Akdeniz Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi arasındaki en önemli geçiş noktalarından biri olan Göksun, tarih öncesi devirlerden itibaren insan topluluklarının yaşam alanı olmuştur. Bölgedeki kaya mezarları ve tarih öncesine ait bulgular Göksun’un, Maraş tarihi ve kültürü potasında ilerlediğini göstermektedir. Asurlar ve Genç Hitit Döneminin tesirlerinin rahatlıkla gözlemlenebildiği Göksun’un bilinen tarihinin M.Ö 1200’lü yıllara kadar ulaştığı söylenebilir.
Coğrafi konumu nedeniyle, Anadolu’nun güneyden kuzeye doğru iç bölgeler ile bağlantıyı sağlayan askeri, ticaret ve göç yollarının üzerinde kurulmuş olması, verimli arazileri ve ikliminin tarım ve hayvancılığa uygun olması, su bakımından da oldukça zengin olması bölgenin yerleşim merkezi olarak seçilmesinde etkili olmuştur. İlk siyasi teşekkül Mama Krallığı olmuştur.
Göksun, Kapadokya Satraplığı, Selefkoslar, Romalılar ve Bizans döneminde de canlılığını korumuştur. Roma ve Bizans kaynaklarında Cocusus ya da Cocussos (Kokussos) olarak bilinen Göksun, Ermeniler tarafından da Kokson, Cosor gibi isimlerle adlandırılmıştır. Bu döneme ait sunaklar, kilise ve tapınak kalıntıları, kale, amfi tiyatro, kaya mezarları, kaya evleri, höyük, hamam ve sivil mimariye dair kalıntılar Göksun’un tarihi ve kültürüne dair kıymetli bilgiler vermektedir.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin önemli komutanlarından Emir Buldacı tarafından Ermeni Prensliği üzerine yapılan seferler neticesinde Elbistan ve Maraş çevresi Türklerin eline geçmiştir. Emir Buldacı’nın seferleri sonrasında Göksun Türk hâkimiyetine girse de I. Haçlı Seferi sırasından Anadolu Selçuklu Devleti bölgeden çekilmek zorunda kalmıştır.
Memlüklerin Halep valiliğine bağlı olarak yaşayan Maraş ve Elbistan bölgesindeki Türkmen boyları, 1337 yılında Memlukların teşvikiyle Karaca Bey tarafından Elbistan’da kurulan Dulkadiroğulları Beyliğine bağlanmıştır. Dulkadiroğulları Beyliği’nin kuruluşundan (1337) tarih sahnesinden çekildiği 1515 yılına kadar geçen 178 yıllık sürede Göksun, Dulkadiroğullarının en önemli merkezlerinden biri olmuştur.
Dulkadiroğulları Beyliği’nin ortadan kaldırılmasından sonra Göksun’da Osmanlı hâkimiyeti kurulmuştur. Osmanlı Devleti döneminde Maraş’ın idari durumuna bağlı olarak merkezi yönetimle münasebetlerini sürdüren Göksun, Türkler ile birlikte Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bir merkez konumunda olmuştur.
- yüzyılın başlarından 1907 yılına kadar nahiye olarak yapılandırılan Göksun, 21 Kasım 1907 tarihinde Sultan II. Abdülhamid’in iradesiyle kaza (ilçe) olmuştur.