Dünyaya henüz yeni adım atmış bir çocuğa güzel isim koymak her anne babanın üzerine düşen en büyük vazifelerden biridir. Çocuğa konacak isim iki dünyada da geçerli olacağı için güzel olmasına dikkat edilmelidir. Her iki cihanda da adıyla çağrılacak olan insan için anlamlı ve güzel bir isme sahip olmak gelecek hayırların da başıdır. Nitekim Rasulullah “Çocuklarınıza ilk hediye ve armağanınız ona güzel ad koymanızdır.” hadisiyle isim koyma hadisesinin önemini idrak etmemizi sağlamıştır. Peki, bebeklere güzel isim koymanın önemi nedir? İslam usullerine göre bebeklere isim koyma ritüeli nasıl gerçekleştirilmelidir? İşte, 2018 yılı için hem modern hem klasik hem de dini kız bebek isimleri ve erkek bebek isimleri ile anlamları…
İSLAMİ USULLERE GÖRE İSİM NASIL KONMALIDIR?
Sıhhatli bir doğum haberini alınca Allah’a şükretmek, konu komşuda bulunan yoksullara yardım etmek, münasip olan bir cömertliktir. Hayırlı olması için niyet edilen isim koyma hadisesinde evladın her iki cihanda da taşıyabileceği güzel ve anlamlı bir isme karar verilir. Daha sonra ismin koyulacağı gün belirlenir ve usulünce isim koyma olayı gerçekleştirilir.
Hz. Ebu Rafi anlatıyor:
“Hz. Hasan (ra) dünyaya geldi zaman Hz. Peygamber (a.s.m)’in onun kulağına ezan okuduğunu gördüm.” (Ebu Davud, Edep, 107; Tirmizî, Edahî, 16; Ahmet b. Hanbel, VI/9, 291).
Hz. Peygamber (a.s.m)’in doğan çocuğun sağ kulağına ezanı, sol kulağına da kametin okunmasını tavsiye ettiğine dair rivayetler de vardır. (bk. Gazalî, İhya, II/55; Zeynu’l-Irakî, Tahricu Ahadisi’l-İhya, İhya ile birlikte).
*Çocuk dünyaya geldikten sonra ilk fırsatta dinî bilgisi olan kimse çağrılır, çocuk kucağına verilir. Sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okunur. Sonra da şöyle dua etmesi sağlanır;
“Allah’ım, bu yavruyu İslâm fidanlığında biten güzel bir fidan olarak büyüt, İslâmî hayatta ebedî ve sabit kıl.”
Bu sıralarda çocuğuna bakan ana-baba, İbrahim Aleyhisselâm’ın oğulları İsmail ve İshak’a bakarken okuduğu şu duayı okurlar:
“Elhamdülillahillezî vehebe lî ale’l-kiberi İsmâile ve ishak. İnne Rabbî lesemîu’d-duâ.”
“Bana bu evladı ihsan eden Allah’a hamd eder, minnet ve şükranlarımı takdim ederim…” (İbrahim, 24/39)
BEBEKLERE GÜZEL İSİM KOYMANIN ÖNEMİ NEDİR?
Resulullah güzel isim koymanın ehemmiyetini şu hadisleriyle açıklamıştır:
“Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse isimlerinizi güzel yapın.” (Ebu Davud)
“Çocuğa güzel bir isim koymak evladın ana-baba üzerindeki haklarındandır.” (Beyhaki)
Bu hadis-i şeriflerden de anlaşılıyor ki her anne babanın evladına isim seçerken dikkatli olması, manasını araştırması ve ona göre koyması gerekmektedir. Nitekim Peygamberimiz sadece çocukların isimleriyle ilgilenmemiş, adları kötü olan büyüklerin de isimlerini değiştirmesini tavsiye etmiştir.
Bir babanın evladı için en önemli ilk görevinin isim koymak olduğunu vurgulayan Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şerifinde;
“Çocuğun babasının üzerindeki hakkı, ona güzel bir isim koyması, güzel bir yer belirlemesi ve güzel bir edeple edeplendirmesidir.” buyurmuştur.
PEYGAMBER EFENDİMİZİN TAVSİYE ETTİĞİ İSİMLER
Erkekler için isimler: Abdullah, Abdurrahman ve aynı şekilde Habip, mümin, Emin, Cemil, Saad, Mesut, Sabır, Sıddık, Mehdi, Hadi, Murtaza, İsa, Mücteba, Sadık, Kemal, İshak, Harun, Hüsamettin, Necmettin, Ebdulkerim, Abdulhadi, Nuh, Adem, Yusuf, İdris, Hızır, Musa, Sait, Müslim, Davut, Tahir, Tayyip, Salih, Fadlallah, Celal, Cemal, Rıza, Razı, Rezi, Taki, Cevad, Haşim, Mahmut, Mustafa…
Kızlar için isimler: Fatıma, Meryem, Susen, Zühre, Zekiye, Zehra, Azra (veya uzra), Reyhane, Asiye, Ebrar, Afife, Sıddıka (sıdıka), Tayyibe, Amine, Tahire, Hatice, Asya, Raziye, Reziye, Merziye, Masume, Mübareke, Cemile, Halime, Hamide, Nergis, Muhaddise, Sara, Mansure, Melihe, Feride, Vecihe, Atike, Aliye, Safiye, Havra, Zeynep, İsmet, İffet, İzzet, Kübra, Rahime, Naime, Şehribanu, Gülsüm…
2018 KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
A
Açelya: Funda gillerden çok renkli çiçekler açan bitki
Adalet: Doğruluk, zulmetmeme, haksızları terbiye.
Adniye : Salih, Cennetlik.
Afitab : Güneş ışığı.
Ahenk: Uyum
Ahsen: Çok güzel
Ahu : Ceylan, maral.
Akasya: Güzel kokulu süs bitkisi
Akgün: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı gün
Akşın: Beyaz tenli kadın
Ala: Ela karışık renkli, Alaca renkli
Aleda: Nazlı, kaprisli
Aleyna: Bizim üzerimize olsun
Alara: Kırmızı süs
Alçin: Kızıl renkli küçük bir kuş
Algın: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun
Alım: Gözü gönlü çelen güzel
Amine : Korkusuz.
Andaç: Anılar, hatıralar
Anıl: Başkaları tarafından sözü edilen
Arzu : İstek, hasret. İstenilen beğenilen kadın.
Arya: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı
Asena: Dişi kurt, güzel kız
Asiye : Direk, acılı kadın.
Asya: Dünyanın en büyük kıtası
Aslı : Temelli, köklü.
Aslıhan : Han soyundan olan.
Asu: Azgın, huysuz, isyan eden. Afacan
Asuman: Gökyüzü
Atiye : Bağış, verme, iyilik.
Atıfet : Bir sebebi bulunmadan duyulan sevgi.
Ayben: Ben ayım anlamında
Aybike: Ay gibi güzel kız
Aycan: Ay gibi sevilen, aydınlık can
Ayça: Yay biçimindeki ay, hilal
Ayda: Dere kıyılarında yetişen bir bitki
Aydan: Güzelliğini aydan almış, ay gibi parlak ve güzel
Ayfer : Ay ışığı.
Aygün: Hem ay hem gün
Aykal: Ay gibi parlak ve ışıklı kal
Ayla : Kadın, eş hanım.
Aylin : Ayın çevresinde görülen ışıklı daire, hale.
Aynur : Ay gibi parlak.
Ayperi : Peri gibi güzel.
Aysar: Ayın evrelerine göre huyu değişsen kimse
Ayşe : Bolluk içinde rahat yaşayan.
Ayşegül : Güleç, gül gibi renkli, canlı ve rahat ömür süren.
Ayşen : Neşeli, parlak, sevimli.
Ayşıl: Ay Işığı
Ayşin, Ayşim: Parlak ışık saçan
Ayten: Güzel bir tene sahip olan
Azimet : Gidiş. Takva yolunu seçen.
Azra : Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız
B
Bade: Aşk, kutsal sevgi
Bahar: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik, gençlik çağı
Balın: Yar, sevgili
Banu : Ev kadını, prenses, hanımefendi
Başak: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı
Begüm : Saygı değer kadın, hanım.
