CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Birisi affı destekliyor gibi, birisi desteklemiyor gibi. Arada gerçekten mağdur olan, kader kurbanı olan insanlarla ilgili yapılabilecek şeyler ise bu tartışmada güme gidiyor.” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bir süredir hastanede tedavi altında olan CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan’ın, CHP ve ailesi tarafından açıklama yapılmamasına rağmen vefat ettiğine dair haberler çıktığını anımsatan Özkoç, Bircan’ın durumunun çok ciddi olduğunu ve müşahede altında tutulduğunu söyledi.
CHP’nin Bolu’da 27-30 Eylül tarihleri arasında kampa gireceğini anlatan Özkoç, milletvekili grubu olarak durum değerlendirmesi yapacaklarını ifade etti.
Çocuğuna bir pantolon dahi alamayan bir babanın intiharını haber yapan, bütün formaliteleri yerine getiren muhabirin gözaltına alındığını savunan Özkoç, babanın intiharıyla ilgili ciddi açıklama yapılmadığını öne sürdü.
Türkiye’de 2017’de 3 bin 69 kişinin intihar ettiğini belirten Özkoç, bunların 233’ünün ekonomik nedenlerden kaynakladığını, bin 248’inin nedeninin bilinmediğini, bunların içinde de ekonomik nedenlerden intihar edenlerin sayısının fazla olduğunu dile getirdi.
Özkoç, 3 milyon öğrencinin yurt bulamadığını, öğrencilerin kıyafet almakta zorluk çektiğini, ailelerin intihar ettiğini, havaalanı işçilerinin iş akitlerinin feshedildiğini, hak gasbedenlerin soruşturulmadığını ancak işçilerin tutuklandığını iddia etti.
Engin Özkoç, “3 bin 69 insanımız neden canına kıydı’ demiyor, İdlib’deki terör örgütlerinin derdine düşmüş. Ülkesi tamamen krizde, dolar almış başını gidiyor, ‘Bu ülkede kriz yoktur’ diyor. Sanki kriz sadece Rusya, Suriye, İdlib’deymiş gibi, terör örgütlerinin sorunu krizmiş gibi, onlarla ilgili görüşmeler yapıyor ama kendi ülkesinde ölenlerin neden öldüğünün üzerine gitmiyor. Ciddiyetsiz, artık devleti yönetmekten aciz, kendi içindeki kararnameleri bile çıkartırken eline, yüzüne, gözüne bulaştıran, eğitimin, adaletin yok olduğu bir sistem yürüyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İdlib ile uğraşıyor.” diye konuştu.
İntihar edenlerin, yoksulların, bitmiş çiftçilerin, çocuklarını okula gönderemeyenlerin bir numaralı sorumlusunun Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu iddia eden Özkoç, “Ülkeyi ne bakanlar ne TBMM yönetiyor. İki dudağının arasında, üç günde bir kararname çıkartarak değiştiren Erdoğan yönetiyor. Sarayın ekonomik durumu ile halkın ekonomik durumu farklı.” dedi.
“Sonlarının ne olacağı kaygısını taşımaktan vazgeçmeli”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özkoç, MHP’nin dün TBMM Başkanlığına sunduğu bazı suçların ceza sürelerinde indirim öngören teklifiyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:”Türkiye’de bu kadar insanımız acı ve sefalet altındayken MHP’nin, insanlarımızı soyarak, çocuklarımızı öldürerek ve artık çeteciliği dünya çapında tescillenmiş insanların sonlarının ne olacağı kaygısını taşımaktan vazgeçmesi geriyor. Muhalefetteki bir parti önce kendi ülkesindeki intiharları, beyin göçü, iş dünyasının ülkeyi neden terk ettiğini araştırması gerekir. Yoksa mahkumiyeti kesinleşmiş insanların, Türkiye’nin bir numaralı sorunuymuş gibi ‘ne yaparsak yapalım, onlara çare arayalım’ anlayışıyla, böyle bir dönemde bunu tutuyor olması anlaşılır değildir. CHP, bu konuyu grup başkanvekillerinin nezdinde oluşturduğu hukukçularla değerlendirecek. Gerçekten alınabilecek en sağlıklı karar hangisiyse onun alınabilmesi için üzerine düşen görevi yerine getirecektir. Önce kendileri ne tartışıyor. İlk önce genel af, sonra 5 yıllık indirim dediler. Bir karar alın. Birisi kötü polis, diğeri iyi polis. Halkı kandıracaklar ya. Birisi affı destekliyor gibi, birisi desteklemiyor gibi. Ne dedikleri belli değil. Bir ciddiyet yok. Ciddi bir şekilde önümüze getirin, CHP onu değerlendirir. Birisi yolsuzların önünü açmak istiyor, diğeri de çetecilerin önünü açmak istiyor. Arada gerçekten mağdur olan, belki de gerçekten kader kurbanı olan insanlarla ilgili yapılabilecek şeyler ise bu tartışmada güme gidiyor.”
Engin Özkoç, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında da serbest bırakmak için değil, “Serbest bıraktık.” adı altında rehin hale getirmek amacına yönelik ucube bir yargı kararı alındığını savundu.