Site icon Teketek Haber

ÇOCUK AHLÂKINA GİRİŞ

Biz bildirimizde üç şey yapacağız. Birincisi bir sorun ortaya koymak, ikincisi Sünbülzade üzerinden çocuk ahlakını örnekleyerek bir giriş yapmak ve üçüncüsü sonuçlandırmak.

Bir felsefecimiz ahlâkla ilgili bir projede, ‘İslam ahlâk düşüncesinin müteahhirun dönemine ilişkin çalışmaların azlığından payını almasının yanı sıra, genel olarak İslam düşüncesinin en az çalışılan alanlarından da biridir’ şeklinde ahlâkla ilgili iki iddiada bulunmaktadır.[1] Yine Meşrutiyet dönemi Osmanlı ahlâk düşünürlerinden Midhat, İbn Kemâl’in Beyanu’l-vücud adlı eserinin çevirisine yazdığı önsözde, felsefecimizin gündeme getirdiğine benzer bir iddianın varlığını dile getirmektedir.[2] Midhat’a göre ahlak araştırmaları akan bir pınara benzemektedir. İslam ahlâk araştırmaları alanında, ‘Ahlâk-ı İslamiyye’ ve ‘Muhalifin Ahlâkı’ adıyla iki pınar/ahlâk çizgisi vardır. Bu iki iddiaya bağlı olarak İslam ahlâk düşüncesi ile ilgili şu soruları sorabilir, sorunu netleştirebiliriz: Acaba İslam düşüncesi içerisinde, özellikle müteahhirun döneminde, diğer disiplinler arasında gerçekten bir ilm-i ahlâk yok mudur? Yahut bu dönemde ahlak, gerçekten az çalışılan bir alan mı olmuştur? Eğer böyleyse, bunun sebeb/ler/i olmalıdır ve bu sebepler nelerdir? Bu sorulara ilaveten acaba 14 asırlık bir süreçte yokluğu veya azlığı iddia edilen İslam ahlâkı çalışmaları arasında, bir çocuk ahlâkından söz edilebilir mi? Eğer edilebilirse, çocuk ahlâkı ne anlama gelmekte ve hangi nitelikler onu diğer ahlâk alanından ayırmaktadır? Yine çocuk ahlâk felsefesinin kaynakları neler olabilir? Onlardan daha önemlisi ahlâk felsefesi araştırmalarında çocuk ahlâkından söz etmek ahlâkî midir yahut ne kadar ahlâkîdir?

Biz daha önce sunduğumuz bir bildirimiz çerçevesinde, aynı sorunu dile getirmiş onun varlığına dair bir araştırma yapmış, edeb-âdâb literatürü geleneğini örneklemiştik. Bildirimizde klasik Osmanlı bibliyografik eserlerinden hareketle İslam ahlâk eserleri arasında, çocuk ahlâkından söz eden üç tür klasik ahlâk literatürünün varlığından söz etmiştik. Bunlar edeb-âdâb literatürü geleneği, vasiyyet-nasihat literatürü geleneği, poetik-pendname literatürü geleneği idi. Bunlara yeni/çağdaş dönemde üretilen çocuk ahlâkıyla ilgili bir yenivazife ahlâkı literatürünü ilave etmiş, toplamda çocuk ahlakıyla ilgili dört tür literatür geleneği olduğunu belirtmiştik.

Bu bildirimizde ise klasik ahlâk literatürümüzün dört geleneğinden birisi olan Osmanlı poetik/pendname literatürü geleneği ile bu gelenek içerisinde yer alan Sünbülzade Vehbi’nin (1718-1809)[3] Lütfiyye’si üzerinde durulacaktır.

[1] Bk.Ömer Türker, “Sunuş Ahlâk-i Adudiyye Projesi”, İsmail Müfid İstanbuli Şerhu’l-ahlâki’l-adudiyye, çv.Selime Çınar, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, İstanbul 2014, s.9.

[2] Midhat, Leâli-i Meânî Beyanu’l-vücud, Artin Asadoryan ve Mahdumları Matbaası, İstanbul 1328, s.3.

[3] Bk. Ahmet Yenikale, Sümbülzade Vehbi Divanı, Kültür ve Turizm Bakanlığı e yayın, 2012; Sümbülzade Vehbi, Lütfiyye, Hz.Süreyya Ali Beyzadeoğlu, Bedir Yayınevi, İstanbul 1994. Yayın Sümbülzade ismiyle yayınlanmıştır. Oysa eserin aileyle ilgili kısmında yukarıda verdiğimiz şekilde Sünbülzade olarak verilmiştir. O nedenle atıf Sünbülzade adıyla yapılacaktır.

[3] Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, 1338,  II, s.237.

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version