Behin: İyinin iyisi
Belgi: İşaret
Belgin: Kesin, eksiksiz beliren
Belkıs: Hz. Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı
Belma: Uysal, sakin
Belur: Billur, billurdan olan
Benan : Parmakla gösterilecek kadar güzel; parmak uçları
Bennur: Işık Saçan
Bengi : Sonsuz, tiryaki.
Bengisu: Ölümsüzlük suyu
Berat : Yapılan hayırlı bir iş yüzünden affetmek üzere verilen karşılık.
Beren : Kuzu.
Berfu: Kar tanesi
Beria: Olgunluk ve güzelliği ile üstün olan sevgili
Bergüzar: Anılmak için verilen şey, andaç
Beril: Zümrüt
Belen: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol
Beliz: İşaret, iz, alamet
Beril: Zümrüt
Berin: Manen çok yüksek, yüce yaradılışlı.
Berna: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı
Berrak: Keskin, kesici
Berire: İhsan sahibi, sadık.
Berna: Genç, cesur, civan.
Berfu: Kar tanesi
Besamet : Güler yüzlü.
Beste: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü
Betigül : Gül gibi kokan mektup.
Betül : Erkeklerden çekinen, ibadete düşkün, namuslu ve çok temiz kadın. Hazret-i Fâtıma ve Hazret-i Meryem’in unvanı.
Beyhatun : Hakanın hanımı.
Beylem : Çiçek demedi, buket, sunuş.
Beyza : Çok beyaz, çok temiz, parlak.
Bige: Evlenmemiş, çocuk doğurmamış olan. Sultan
Bihter: Daha iyi, en iyi
Bilge : Bilgisiyle davranışları birbirine uyan.
Bilgehatun : Derin bilgi sahibi kadın.
Billur: pek duru, pürüzsüz
Biray: Ay gibi tek, eşsiz
Birgül : Tek ve benzersiz gül.
Biricik: Bir tane, tek, emsalsiz
Bingül: Gülü bol, gül bahçesi
Buket : Demet, çiçek demedi.
Burçak : Taze dal, filiz.
Burçin : Dişi geyik.
Burcu : Güzel kokan.
Buse: Öpücük
Büge: Bent, su bendi.
Büşrâ: Müjde, sevinç, hayırlı haber. Acele, çabuk.
C
Canan: Sevgili, dilber, gönül verilen. Tasavvufta Allah.
Canay: Ay gibi temiz
Candan: İçten, gönüldensin
Candaş: Candan, değerli dost
Caneda: İçten, sevimli kişi
Cangül : İç açıcı.
Cansel: Hayat veren su
Cansın: İçten,
Cansu: Can suyu. Hayat veren su
Cavidan : Sonsuz, ölümsüz, ebedi.
Cemre: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
Ceren: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliği ile ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan
Cevza: İkizler burcunun eski adı
Ceyda : Yararlı, herkese iyilik yapan.
Ceylan : İnce biçimli, güzel gözlü bir geyik cinsi.
Cihanfer: Cihanı aydınlatan çok güzel kadın.
Ç
Çağ: Belli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi
Çağla: Bademin taze yemişi
Çiğdem: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi
Çilen: Hafif yağan yağmur, çisenti.
Çiler: Şarkı söyleyen, şakıyan
Çiselen: Çiseleyen yağmur damlası
Çisil: İnce ince yağan yağmur
D
Damla: Yağmur ya da bir sıvının çok küçük yuvarlak biçimli parçası
Defne: Yaprakları güzel kokan bitki
Demet: Çiçek bağlamı, deste
Deren: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren
Derin: Sığ olmayan
Derya : Deniz, çok bol, pek çok.
Deste: Bağlam, demet
Destegül : Gül demeti, çiçek buketi.
Devin: Hareket, kımıldanış
Dicle : Büyük ırmak. Irak’ta denize dökülen bir nehir.
Didar : Yüz, çehre, suret, görüş, göz, görme gücü.
Dide: Göz, göz bebeği
Didem: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim
Dila: Gölümü çalan
Dilan: Gönüllerce olan, yürekler dolusu
Dilara : Gönül alıcı, sevgili.
Dilan: Gönüllerce olan, yürekler dolusu.
Dilay: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel.
Dilber: Güzel, sevgili, gönül çekici.
Dilbeste: Gönül bağlamış, âşık.
Dildade : Gönül vermiş, düşkün, tutkun.
Dildar: Gönlü hüküm altında tutan sevgili.
Dilde: Ünü bir tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse
Dilek: İstek, rica, arzu
Dilhan: İçten ve yürekten konuşan
Dilrüba : Gönül kapan, herkesi kendine bağlayan.
Dilsafa : Gönlü ferah kedersiz.
Dilşad : Gönlü sevinçli, yüreği şen.
Dilşah: Gönül şahı, sevgili, sultan
Dilşikâr : Gönül avlayan, kendine bağlayan.
Dora: doruk, zirve
Doğay: Ayın yeni doğuş hali
Doğu: Güneş’in doğduğu yön
Dolunay: Ayın tam yuvarlak olduğu an
Duru: Saf, berrak
Duygu: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim
Duygun: Duygulu, hassas, hisli kişi
Dürre: İnci tanesi
E
Ebru : Kaş
Ece: kraliçe
Ecmel: Çok güzel
Eda : Tavırları hoş, nazlı.
Efil: Rüzgar, dalgalanma
Efser : Taç.
Efsun: Büyü, sihir
Ege: Türkiye’nin batısında yer alan deniz ve bölge
Ela: Sarıya çalar kestane rengi.
Elif : Arap alfabesinin ilk harfi, dost, tanıdık.
Eliz: El izi
Elvan: Renkler, çeşitler
Emel : Güçlü arzu, umulan şey.
Erem: Cennet
Erçil: Doğru, inanılır, güvenilir kişi
Erda: Beyaz karınca
Erna: Şen şakrak
Erva : Çok güzel, son derece cesur ve yiğit adam.
Esen: Sağlıklı, salim
Esim: Rüzgarın esmesi
Esma : İsmi olan.
Esra : Gece yolculuğuna çıkan.
Eva: Havva, yaratılan ilk kadın
Evin: Bir şeyin içindeki öz; Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü
Eylül: Son baharda bir ay adı
Ezgi: Melodi, şarkı, türkü
F
Fatma (Fatıma) : Kendisi ve nesli Cehennem ateşinden kesilmiş.
Fazilet : Erdem, iyi huyların ve üstün vasıfların hepsi.
Ferah: Aydınlık, iç açıcı
Ferda: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet
Ferdiye: Tek ve eşsiz.
Ferah: Bol, geniş, neşeli, açık.
Feray : Parlak, aydınlık ay.
Ferhan: Sevinçli, gönlü hoş
Ferhunde : Uğurlu kutlu.
Feri: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan.
Feride: Eşi benzeri olmayan, tek. Çok değerli inci
Feriha : Sevinçli, ferah.
Ferihan : Razı, hoşnut, sevinçli.
Ferişte : Melek.
Ferzane : Hakim, filozof, bilgin, âlim.
Feza: Boşluk, uzay
Feris: Şık, zarif
Ferzin: Kraliçe
Feyza: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın
Fidan: Yeni yetişen ağaç
Figen : Çiçek demeti, gölge eden.
Fitnat : Zihin açık, çabuk kavrayışlı.
Firdevs : Sekiz Cennetten biri, altın ve gümüştendir.
Firuze: Mesut, mutlu
Fulya : Güzel kokulu bir nergis.
Füruzan : Çok parlak, aydınlık, parlayan, nurlu.
Füsun : Büyü, sihir, efsun.
Füsünkâr : Büyüleyici güzel.
G
Gaye: Amaç, erek
Gazal : Geyik, ceylan, ahu.
Gazel: Konusu daha çok sevgi ve içki olan manzume
Gece: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre
Gerçek: Yakıştırma ve ya yalanı olmayan
Gönül : Kalb.
Gökben: Ben gökyüzü
Gözde : Göze girmiş, bir büyüğün sevip beğendiği.
Gözen: İlgi çekici, samimi; sulak yer; pınar
Güher: Cevher
Gülbanu: Gül hanım.
Gülberk : Gül yaprağı.
