Bir diğeri, fakir düşecek derece olmaksızın infak etmek.
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: Mutlaka her gün iki melek şöyle nidâ eder. Meleğin biri “Allah’ım! İnfak edene yenisini ver.” diye dua eder. Diğer melek ise “Allah’ım! Cimrilik yapana telef ver.”[1] diye beddua eder.
Ebu Hureyre (r.a) rivayetiyle, Peygamberimiz (s.a.v) Hz. Bilâl’in (r.a) yanına gelir. Hz. Bilâl’in (r.a) yanında bir tabak hurma bulunur. Peygamberimiz (s.a.v) “Ey Bilâl! Bunlar ne?” diye sorduğunda, Hz. Bilâl (r.a) “Ey Allah’ın Resulü! Biriktiriyorum.” der. Peygamberimiz (s.a.v) “Bilal’in infak etmesinden korkuyorsun, ama Arş sâhibinden korkmuyorsun.”[2] buyurur.
Rivayete göre, Hz. İsa (a.s) bitkiyle beslenir, kıl elbise giyer, akşamladığı yerde gecelerdi. Onun ölecek çocuğu yoktu, geceleyip harap olacak bir evi yoktu, hiçbir şeyi yarına saklamazdı.
Sûfînin bütün biriktirdikleri tevekkülü ve Rabbine güvenin sadakatiyle Allah Teâlâ’nın hazinelerindedir. Sûfîye göre dünya gurbet yurdudur. Biriktirmeye değmez, çok olması da gerekmez.
[1] Buharî, Zekat, 27; Müslim, Zekat, 57
[2] Zebidî, IX, 504.