Yrd. Doç. Dr. Fatma ÇAPAN *
Özet
Roma İmparatorluğu’nun sınırlarının genişlemesiyle merkezi otoritenin güç kaybetmesi İmparatorluğun doğusuyla batısında birbirine bağlı olan ayrı yönetimler oluşturulmasına neden olmuştur. Bu noktada önemli stratejik bir mevkie sahip olan Maraş 395 yılına kadar Roma İmparatorluğu hâkimiyetinde kalırken bu tarihten itibaren Doğu Roma İmparatorluğu sınırlarına dâhil olmuştur. Maraş bulunduğu konum itibariyle çevresinde birçok medeniyete komşu olması dolayısıyla önemli ticaret yollarının geçiş noktası, verimli topraklara sahip olması gibi özelliklerinden dolayı Bizans İmparatorları için büyük önem arz eden stratejik bir bölge olmuştur. Ayrıca İmparatorluğun güney sınırlarında düşmanlarına karşı korunması ve elde tutulması gereken önemli müstahkem mevkilerden biridir. Çünkü bu sınırların güvenliği aynı zamanda başkent İstanbul’un güvenliği hatta İmparatorluğun varlığı açısından büyük bir öneme sahipti. Bu nedenle tarih boyunca Bizans, bölge için mücadele etmek zorunda kalmıştır. Öncelikle Sasanilerle yapılan savaşlarda önemli bir stratejik konuma sahip olan Maraş, 7. yüzyıl başlarından itibaren Bizans-Arap mücadelesinin önemli bir sahası haline gelmiştir. Türklerin Anadolu’ya girmesiyle birlikte kendilerine yeni yurtlar bulmak isteyen Türk topluluklarının da verimli toprakları ve ovalarıyla ilgisini çekmiştir. 11. yüzyılın sonlarında Maraş Türkler tarafından fethedilmiştir. Böylelikle Bizans güney sınırlarında bir güvenlik kalkanı konumundaki Maraş’ı kaybetmiştir ki bu tarihlerden sonra Haçlıların da devreye girmesiyle önemli bir mücadele sahası haline gelmiştir.
*Gaziantep Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.