Gülbin : Gül fidanı, gül dalı, gül bahçesi, güllük.
Gülbiz : Gül saçan, gül serpen.
Gülçehre : Gül yüzlü, yüzü gül gibi hoş.
Gülcemal : Yüzü gül gibi güzel.
Gülçiçek : Gül gibi taze, çiçek tazeliği taşıyan.
Gülçin : Gül toplayan, gül derleyici.
Güldemet : Gül buketi, gül demeti.
Gülfam : Pembe, gül renginde.
Gülfem : Gül dudaklı, gül ağızlı.
Gülfer : Gül gibi parlak.
Gülfeşan : Gül saçan.
Gülfidan : Gül gibi genç.
Gülhiz : Gül yetiştiren.
Gülistan : Gül bahçesi, güllük.
Gülnar : Katmerli ve büyük gül, büyük çiçek.
Gülnaz : Gül gibi ince ve narin, nazlanan.
Gülsima : Gül yüzlü.
Gülsüm : Yüzü dolgun. Ümmügülsüm: Gülsümün annesi.
Gülter : Yeni açılmış gül.
Gülşen : Gül bahçesi, gülistan.
Güneş: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cisimi
Güney: Her zaman güneş gören, güneşli yer; Bir yön
Güz: Sonbahar
Güzay: Güneş olmayan yer; kuzey; güz ve ay
Güzide : Seçkin, seçilmiş, seçme.
Güzin: Seçilmiş, seçkin, beğenilen
H
Hacer : Taş, kaya parçası.
Handan: Güleç, sevinçli, şen şakrak
Hande: Gülüş, gülm. Açılma. Eğlenme.
Hatice : Erken doğan kız çocuğu.
Hale : Ayın çevresinde görülen ışık halkası.
Halenur : Işıklı, aydınlık daire, hale.
Hamiyet : Milli onur ve haysiyet.
Handan : Gülen, şen.
Hande : Gülen, alay eden.
Harika : Tabiat dışı meydana gelen fevkalade olay.
Hayal: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü
Hayat: Ömür, yaşam
Hazal: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği
Hazan: Sonbahar
Hazar: Barışma
Helin: Yuva
Henna: Kına ağcı
Hesna : Çok güzel kadın.
Hera: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça
Hevin: Aşk, sevda
Haver : Gün doğusu, ortak.
Havva : Bir şeyin kıvamı, olgun. Hazret-i Ademin hanımı.
Hayrunnisa : Kadınların hayırlısı, iyisi.
Hicran : Ayrılık, ayrılığın verdiği unutulmaz acı.
Hicret : Bir ülkeden başka birine göç etmiş olan.
Hilâl : Yeni ay.
Hilde: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek
Huban : Güzeller. Güzel olan.
Huri : Cennet kızı gibi güzel.
Huriye : Çok güzel.
Hülya : Kuruntu, hayal.
Hüma: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu
Hümeyra : Küçük kırmızı. Hazret-i Âişe’nin ünvanı
Hürrem : Taze, şen şakrak, sevinçli. Güler yüzlü.
Hüsnâ : En güzel, pek güzel.
Hüsnügül : Gül gibi güzel.
Hüveyda : Apaçık, belli, besbelli.
I-İ
Iğıl: Çok yavaş akan su
Ilgın: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaç
Ilgım: Serap
Ilım: Uzlaşmacı, yumuşaklık
Itır: Güzel koku; Çiçek özü, esans
İclal : Saygı ve büyüklük gösteren, ikram eden.
İdil: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir.
İffet : Namuslu, helali isteyen, haramdan kaçan.
İkbal : Baht açıklığı, işlerin yolunda gitmesi.
İlayda: Su perisi
İlgin: Yabancı, gurbette yaşayan
İlkin: İlk çocuklar için kullanılan adlardan. Önce, öncelikle.
İlma: Parlatma
İmer: Zengin, varlıklı
İpar: Yüksek dağlarda kar tutmayan yerlerde yetişen çiçek
İrem : Şeddatın Cennet diye yaptırdığı ünlü bahçe.
İren: Özgür, serbest
İris: Mitolojide Tanrıların elçisi
İyem: Güzellik, iyilik
İzem: Büyüklük, ululuk
İzgi: Güzel, adaletli, zeki
J
Jale : Kırağı, çiğ, şebnem.
Janset: Güneşin doğuşu (Çerkes)
Jeyan: Kızan, kükreyen
Jülide : Saçı dağınık.
K
Kader : Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanan.
Kamelya: Pembe, kırmızı, beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi
Kardelen: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi
Kayra: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; ihsan, lütuf
Kevser : Maddeten ve mânen çok, nesli kalabalık. Cennetteki meşhur havuz.
Kıvılcım: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası
Kübra : En büyük en azametli.
Kündem : İtaatli, saygılı.
L
Lal: Parlak, koyu kırmızı renkte olan
Lalezar : Lale bahçesi.
Lamia : Parlayan, parıldayan, parlak.
Lema: Parıltı, parlayış
Leman : Titrek.
Lemis: Dokunma, ellme
Lerzan . Titreyen, titrek.
Letafet : Latiflik, hoşluk, yumuşaklık.
Leyan : Konforlu, lüks hayat.
Leyla : Uzun ve karanlık gece.
Lila: Açık eflatun
Linet: Sürgün
M
Mahinev : Yeni doğmuş ay.
Mahiye : Aylık.
Mahpeyker : Ay yüzlü parlak ve nur yüzlü.
Mahru : Ay gibi parlak yüzlü.
Maide : Kurulmuş hazır sofra.
Makbule : Kabul olunmuş, beğenilmiş.
Maral : Dişi geyik.
Mayda : Narin ince yapılı.
Mayıs: Bir bahar ayı
Mebşure : Yüzü güzel, endamlı.
Mehir: Ay parçası
Mehlika : Ay yüzlü.
Mehpare : Ay parçası.
Mehtap : Ay ışığı.
Mehveş : Ay gibi güzel.
Melahat : Güzel yüzlü.
Melda : İnce ve taze.
Melek : Masum, halim selim.
Melis : Bal arısı.
Meriç : Ege denizine dökülen nehir.
Merve : Kâbe yakınındaki küçük bir tepe.
Merze: Mercan
Meryem : Dinine bağlı.
Mestinaz : Süzgün bakışlı.
Mevhibe : Bahşiş, ihsan, bağış.
Meysere : Zenginlik, rahatlık.
Mısra: Manzumenin satırlarından her biri, dizeler.
Mihman : Misafir.
Mihriban : Seven, güler yüzlü.
Mihrimah : Güneş ile ay.
Mihrinaz : Çok nazlı
Mina: Mine, Liman. Şişe, cam, billur
Mimoza : Yaprağına dokununca toplanan bir çiçek.
Miray: Yılın ilk aylarında doğan
Mualla: Yüce, yüksek.
Muattar : Güzel kokulu.
Muhabbet : Sevgi.
Muhaddere : Namuslu, iffetli, örtülü müslüman
Müberra : Temize çıkarılmış, açıkca belirtilmiş.
Mübeşşer : Müjdelenen, iyi haber verilip sevindirilen.
Mübeyyen : Açıklanmış ortaya çıkarılmış.
Müjde : İyi haber sevinçli haber.
Müjgan : Kirpikler.
Müjgen : Kirpik
Münevver : Aydınlatılmış, kültürlü ve bilgili, aydın.
Münteha : Netice, son yer.
Mürüvvet : İnsanlık, mertlik, sevinçli günlerini görme.
N
Nakşıdil : Gönül nakışı.
Nalan : İnleyen, ağlayan, sızlayan, figan eden.
Narin : İnce yapılı, nazik ve kibar.
Nazan : Nazlı, naz eden.
Nazende : Naz edici, nazlı.
Nazenin : Çok nazlı, narin, ince yapılı.
Nazik : İnce, narin, zarif.
Nazlı : Naz eden.
Necla : Kız evlat.
Nedret : Az bulunan, ender.
Nehar : Gündüz.
Nehir: Akarsu, ırmak
Nemika : Mektup.
Neriman : Pehlivan, kahraman, yiğit.
Nermin : Yumuşak, nazik, kibar.
Neslihan : Padişah soyundan gelen.
