Nureddin Mahmud Zengi’nin Maraş ve çevresini ele geçirdiği (1156 yılında) yıl içinde Maraş Emiri Ermenilere ait bir köye saldırdığı için Thoros’un kardeşi Stefane geceleyin Maraş’a geldi ve Ermenilerin evlerinde gizlendi. Sabah iç kalenin kapısı açılınca Ermeniler kaleye girerek, kapı ile dış suru işgal ettiler. İç suru delmeyi başardılar. Şehri talan edip evleri ateşe verdiler. Kaldırabildikleri şeyleri alıp, bütün halkı da önlerine alıp kaçtılar.[1] Türkler geldikleri vakit şehirde kalan Hıristiyanlara intikam duygus şle davranmadılar, tam aksine merhamet ettiler. Ermenilerin elinden kaçarak geri dönenlere mani olmadılar. Fakat Maraş emiri, askerleri gizlice içeriye alan Ermini papazının diri diri derisini yüzdüler, üç gün sonra da onun dilini, elini ve ayaklarını kestikten sonra ateşe attılar. Bunu haber alan Ermeniler de birkaç Türk’e aynı şeyi yaptılar.[2]
1159-1160 yılında Bizans İmparatoru Manuel, Kilikya üzerine sefere çıktı ve orayı zaptetti. Geri dönüş için Kılıçarslandan izin talep etti. Kılıçarslan izin verdi fakat geçiş esnasında askerleri Bizans ordusunu gizliden veya alenen telef ettiler. Bunun üzerine Türkler üzerine asker gönderen Rumlarla Türkler arasında muharebeler meydana geldi. Bu muharebelerden faydalanan Nureddin Mahmud Zengi, Kılıçarslan’ın ülkesine asker gönderip, Behesni, Raban ve Maraş’ı zaptetti. 1160 yılında da Yakup Arslan, Nureddin Mahmud Zengi ile Kılıçarslan barış yaparak zaptettikleri iade ettiler.[3] Nureddin Mahmud, Kılıçarslan’ın kendisine karşı Bizans’ın kurmuş olduğu ittifak grubuyla meşgul olmasında istifade ederek 1160 yılında Maraş, Raban, Keysun ve Behisni’yi işgal etti.
[1] Süryani Mihail, a.g.e., s. 178.
[2] Süryani Mihail, a.g.e., s. 179.
[3] Süryani Mihail, a.g.e., s. 184.