memleketi peçe ile gezemezsiniz. ” demeleri gençleri ayağa kaldırmış.
Çakmakçı Sait isimli genç olaya müdahil olmuş, onu orada şehit etmişler. Bu duruma daha fazla tahammül edemeyen İmam adındaki sütçü, sandıktaki silahını çekerek Fransız askerlerini orada öldürmüş.
Sütçü İmam’ın silahından boşalan kurşunlar Türkün namusunu kurtarıyor. Hem de İstiklal Harbi’nin şifrelerini çözüyordu. Tabi Sütçü İmam arandı bulunamadı. Dayısının oğlu Tiyeklioğlu Kadir tutuklandı. Sütçü İmam’ın yerini söylemelerini istediler ama o bilmiyordu. İşkence yaparak şehit ettiler.
Maraşlı iyiden iyiye ayağa kalktı. Şeyh Sezai Efendi ve Maraşlılardan ileri gelenler toplanarak bir karara vardılar. Fransızlara hak ettikleri ders verilecekti.
Fransız komutan Andrea şerefine, Hırlakyanın evinde bir davet düzenlendi. Burada bir balo verilecekti. Maraş’ın eşrafından çağrılanlar da vardı bu baloya. Ancak Maraşlı bu davete katılmadı.
Tüm Maraşlılar direnme kararı aldı. Kuva-yı Milliye ile irtibata geçildi. Silah desteği istendi. Hırlakyan’ın evindeki davete Maraşlılar katılmayınca işgal komutanı bozuldu. Hükümet binasındaki Türk bayrağını indirtti. Ancak kalede bayrağımız duruyordu.
Balo başlayınca işgal komutanı Hırlakyan’ın torununu dansa davet etti. Ancak Helene, Maraş Kalesinde Türk bayrağı olduğu müddetçe dans etmemeye yemin ettiğini belirtti. Andrea hemen emir verdi bayrağı indirtti. 27 Kasım Perşembe gecesi kale’de Türk bayrağı yoktu. Yerine Fransız bayrağı asılmıştı. Sabahleyin yatağından kalkan Kısakürek Avukat Mehmet Ali Efendi kalede bayrak görmedi. Hemen bir bildiri hazırladı. Cuma vaktine kadar camilere asılmasını sağladı.