Neslişah : Şah neslinden.
Nesrin : Yaban gülü, mısır gülü, van gülü.
Neşe : Sevinç içinde olan.
Neşide : Ünlü mısra, beyit, manzume.
Neval : Talih, kısmet, baht açıklığı. İhsan, bağış.
Nevbahar : İlk bahar.
Nevbaht :Talihi yeni.
Nevber : Yeni yetişmiş turfanda sebze, meyve.
Nevcivan : Taze, genç, delikanlı.
Neveda : Herkesten ayrı bir edası olan.
Nevin : Yeni, yepyeni, yeni şey.
Nevinbal : Taze yeni yetişmiş fidan.
Nevinur : Çeşitli görünümde ışıklar.
Nevra: Beyaz çiçek. Işıklı olma, parlaklık
Nevres : Yeni biten, genç taze.
Nezafet : Temizlik, paklık.
Nezahet : Temizlik, paklık, iç temizliği, incelik, rikkat.
Nezaket : Naziklik, zariflik, incelik, terbiye, edep.
Nida : Seslenen.
Nigahban : Gözcü, bekçi.
Nigar : Resim, nakış, resim gibi güzel.
Nihal : Fidan, genç. Fidan gibi ince yapılı.
Nihan : Gizli, sır, örtünmesi gerekli yerleri örten.
Nilgün : Mavi renkli.
Nilüfer : Bir su bitkisi
Niran : Ateş, parlaklık.
Nisa: Kadın, kadınlar
Nisan: Geln çiçeği, İlkbahar ayı
Nur : Işık, parıltı, aydınlık, nur.
Nuran : Işıklı, nurlu, aydın.
Nuray : Ay ışığı gibi.
Nurbanu : Işıklı hanım, nurlu hanım.
Nurcihan : Cihanın nuru, kâinatın ışıklı, parlak, nurlu.
Nurçin : Işıklı.
Nurhan : Aydın hükümdar.
Nurhayat : Parlak hayat.
Nurperi : Yüzü nur gibi parlayan peri gibi güzel.
Nurşen : Işık gibi şen ve güler yüzlü.
Nurşin : Çok lezzetli.
Nükhet : Güzel ve hoş koku.
Ö
Ödül: Armağan
Özge : Başka, yabancı, iyi, güzel, şakacı, cana yakın.
Özlem : Hasret. Yeniden görme arzusu.
Özün: Şiir, hak edilmiş ün.
P
Pamira: Orta Asya’da bir yayla
Parla: Parlamak eyleminden parla, ışık saçan
Peren : Ülker yıldızı.
Peri : Çok güzel, çekici.
Peride : Uçarak yükselmiş, rengini atmış.
Perihan : Peri padişahı.
R
Rana : Güzel, hoş görünen.
Ravza : Bahçe, yeşilliği bol, çiçekli bahçe.
Rayiha : Koku, güzel koku.
Refhan : Varlık içinde yaşayan, bolluk içinde bulunan.
Remide : Ürkmüş, korkmuş, ürkek, korkak.
Rengin : Renkli, boyalı, güzel.
Reside : Erimiş, yetişmiş, olgunlaşmış.
Reyhan : Rızk, merhamet, güzel koku. Fesleğen.
Rikkat : İncelik, naziklik.
Rima: Dişi ceylan yavrusu
Rosa: Gül rengi, pembe kırmızı arası bir renk
Rugeş : Canlı yüzlü, taze yüzlü.
Ruhan: Güzel kokulu
Ruken : Güler yüzlü, müjde veren.
Rukiye : Büyüleyici güzellikte.
Rumeysa : Büyük yıldız
R
Ruşen : Aydın, parlak, belli, aşikar, apaçık, ortada.
Ruzenin : Çiçek gibi güzel yüzlü.
Rüveyda : Hoş, ince, nazik.
Rüveyha : İncelik, zariflik.
S
Saadet : Kavuşan, mutlu.
Sabahat : Latif, yüzü güzel, cemal sahibi.
Sabia : Yedinci.
Saniye : İkinci.
Sara : Halis, katkısız, saf.
Sare : Sıçrayan, atlayan.
Saye: Gölge; koruma, yardım, sahip çıkma
Satıa : Meydana çıkan, yükselen, nur saçan, parlak.
Sebla: Uzun kirpikli göz
Seda : Ses.
Seha : Eli açık, cömert.
Sehavet : Cömertliği seven
Seher : Gecenin son altıda biri olan vakit ki, bu zaman yapılan dualar makbuldür.
Selamet : Sağlık, esenlik, kurtuluş, sâkin olma.
Selis: Akıcı söz
Selma : Barışçı, itaatli, iyi yolda.
Semen: Yasemin çiçeği. Semizlik.
Semin: Değerli, pahalı; Semzilik
Semra : Esmer, kumral renkte, esmer güzeli.
Sena : Övme, methetme.
Serap : Işığın yansımasından doğan yanılma.
Sevde : Esmer güzeli.
Seyyal: Akıcı, akışkan
Sibel : Buğday başağı.
Soneda: Nazlı olmaması temenni edilen
Suna: Erkek ördek. Endamlı.
Suzan : Yakan, yanan.
Süeda : Saadetli, kutlu, uğurlu. Saidin çoğulu.
Sülün : İnce narin.
Sümeyye : Ammar b.Yaser’in annesi. İlk İslam şehidi.
Süveyda : Kalbin ortasındaki kara benek.
Şahdane : Mutlu, bahtiyar, dindar, temiz yürekli.
Şahika : Dağ tepesi, dağ doruğu.
Şahmelek : Güzeller güzeli.
Şebnem : Gece nemi, çiğ, nem, rutubet.
Şermende : Utangaç.
Şermin : Utanan, sıkılan.
Şermize : Küçük insan topluluğu.
Şevval: Hicri takvim 10. ay
Şeybe : Beyaz saçlı, yaşlı, saçı ağarmış.
Şeyda : Âşık, tutkun. Sevgiden aklını kaybetmiş.
Şeyma : Bedeninde ben, alamet olan.
Şirin : Tatlı, cana yakın sevimli.
Şule : Alev, parıltı.
Şükran : Teşekkür eden, minnettar kalan.
T
Talia: Güzel, şirin
Tamay: Dolunay,
Tuba: Cennet ağacı.
Tülin : Ayna.
Türkan : Padişaha saltanatta ortaklık eden eşi.
U-Ü
Ulya : Pek yüce.
Ülfet : Dost olan, yakınlık duyan.
Ümeyme : Küçük anne.
Ümmühan : Hükümdarın annesi.
V
Vedia : Emanet.
Vedide : Dost, sevgili. Çok seven.
Vesamet : Güzel olan.
Vesile : Vasıta olan.
Vildan : Yeni doğmuş çocuk.
Vira: Durmadan aralıksız, sürekli
Vuslat : Dostuna, sevdiğine kavuşan.
Y
Yâdigar : Dost hatırası.
Yârıdil : Gönül dostu, içten arkadaş.
Yelda : Uzun ve siyah.
Yeldem : Çabuk, çevik, çalak.
Yeşim : Sert ve kıymetli yeşil taş.
Z
Zehra : Yüzü beyaz ve parlak, nurani yüzlü.
Zehre: Çiçek
Zerengül : Altın gibi gül.
Zerişte : Altın tel, sırma.
Zerrin : Altına benzeyen, altın gibi parlak ve kıymetli.
Zeynep: Görünüşü ve kokusu güzel, olgun ve dolgun.
Ziba : Süslü, bezekli. yakışıklı güzel.
Zinnur : Nur sahibi, nurlu, ışıklı, parlak, bahtiyar.
Zişan : Şanlı, ünlü, çok tanınmış.
Zübeyde : En seçkin, öz, hülasa, cevher.
Zülal : Saf, berrak.
Züleyha : Hızlı yürüyen, yolda emsalini geçen.
Zülfibar : Dağılmış, yayılmış saç.
Zülfiyar : Sevgilinin saçı.
Zümra: Çok akıllı
Zümrüt : Yeşil renkte, cam parlaklığında bir süs taşı.
2018 ERKEK BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
A
Abdullah: Allah’ın kulu. Peygamber (s.a.s)’in en sevdiği isimlerden aynı zamanda babasının adıdır.
