1996 yılında Büyük Yapalak kasabasından şair Ahmet BULUT’un ruhsatsız taşıdığı silah devletin kolluk kuvvetleri tarafından yakalanır. Mahkeme edilen Ahmet BULUT; Türk ceza kanununun ilgili maddesi gereği, ruhsatsız silah taşımaktan üç ay hapse mahkûm edilir. Cezasını çekmek için girdiği cezaevinde bir gün yatarken, bir rüya görür. Rüyasında hoca minareden salâ vermektedir. Salânın arkasından “İnnâ lillâhi ve inna ileyhi râci’ûn.” dedikten sonra “Büyük Yapalak kasabasından Küçük Memet vefat etmiştir” der. Ahmet BULUT uyanır ve bu rüyaya istinaden amcası Küçük Memed’e şu ağıdı yakar:
Küçük Memed yenik düştü ecele
Eşi dostu toplansınlar acele
Yeni rahat edecekti gücele
Acılı haberi duyan ağladı
Oğlu, kızı yakınları gelsinler
Kucaklaşıp helallığın alsınlar
Gitti Küçük Memed haydi bulsunlar
Çıkarıp üstünü soyan ağladı
Şu yalan dünyada, görmedi bir gün
Ömrü çile ile tükendi her gün
Dokunmayın ona, gayeten yorgun
Yıkayıp suyunu koyan ağladı
Çektikleri sığmaz dile tabura
Hayatı minnetle geçti habire
Rahat etsin, yatırın da kabire
Musalla taşına koyan ağladı