Bir haber geldi de Telli Senem’de
Deli gönül şad olmaya başladı
Akmaz iken kör pınarın ayağı
Suyu geldi çağlamaya başladı
Senem’in giydiği frengi sarı
Ölmeden yüzünü göreydim bari
Yıkık değirmenin bozuk çarkevi
Suyu geldi düzelmeye başladı
Aşkın cezvesi ocakta kaynar
Durmaz deli gönlüm meydanda oynar
Ermeni dillerin şekerler çiğner
Tatlı tatlı söz olmaya başladı
Hele bakın şu feleğin işine
Ahu kattı benim pişmiş aşıma
Senem değmiş seksen, doksan yaşına
Benimki de yüz olmaya başladı
Görünür de Binboğa’nın dağları
Gıcı, boran aşılmıyor belleri
Yazıcıoğlu Şerefli’nin beyleri
Koca Tanır şad olmaya başladı
Yazıcıoğlu Osman Ağa
Aşan bilir karlı dağın ardını
Çeken bilir ayrılığın derdini
Bülbül kaçak aldın gülün narını
Gül alıp satmanın zamanı geldi
Yaprak gazel olmuş duruyor dalda
Vefasız güzelden bize ne fayda
Bu ayda olmazsa gelecek ayda
Ölürüm vaz geçmem sevdiğim senden
Selvinin dalları boyundan uzun
Yavrular gözüme bir salkım üzüm
Ölmeden görseydi o yâri gözüm
Koyun kuzu kurban olur o zaman