Âbidin : İbadet edenler kulluk yapanlar.
Acar: güçlü, gürbüz, dinç, becerikli, çevik.
Acun: sonsuz uzay içindeki gök varlıklarının tümü, dünya, evren
Afşar: eli çabuk, çabuk iş gören, Oğuz Han’ın oğullarından birinin adı, Türkmenler’in bir boyunun adı.
Adem: Yaratılan ilk insan, adam.
Adil: Adaletli
Adnan : Üstün insan.
Affan : Çirkin şeylerden kaçınan, iffetli, namuslu.
Âgah : Bilgili, basiretli, haberdar, uyanık.
Âhi : Arkadaş, dost, cömert, yiğit.
Ahmed : Çok övülmüş, beğenilmiş.
Alican : Cana yakın, kanı sıcak, candan.
Âlişan : Şan ve şerefi yüce olan.
Alişir : Aslan Ali.
Alpaslan : Korkusuz, yiğit, güçlü, kuvvetli.
Alper : Cesur asker, yiğit asker.
Alperen : Hem din adamı hem komutan olan yiğit.
Altemur : Demirin korlaşmış kırmızı hali.
Âmir : İmâr eden.
Ammâr : Bir yeri bakımlı hale getiren.
Arda: Asa
Aşkın : Aşmış, ileri, üstün, seçkin.
Ata : Baba, dede, yaşlı, tecrübeli, bilgili.
Atalay : Tanınmış, ünlü.
Atâullah : Allah’ın hediyesi, ihsanı, lütfu.
Avşar : İşi hemen yapan.
Aykan : Kanı parlak ve canlı.
Aykut : Armağan, mükafat, ödül.
Aytekin : Ay gibi tek ve biricik olan, çok değerli.
Ayvaz : Koca, eş.
B
Babacan : Cana yakın, güvenilir, anlayışlı.
Baha : Değer, kıymet, zariflik, üstünlük.
Bahadır : Yiğit, cesur, kahraman.
Bahtiyar: Mutlu, talihli, hayatından memnun olan
Barın: Güç, Kuvvet
Barkın: Gezgin, seyyah, sürekli gezip dolaşan
Baki: Süreklilik sahibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz, sonu olmayan
Balaban: Bir tür yıtrıcı kuş.
Baran: Durağanlığı harekete çeviren etken, güç, ulu.
Barbaros: “Kızıl sakal” Türk gemici Hızır Reis’e Avrupalılar tarafından takılan isim.
Barış: Savaştan ya da dargınlıktan sonra, iki yanın uzlaşması, anlaşması.
Barlas: İyi savaşçı, savaşçı yiğit.
Bartu: en eski Türk hanlarından birinin adı.
Battal : Kahraman, cesur, çok büyük.
Batu : Güçlü, kudretli.
Bedir : Dolunay. Ayın ondördü gibi güzel.
Behcet : Sevinç, güler yüzlü, şirin.
Behlül : Çok gülen, hayır sahibi, cömert.
Behnan : İyi huylu, güler yüzlü, herkesçe sevilen.
Behram : Merih yıldızı.
Behzat : Soyu güzel, doğuştan asil.
Bekir : İlk çocuk. Genç, taze.
Bektaş : Akran, eş.
Bera : Fazilet, meziyet sahibi.
Berkan : Şakıyan, parıldayan.
Berkin : Güçlü, sağlam.
Beşer : İnsan.
Beşir : Müjdeleyen. Güler yüzlü.
Bilal : Su.
Bilgehan : Derin bilgi sahibi hakan.
Bişr : Güler yüzlü.
Buğra : Erkek deve, hindi, aslan.
Burak : Peygamber efendimizin Miracda bindiği at.
Burhan : Delil, sağlam delil, hakkı bâtıldan ayıran.
Bülent : Yüksek, yüce, uzun.
C
Cafer : Çay, dere, küçük akarsu.
Câbir : Cebreden, zorlayan, galip gelen.
Can: Ruh. Aziz, sevgili. Gönül.
Candar : Silahlı asker.
Candaş: can yoldaşı, arkadaş, dost, sevgili
Caner : Can dostu.
Canib : Yan, taraf, yön.
Cankut: kutlu kimse, uğurlu can.
Canpolat: canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimse.
Cantekin: Biricik can, can şehzade
Cârullah : Allah’a yakın olan, Allah dostu.
Celâl : Azamet, şeref, kemal ve ikram sahibi.
Celayir: Moğolların kollarından birinin adı.
Cengiz: yılmaz, dönmez, yumuşamaz kimse
Cezmi : Azimli, kararlı.
Cihad : Din uğrunda düşmanla ve nefsi ile savaşan.
Cihangir : Cihanın büyük bir bölümünü ele geçiren.
Civan : Genç, taze, delikanlı.
Cihanşah : Dünyanın padişahı.
Cübeyr : Küçük kahraman, küçük yiğit.
Cüneyt : Küçük asker, askercik.
Ceyhun: Orta Asya’da bir ırmak
Coşkun: coşmuş olan, kabına sığmayan.
Ç
Çağan: mutlu gün, bayram.
Çağatay: Cengiz Han’ın oğlu.
Çağdan: çağın içinden.
Çağdaş: aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır.
Çağlar: çağıl çağıl akan, çağıldar, çağlayarak akar.
Çağlayan: bir akarsuyun yükseklerden köpürerek düştüğü yer, çavlan.
Çağıl: çağ ile ilgili
Çağın: çağda olan, çağa uyan, çağa uygun, çağın olan
Çağrı: birini bir yere çağırma, davet
Çakır: doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse
Çelebi : Efendi, görgülü ve ince insan.
Çelik: su verilip sertleştirilen demir, polat.
Çetin: İstenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, kolay olmayan, sert, sarp.
D
Dağhan: Oğuzhan’ın oğlu, eski inanışa göre bir doğa tanrısı
Dâhi : Üstün zekalı, son derece zeki, anlayışlı.
Dâi : Dua eden, duacı, hak dine çağıran.
Dânâ : Çok bilen, bilgili.
Daniş : Bilgi, bilme, biliş, ilim.
Danişmend : Bilgili, âlim.
Dâver : Doğru ve insaflı olan, âdil hükümdar.
Değer: bir şey için kararlaştırılan, biçilen fiyat, bir şeyin ya da bir kimsenin taşıdığı yüksek nitelikler.
Deha: Dahi, zekaca üstün olan
Derviş : Allah için alçak gönüllüğü kabul eden.
Demirkan: sağlam ve güçlü kan
Dilhan : İçten, gönülden söyleyen.
Dilaver : Yiğit, yürekli, erkek.
Doğan : Atılgan ve yiğit.
Doruk: Zirve
E
Ecehan : Hanların başı.
Ecmel : En güzel, en yakışıklı.
Ecvet : En cömert, varını yoğunu dağıtan. En iyi olan.
Ede : Ata, büyük kardeş, ağabey.
Edhem : Kara donlu, yağız at.
Edip: Edepli, terbiyeli
Edis: değerli, ulu, yüce, yüksek
Ediz: değerli yüksek
Efdal: En değerli, en yüksek
Efe : Batı anadolu yiğidi, zeybek.
Efken : Atıcı, yıkıcı.
Eflah : Tamamiyle kurtulan, en çok talihe kavuşan.
Ege: ulu, büyük
Egemen: Bir yere hakim olan
Ekber: Kebir kelimesinden, en büyük.
Ekin: tahılın ekiminden, harman dönemine kadar olan hali
Ekmel : En olgun, mükemmel.
Ekrem : Çok cömert, iyiliksever, keremi lütfu çok olan.
Elvan : Renkli, renk renk.
Emced : Çok şerefli, ve haysiyet sahibi.
Emek: bir şeyin yapılmasında harcanan kafa ya da beden gücü, uzun ve özenli çalışma, çaba harcama.
Emir : Bir kavmin, şehrin başı, reisi.
Emre : Aşık, dost, abi. Beylerbeyi.
Ender: Seçkin, eşi benzeri az bulunan.
Enes : İnsan.
Engin : Uçsuz bucaksız deniz.
Enver : Çok nurlu, çok ışıklı, çok parlak, çok güzel.
