Adil Bağdadlılar’ın Derledikleri
Bayrak olayının vuku bulduğu günlerde öğretmen olarak Kayseri’de bulunmakla birlikte memleketi olan Maraş’ta olup biteni günü gününe takip eden ve daha sonra “Uzunoluk” adlı eserinde bu olayları derleyerek kaleme alan
79
Adil Bağdadlılar ise eserinde konu ile ilgili olarak şu satırlara yer verir:
“Namaz yaklaşmıştı; cemaat epeyce toplanmıştı; içeride ve avluda bulunanların miktarı bini geçmişti. Bayrağın yerine çekilmesi için bütün gönüller birleşmişti. Bir taraftan da münevverlerin teşviki halkı heyecana getiriyordu. Bayrağın kaldırılması, burada Türk ve Đslam hâkimiyetinin kalmadığını bildirdiği ileri sürülüyordu. Ve hâkimiyet olmayan yerde de Cuma namazı kılınmaz deniliyordu. Artık halkda da, bayrağın yerine çekilmesi için her fedakârlığa katlanmak ve icap ederse bu uğurda kanlarını da akıtmak arzusu hasıl olmuştu. Galeyan artmış, çarşı ve pazardan namaz için peyderpey gelmekte olan halkın da iltihakile bayrağın yerine konulması için azmeden bu kalabalık kitle, kemâl-i itidal ile yola koyulmuştu. O sırada oradan geçmekte olan Fransızların jandarma teğmeni Kenan halka; “Ben iki hafta evvel Đstanbul’da idim, orada hükümet de yok, bayrak da” demiş ve halk ise bunu kin ve nefretle süzerek “git işine” cevabını vermişti.
Kaleye yaklaştıklarında, muhtelif cephelerden hücum eder gibi tırmandılar. Vaziyeti gören Fransız jandarmaları sinmişlerdi. Ellerinde birçok bayrak olan bu halkın kimisi burçlardan atlıyor, kimisi de kapılardan giriyordu. Kale bedeninde bir kısım halk, geriden gelmesi düşünülebilen Fransız askerine karşı koymak maksadile beklemekte idi. Đçeriye ilk girenlerden Onbaşı adıyla tanınan Zalha Hocaoğlu Osman, indirildikten sonra bir tarafa atılmış olan bayrağı görerek yerden aldı, öptü ve alkışlar arasında yerine astı. Halk birçok bayrak getirmişti. Evvelki bayrağın bulunması, bunlara ihtiyaç bırakmadı. Bayrağın dalgalanmaya başlaması, gönüllere ferahlık verdi; Birkaç el müjde ve sevinç silâhı atıldı. Her taraftan kaleyi gözetleyen kadın, erkek, çoluk çocuk bütün halkın sevinci son dereceyi buldu. Cemaat öğle namazını kalede imam ile kıldı. Fransız hizmetindeki jandarmaları oradan kovdular ve bir miktar muhafız koyarak vazifelerini tamamlamak üzere hükumete gittiler.”
80