Amca-zadem Mustafa Çıtak’ın, bir tek evladının ölmesi üzerine bir ağıt yazmamı rica etmesi üzerine şunu yazdım:
Ebedi vatana yöneldin oğlum
Dünyadan kısmetin bitti ciğerim
Balaban bakışlı gülfidan boylum
Kara yer seni de yuttu ciğerim
Ancak bizi gayrı mahşerde bulun
Akıldan gitmiyor şiveli dilin
Dünyayı değerdi yalınız telin
Felek seni beleş dattı ciğerim
Mahzun gönlüm bunu hayal sanıyor
Arayıp da bulmayınca kanıyor
Gizli ateş içerimde yanıyor
Dümanı başımda tüttü ciğerim
Satlıcan gazeli düştü gülüme
Matem kuşağını sardı belime
Devlet kuşu konmuş idi koluma
Elimi vurmadan getti ciğerim
Günden güne artar gider kederim
Kimseye bildirmem figan ederim
Böyle kara yazı çirkin kaderim
Beni sana hasret etti ciğerim
Nirde kaldı çok uzadı aramız
Karanlıkta kaldık söndü çıramız
Lokman olsa bilmez derin yaramız
Yüreğime hançer battı ciğerim
Hasretim başımda gönül hoş değil
Fırtınaya girdim dünya kış değil
Felek kahrin çekilecek iş değil
Bilmiyom ki sana n’etti ciğerim
Ahmet Çıtak düşte görse yoymazdı
Düşman olsa canı sever kıymazdı
Gözlerin öpmiye özüm döğmezdi
Toprağın altına yattı ciğerim
Ahmet ÇITAK