Ercümend : Muhterem, şerefli, itibarlı.
Erdem : Fazilet.
Ergün : Sert başlı, oynak ve hızlı giden at.
Erhan : Yiğit hakan.
Erkam : Rakamlar, isimler.
Erkan : Esaslar, direkler, reisler.
Erkin : Bağımsız hareket eden.
Erman : Arzusu, isteği olan.
Erol: Sözünde duran er.
Ertuğrul : Temiz, yürekli, doğru insan.
Esat : Çok uğurlu ve mutlu.
Esed : Aslan, gazanfer, cesur.
Esved : Siyah, esmer.
Eşref : En çok şerefli, itibarı en çok yüksek olan.
Etem : Kusursuz, noksansız.
Evran : Baht, büyük yılan.
Eymen : Daha uğurlu, çok talihli, hayırlı. Sağ taraftaki.
Eyüp : Tevbe eden, hatalarına pişman olan.
Ezrak : Mavi, gök renkli. Su gibi saf ve temiz olan.
F
Fadıl: Erdemli, üstün kişi
Fahir: Övünülecek kadar, övünen, gösterişli ve değerli.
Fahrettin/Fahri: Karşılıksız kabul edilen görev,iş.
Fazlı : İyilik, fazilet, erdem, lütuf.
Fahreddin : Dinin büyüğü, dinde övülmeye layık.
Faik: Başkalarından daha ileri, üstün.
Fâlih : İsteğine kavuşan, başaran. Çiftçi.
Faris : Yiğit, mert, binici, at yetiştiricisi.
Faruk : Hak ile bâtılı ayıran.
Fasih : Güzel, düzgün ve açık konuşan.
Fatih : Fetheden, zapteden, aşan.
Fatin: Zeki, anlayışlı.
Faysal : Kesin hüküm vereni. Keskin kılıç.
Fazlullah : Allahü teâlânın lütfu. Üstün ve değerli
Feda : Kurban olma, gözden çıkarma.
Fedai : Canını esirgemeyen, can vermeye hazır.
Fehmi/ Fehim: Anlayışlı, çabuk kavrayan
Feramuz : Şanlı, şerefli, ün kazanmış.
Feramuş : Hatırdan çıkan, unutulan.
Ferdi: Bireysel, tek başına.
Ferhan : Sevinçli, neşeli, ferahlı, şen, memnun.
Ferhat : Sevinç, neşe sahibi, rahatlık.
Feridüddin : Dinin en üstünü.
Feridun : Tek, eşi ve benzeri olmayan, kıymetli cevher.
Ferit: Eşsiz, benzersiz.
Ferman : Emir. Padişahların tarafından verilen emir.
Ferruh : Uğurlu, mübarek, yüzü nurlu, aydın.
Fettah : Fetheden, her türlü müşkülleri kolaylaştıran.
Fevzi: Kurtuluşa, zafere ilişkin, selamet.
Feyyâz : Feyz, bereket ve bolluk veren.
Feyzi: Verimlilik, bolluk.
Feyzullah : Allahü teâlânın feyzi.
Feza: gökyüzü, uzay
Fırat: Bir nehir adı. Türkiye’den geçip Basra’ya dökülen nehir.
Fuat : Kalb, gönül.
Furkan : İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren.
Fuzuli : Fazla, anlamsız, yersiz.
G
Galip: yenen, üstün gelen
Gani: Zengin, cömert, bol, çok, elindekiyle yetinen
Gazanfer : Yiğit, aslan gibi cesur.
Gazi : Savaştan sağ dönen.
Gediz: su birikintisi, gölcük
Gencer/Gençer: Delikanlı, genç yiğit
Gençay: yeni doğan ay, ilk ay
Gevheri : Pırlanta gibi temiz insan.
Gıyas : Yardım eden.
Giray: Kırım hanlarının unvanlarından.
Gökalp: gök gözlü yiğit
Gökay: Gök ve ay gibi güzel olan
Gökbay: gök yüzlü ve zengin kimse
Gürbüz : Toplu, güçlü dinç erkek.
H
Habbab : Seven, sevgili, dost.
Habil : Yumuşak ve temiz huylu.
Hacib : Kapıcı, kapıcı başı.
Hafi : Güler yüzlü, çok ikramcı, gizli.
Hafid : Torun.
Hakan : Türk hükümdarı.
Hakem : Hüküm veren.
Haki : Hikaye eden, anlatan.
Hakkı : Doğru olan, irfan sahibi, insaflı.
Haldun : Devamlı yaşlanıp ihtiyarlamayan.
Halife : Birinin yerine geçen .
Han : Hakan veya hakana bağlı hükümdar.
Halife : Birinin yerine geçen .
Halil : Dost, sevgili, samimi dost, içten arkadaş.
Halim: Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı
Halit: Süregelen, sürekli, geç yaşlanan
Haluk : İyi ve güzel huylu, geçim ehli, İslam’a yakışır.
Hamdi: Hamd eden, şükreden
Hamdullah : Allahü teâlâya hamd eden.
Hamit: şükredici, hamdedici
Hammâd : Çok hamd eden, çok dua eden.
Hamza : Aslan, heybetli, azametli.
Han : Hakan veya hakana bağlı hükümdar.
Hanefi : İstikamet üzere olan.
Hani : Yumuşaklık ve vakar sahibi.
Harun: Huysuz at, postacı,inatçı
Hasan : Güzel, iyi, hoş.
Hâtem : Mühür, üstü mühürlü yüzük, en son.
Haseki : Hükümdarların hizmetlerine tahsis edilen zat.
Hasibi : Cömert, hayırhah.
Hasin : Kuvvetli, sağlam, muhafaza eden.
Hâtem : Mühür, üstü mühürlü yüzük, en son.
Hattâb : Çok güzel konuşan ve nasihat eden.
Hatip : Hitabeden, güzel söz söyleyen.
Hayali : Hayal eden.
Haydar : Aslan, cesur, yiğit, kahraman.
Hayrani : Hayran olan.
Hayri: Hayırla, iyilikle ilgili.
Hayreddin: Dinde hayırlı kimse, dinin hayırlısı.
Hayrullah: Allah’ın hayırlı ettiği
Haşim : Ezen, parçalayan. Hürmet ve ikram eden.
Haşmet : Heybet ve ihtişam sahibi. Tevazu gösteren.
Hazar: Barış, bir yerde oturma hali
Hıfzı: Saklamak, korumak, hafızaya almak.
Hazım : ihtiyatlı, basiretli, gözü açık, hazımlı.
Hızır : Yeşil, darda kalana yardım eden.
Hicabi : Mahcup, utangaç, hayalı, edepli, terbiyeli, iffetli.
Hilmi : Yumuşak huylu, sabırlı, vakarlı, sakin.
Himmet : Lütfeden, gayret eden.
Hişam : Haya eden, utanan.
Hud : Büyük, çok hürmet eden.
Hulusi : Halis, saf, samimi, candan, içi temiz.
Hurşid : Güneş.
Huzeyfe : Küçük testici, çömlekçi çırağı.
Hüccet : Senet, vesika, delil.
Hulusi : Halis, saf, samimi, candan, içi temiz.
Hurşid : Güneş.
Huzeyfe : Küçük testici, çömlekçi çırağı.
Hüccet : Senet, vesika, delil.
Hüdâvendigâr : Hükümdar, sultan, âmir, hâkim.
Hüdayi : Hüdânın kulu.
Hümayun : Mübarek, mutlu, padişaha olan.
Hüsameddin : Dinin keskin kılıcı.
Hüseyin : Küçük güzel.
Hüsrev : Padişah, hükümdar, sultan.
İ
İbrahim: İbranice’de hakların babası anlamında.
İdris: Beyaz renkli çiçek açan bir ağaç cinsi.
İhsan: Bağışlamak, yardım etmek, iyilik etmek.
İhvan : Sadık, samimi, candan dost.
İkrime : Kerem sahibi, cömert.
İlhami : İlham sahibi.
İlyas: Mersin ağacı
İlkay: Ay’ın ilk günlerinin durumu, hilal.
İlker: İlk erkek çocuk.
İlter: yurdu koruyan, yurdu savunan, yurdu kayıran, ülke sever, yurtsever
İmadeddin : Din direği, devleti ayakta tutan.
