Ne zaman 5G’leniyoruz?
Öncelikle en çok merak edilen konudan başlayalım. 5G teknolojisini deneyimlemek için biraz daha sabretmemiz gerekecek; çünkü bu teknoloji şu an ülkemiz için kullanıma uygun değil. Malum, bir teknolojinin hayatımızda yer etmesi ve aktif olarak kullanılabilmesi için her detayın düşünülmesi, entegrasyon işlemlerinin başarıyla gerçekleşmesi, uygulamaların, geliştiricilerin, en önemlisi de altyapının uygun hale getirilmesi gerekiyor. Hal böyle olunca süreç de biraz uzayabiliyor. Tahminlere göre 5G, ülkemizde ilk olarak 2021 yılı içinde deneyimlenebilecek. Belirli merkezlerde kullanıma sunulup, altyapı uygunluğuna göre zamanla yaygınlaştırılacak. Ülke genelinde kullanım ise en iyi ihtimalle 2022 yılında başlamış olacak. Ve ekstra bir bilgi; ülkemizde ilk olarak İstanbul Havalimanı’nda kullanılacak. E tabi, dünyanın en büyük ve görkemli havalimanlarından biri olan İstanbul Havalimanı’na da bu yakışırdı, çok da şaşırmamak lazım bu bilgiye.
Bu teknoloji hayatımızda neleri değiştirecek?
Bazı teknolojileri değerlendirirken, sokaktaki vatandaş nezdinde nasıl karşılık bulacağını da düşünmek gerekiyor. Çünkü günün sonunda herkes teknoloji uzmanı, bilim insanı ya da akademisyen değil. İşte bu yüzden basit bir şekilde, ‘‘Ya arkadaş neymiş bu 5G, benim ne işime yarayacak, 4G’sinden bir hayır görmedik, çok mu lazımmış?’’ diyen vatandaşa da basit bir dille anlatmak gerekir diye düşünüyorum. Şöyle ki; bu teknoloji, hayatımızda kendisini bir anda değil, zamanla hissettirebilecek faydalarıyla öne çıkacak. İlk olarak, mobil ağ servislerin kullandığı enerji maliyetlerinde %90 azalma sağlanacak. İletilen bit başına güç tüketimi 1/1000 kat aşağıya düşecek. İndirme süreleri düşecek. Yüksek çözünürlüklü bir filmi indirme süresi 5-10 saniyeye kadar gerileyecek. Robotikten yapay zekaya, akıllı otomasyondan nanoteknolojilere, hemen hemen gelecekte hayatımızı kolaylaştıracak her şeyin arka planında 5G desteği olacak. 4G ile 30-60 milisaniyelere kadar düşen cihazlar arası iletişim ve bağlantı süresi 5G ile 4 milisaniyeye düşecek. Mesela, makinelerin birbirleriyle bu kadar hızlı konuşması demek, bir doktorun dünyanın öbür ucundaki bir hastayı, anlık komutlar verebildiği robotlar aracılığıyla ameliyat edebilmesi demek. (İnsan gerçekten hayret ediyor.) Bir diğer konu 5G’nin bulut sistemlerine etkisi. 5G ile artık ihtiyaç duyduğumuz birçok veriye, cihazlarımızın depolama alanından değil, doğrudan bulut sistemleri üzerinden ulaşacağız. Hatta işletim sistemlerinin kendisine bile bulut sistemleri üzerinden bağlanacağız. Google Fuchsia ve Windows Core da bu işletim sistemlerinin öncüleri olacak.
5G ekosistemi hızla büyüyor, peki ya sonrası?
Araştırmalara göre, 2025 yılının sonuna kadar dünya nüfusunun %65’i, 5G kapsamasında olacak ve mobil veri trafiğinin yüzde 45’i 5G üzerinden gerçekleşecek. Ayrıca önümüzdeki 5 yıl içinde, 5G abone sayısının artışıyla, 5G ekosisteminin 2,6 milyar dolarlık bir ekonomik hacme ulaşması bekleniyor. Şu an dünya üzerinde 5G’nin en yaygın kullanıldığı ülke olan İsviçre’de 5G noktalarının sayısı 200’den fazla. Çin ise 5G’ye geçmekle kalmayıp 6G için çalışmalara başlamış durumda. Biz henüz 5G’yi hayal edemezken, 6G’nin 5G’den 100 kat daha hızlı olacağı öngörülüyor ve bu da haliyle devrelerimizi biraz yakıyor.
Hazır yerli otomobilimiz gündemdeyken, yatırımımızı yerli teknolojilere yapmayı önemsemeye başlamışken (biraz geç kalsak da), 5G için de fırsatları şimdiden değerlendirmeye, hatta Çin gibi uzun vadeli düşünüp 6G için detaylı planlar yapmaya, stratejiler geliştirmeye başlamamız gerekiyor. Çünkü ‘gelecek’, geliyor arkadaşlar ve fazlasıyla heyecan verici!