İmam : Nümune, rehber, önder, başkan.
İnayetullah : Allah’ın lütfu, ihsanı.
İslam : Müslüman, Hakka teslim olan.
İsmâil (İb): Allahü teâlâya çok ibadet eden.
İzzet : Değer, şeref, kudret, hürmet ve ikram sahibi.
K
Kaan: Kağan. Hanların hanı, şahinşah.
Kabil : Kabul eden, önde olan.
Kadem : Ayak, adım.
Kâdir : Tükenmez güç ve kudret sahibi.
Kadîr: Çok güçlü, çok kudretli.
Kadı : Hüküm, karar ve hakimlik.
Kalender : Dünyadan el etek çekip boş dolaşan derviş.
Kamran : İsteğine kavuşmuş, mutlu, bahtiyar.
Kasım: Taksim eden, bahşeden.
Kayahan: Kaya gibi sert hakan
Kayra: Tanrı yardımı; Tanrı’dan ya da büyük bir kimseden gelen iyilik, kayırma, yardım, destek.
Kâzım : Öfkesini, gazabını yenen.
Keleş: Güzel yakışıklı, bahadır.
Kemal : Olgunluk, bilgi ve fazilet sahibi.
Keramet : Kerem, ihsan, evliyada görülen harika.
Kerami : Soylu, şerefli.
Kerem : Asalet, izzet ve şeref sahibi. Cömert, eli açık.
Keremşah : Çok cömert, çok eli açık, çok soylu.
Keşşaf : Keşfeden, sırları çözen, gizlileri açığa çıkaran.
Kılıç: İki yüzü keskin eski bir silah.
Kıymet : Değer, baha, bedel, onur, itibar, makbul oluş.
Kiram : Soyu temiz olanlar, şerefli ve cömert olanlar.
Korkut: Büyük dolu tanesi.
Kuddusi : Mukaddes, ulvi, pak.
L
Latif: Allah’ın kulu
Levent : Bahriyeli. Boylu poslu, yakışıklı.
Levni : Renkli, boyalı.
Lütfi: Cennette ölümsüzlüğe kavuşan.
Lütfullah:Çok övülmüş, methedilmiş.
M
Macit: Şan ve şeref sahibi
Mahir: Usta, elinden her iş gelen.
Mahdum : Hizmet edilen, evlat.
Mahmud : Övülmüş, medhedilmiş, sena edilmiş.
Mahmur : Sarhoş, uykulu, baygın gözlü.
Murat : İstek, arzu, maksat. Seçilen
Mazhar : Nail olan, şereflenen, bir iyiliğe kavuşan.
Memun : Korkusuz, tehlikesiz, sağlam, emin.
Mengi/Mengü: Ölümsüz, sonsuza değin yaşayacak olan.
Mecdeddin : Dinin büyüğü.
Mecnun : Deli, divâne, delice seven.
Medeni: Şehirli, bilgili ve görgülü.
Meriç: Bulgaristan’dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra Türk-Yunan sınırları boyunca Akraka Enez yakınlarında Ege Denizi’ne dökülen ırmak.
Mert : Sözünün eri, yiğit, bahadır.
Mestan : Mest olmuş, bayılmış.
Metin : Sağlam, dayanıklı.
Mir : Amir, kumandan, bey, vali, hükümdar.
Miraç : Merdiven, yükselen, yükseklere çıkan .
Mirkelam : Kibar konuşan, hoş sohbet, sohbet adamı.
Mirza : Hükümdar soyundan gelen, beyzade.
Misbah : Lamba.
Mithat : Methetme, övme.
Muammer : Uzun ömürlü, ömür süren, yaşayan, talihli.
Muaz : Sığınan, korunan, sarılan.
Muhammed : Yerde ve gökte çok övülen.
Muharrem : Haram kılınmış, dinen yasak edilmiş.
Muhtar : Seçilmiş, seçkin.
Muhterem : Saygıdeğer, sayın, kıymetli, şerefli.
Muhteşem : Göz kamaştıracak büyüklükte veya güzellikte olan.
Muhyiddin : Dini ihya eden.
Muktedi : İktida eden, tâbi olan, uyan.
Muktedir : iktidarlı, gücü yeten.
Muktefi : İktifa eden, izinden takip eden, örnek tutan, birine uyan.
Muslih : Islah eden, düzelten.
Mustafa : Saf hale getirilmiş, süzülmüş, güzide.
Mutahhar : Temizlenmiş, mübarek.
Mutasım : Günahtan çekinen, eliyle tutan, yapışan.
Muteber : Kadri bilinen, kıymeti takdir edilen.
Mutemed : Kendisine itimat edilen, güvenilen.
Mutlu: Halinden, memnun, mesut, bahtiyar.
Muttalib : Talep eden, isteyen.
Mübarek : Bereketli, feyizli, uğurlu, hayırlı.
Mübeşşir : Müjdeci, hayırlı haber verip sevindiren.
Müjdat : İyi haber, müjdeli haber.
Mükerrem : Şerefli, muhterem, hürmete erişmiş.
Mülayim : Yumuşak huylu, medenice hareket eden.
Mümtaz : İmtiyazlı, üstün tutulmuş, seçkin, seçilmiş.
Müren : Akarsu, nehir, ırmak.
Mürsel : Gönderilmiş, yollanmış, nebi.
Müşir : İşaret eden, yol gösteren, mareşal.
Müzdad : Artmış, çoğalmış, uzun.
N
Nabi : Haberci, haber veren.
Namdar : Meşhur namlı, ünlü, tanınmış.
Nasreddin : Dine yardım eden.
Naci: Kurtulmuş, selamete kavuşmuş.
Nail: Ele geçiren, muradına eren.
Naim: Uyuyan, uykuda olan
Nazım: düzenleyen, tanzim eden
Nebi : Haberci, haber getiren, peygamber.
Necat : Kurtuluşa, selamete eren.
Necati : Kurtulan, felah bulan.
Neccar : Dülger, marangoz, doğramacı.
Necdet : Kahraman, yiğit, efe.
Necih : Başarılı, galip, muzaffer.
Necmi : Yıldız
Nefi : Kazançlı, kârlı.
Nejat : Soy nesil, nesep, tabiat.
Nesimi : Hoş ve mülayim.
Neşet: yetişme, meydana gelme
Nevzat : Yeni doğmuş çocuk.
Neşet Yetişen, ileri gelen, doğan.
Neşat : Sevinç, neşe, keyif.
Nezih: temiz, pak, saygın
Nihat : Tabiat, huy, yaratılış, bünye, karakter.
Nijad : Soy.
Niyazi : Yalvaran, yakaran, dua eden.
Nizam : Düzen, usul, tertip, yol,kaide, sıra, dizi.
Numan : Refah, konfor.
Nuaym : Hayat güzelliği, refah.
Nusret : Yardım, başarı, üstünlük, zafer, galebe, fetih.
Nüzhet : Neşe, sevinç, eğlence, temizlik, ferahlık
O-Ö
Oflaz: çok güzel, güzel olduğu için sevilen.
Ogün: Belirli gün, bilinen, beklenen gün.
Oğulcan: can oğul
Oğuz : Doğru, sağlam, güçlü, genç.
Oğuzhan : Oğuzların hükümdarı.
Okan : Anlayışlı, kavrayışlı.
Oktay : Hiddetli, kızgın, sinirli.
Olcay: şans, talih
Olcayto: bahtı açık, talihli
Orhan : Şehrin hakimi.
Ozan : Halk şairi, geveze.
Öktem : Gösterişli, korkusuz, güçlü.
Ömer : Diri, canlı, yaşayan hayat süren
Önay: Ay’ın ilk günlerindeki hali, hilal
Önder : Lider, şef, reis.
Övünç: bir niteliği nedeniyle övünme işi, sevinme, sevinç, kıvanç
P
Pamir: Orta Asya’da yükseltilerle dolu kütle, yayla
Pars: etoburlardan, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan
Peker: Güçlü erkek
Peyami: Haberci.
Polat: Sertleşmiş, su verilmiş demir
Poyraz: Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar
Pusat: silah
R
Raci : Rica eden, yalvaran, ümitli, dileyen.
Racih : Üstün, kıymetli, faziletli ve itibarı fazla olan. Tercihli.
Rafet : Merhamet etme, acıma, esirgeme.
Ramazan : Çok sıcak olan, günahları yakan.
Rami: atıcı, mermi atan
Ramiz : İşaret koyan, işaretle konuşan.
Raşit: doğru yolda giden
Rauf : Pek esirgeyen, çok merhamet eden.
Recai : Rica eden, dua eden, Allahü teâlâya yalvaran.
Recep : Mübarek, muazzam, muhterem; kıymetli.
Refah : Bolluk, rahatlık, her türlü sıkıntıdan kurtulma.
Re’fet : Acıyan, merhamet eden.
Reha : Kurtuluş, halas.
Reis : Baş, başkan.
Renan:inleyen, çınlayan
Resül : Yeni bir kitap ile gönderilen peygamber.
Reşat : Hak yolunda yürüme, doğru yol.
Reşid : Akıllı, iyi ve olgun.
Rifat : Yükseklik, yücelik, büyük rütbe.
Rüçhan : Üstün olan.
Rıdvan : Razı, memnun. Cennetin kapısındaki melek.
Rıza : Kadere razı olan. Tasavvufta iradenin yok edilmesiyle elde edilen makam.
S
Sadeddin : Dinin mübarek kişisi.
Sadullah : Allahü teâlânın saadeti.
Sadun : Uğurlu olan, uğur getiren.
Safa : Saf, berrak, temiz, kedersiz, gönlü şen.
Saffet : Saf, halis, temiz. Hile ve dubaradan uzak olan.
Saffan : Saf, halis.
Salahaddin : Dine bağlı, dini düzgün.
Sâman : Servet sahibi, zengin, rahat, dinç, düzenli.
Sedat : Doğru ve haklı
Selami : Barış, huzur ve selamet sahibi.
Selçuk: Sel gibi akan.
Selman : Barışçı, sulhçu.
Serdar : Asker başı, kumandan, komutan, reis.
Serhat : Sınır boyundaki asker.
Sertaç : Başa konan taç.
Server : Baş, reis, seyyid, bir topluluğun ileri geleni.
Sevban : Elbiseli, giyinmiş, kuşanmış.
Seyfi : Kılıç kuşanmış, asker.
Seyfullah : Allah’ın kılıcı, askeri.
Seymen: Çiftlik bekçisi.
Seyyid: Efendi, bey, Peygamber efendimizin torunu Hazret-i Hüseyin’in soyundan gelenler.
Sezgin : Sezen sezici, duygulu, hassas.
Sinan : Mızrak, süngü.
Sirac : Lamba, ışık, güneş, ay.
Siraceddin : Dinin kandili.
Siyami : Oruçlu, kendini kötülüklerden men eden.
Soner : Bir işte son yardımı yapan. Son olması istenen.
Sunullah : Allah’ın kudreti, meydana getirdiği varlığı.
Ş
Şaban : Aralık, fasıla.
Şabi : Cemaat ehli.
Şadan : Sevinçli, keyifli, neşeli, bahtiyar.
Şadi: sevinç, neşe, mutluluk
Şahap : Alev, ateş parçası, akan yıldız.
Şahinalp: Şahin gibi yiğit.
Şahsüvar : Usta binici, çok iyi ata binen.
Şâfi : Şefaat eden, şifa veren.
Şarani : Saçı gür
Şecaeddin : Dinin kahramanı, dinin yiğidi.
Şehlevent : Uzun boylu, yakışıklı genç.
Şemseddin : Dinin güneşi.
Şemsi : Güneş gibi parlayan.
Şerafeddin : Dinin şereflisi.
Şeref : Asil, yüksek, şanlı, şöhretli atalara sahip olmak.
Şevket : Büyüklük, kudret ve kuvvetten doğan haşmet.
Şevki : Şevkli, neşeli, istekli.
Şeyban : Saçlarına ak düşmüş, ihtiyar, yaşlı.
Şihab : Cesur, parlak yıldız, kıvılcım.
Şihabeddin : Dinin parlak yaldızı.
Şinasi : Tanıyan, tanıyıcı, bilen, anlayan.
Şir : Aslan.
T
Taceddin : Dinin tacı.
Taci : Taçlı.
Tahsin : Kale gibi sağlamlaştırma.
Taki : Günahtan kaçınan, dinine bağlı.
Talat : Yüz, çehre, dindar.
Talha : Bir zamk ağacı.
Tamer : Tam erkek.
Tan: Şafak
Taner : Şafak gibi canlı erkek.
Tanju : Türk hükümdarı [Çinlilerce] Tarkan : Dağınık, perişan.
Tarık : Sabah yıldızı, parlak yıldız.
Tayfur : Uçan, yükselen.
Taylan : Uzun boylu.
Tayyar : Uçan, uçucu uçma kabiliyeti olan.
Tekin : Uğurlu, hayırlı.
Temel : Asıl, esas.
Tevfik : Uygun getirme, Allah’ın yardımına kavuşma.
Timur : Demir gibi sağlam.
Timurtaş : Demir ve taş gibi sağlam.
Tufan : Afet, felaket, çok şiddetli yağmur.
Turan : Cesur atılgan, yiğit.
Turanşah : Cesur Türk hükümdarı.
Turgay : Küçük kuş, sığırcık.
Turgut : Belde, yerleşme merkezi, mesken.
U-Ü
Ubeydullah : Kulcağız, kölecik.
Ufuk: Yerle göğün birleşmiş gibi göründüğü sınırç.
Uğur: Halkın kimi olgularda gördüğü iyilik müjdesi
Uğurcan: uğur getiren şafak vakti.
Ulaç: yaşama bağlayan
Ulaş: yetiş, eriş
Ulu: çok büyük erdemli olan, yüce.
Uluç: Büyük Türk denizcisi (Uluç Ali Paşa)
Ümit: Umulan, beklenen şey
Ünal: ad sahibi ol, tanın
Ünalan: as sahini olan, ünlenmiş
Ünalp: ünlü yiğit
Ünsal/Ünver: hey yana adını duyur
Üsame : Bir aslan cinsi.
V
Vahdet: bir ve tek olma
Vakkas : Savaşçı, okçu.
Vakur : Ağırbaşlı, temkinli.
Vakıf : Duran, ayakta duran.
Vâlâ : Yüksek, yüce.
Varol: var olmakla ilgili , yüceltme
Vecdi : İlahi aşka dalan, vecde gelen, kendinden geçen.
Vecit : Vecde gelen, İlahi cezbe ile bayılan.
Vecihi : Bir kavmin büyüğü.
Vedat : Sevgi ve dostluk gösteren.
Vefa : Sözünde duran, dostluğunu devam ettiren.
Veli : Ermiş.
Vural: Vurarak al, vurup al.
Y
Yağan: yağmur, kar, yağış
Yağız: koyu buğday rengi, esmer damlacıkları
Yahya : Canlı, hayat süren.
Yalım: Alev, ateş uzantısı
Yalçın: düz, çıplak ve dik, düz, kaygan
Yalvaç: Tanrı’nın habercisi, elçisi
Yamaç: dağın eğik yüzeyi, bayır
Yaman: Güç etki ve becerikli
Yasin: Kur’an’da bir sure adı
Yaver : Yardım edici, imdada koşan.
Yavuz : Yaman, korkusuz.
Yekta : Tek, eşsiz, benzersiz.
Yıldırım: Buluttan buluta ya da yere elektrik boşalması
Yılmaz: Hiçbir şeyden korkup çekinmez
Yusuf: eklenecek, ilave edilecek.
Yücel: Yüce bir duruma gel
Yüksel: Manevi anlamda yüce ol anlamında.
Z
Zafer : Maksada ulaşma, barışma, düşmanı yenme.
Zâfir : Zafer kazanan, üstün gelen.
Zamir : Yürek, iç, vicdan.
Zekai : Çabuk anlayışlı, keskin zekalı.
Zekeriyya : Erkek zat.
Zeyd : Artan, çoğalan.
Zeynel : Süslü.
Ziver : Süs, ziynet ehli.
Ziya : Işık, aydınlık, nur.
Ziyad : Fazlalık, çokluk, bolluk.
Zübeyr : Akıllı.