CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin Seçim Koordinasyon Merkezi’nde yaptığı açıklamada, 30 saattir uykusuz olduğunu ifade ederek, CHP’nin merkezi sistem içerisinde oluşturduğu veri tabanı ve internet sistemiyle beraber tutanakların oluşturulduğunu, Islak imzalı tutanakların tamamının ellerinde olduğunu söyledi.
“Şu an itibarıyla net sonucumuz şu; bizimle rakibimiz arasındaki oy farkı 25 bin 158’dir.” diyen İmamoğlu, YSK’nın, kendilerinin de açıkladığı seçim sonuçlarını toplumla paylaşmasının demokrasi adına, ülkede bu sürece katkı sunmasının belkide herkesin yüreğine su serptiğini söyledi.
YSK’nın son girişiyle son 16 sandığın kaldığını dile getiren İmamoğlu, şöyle devam etti:”Yüzde 99,95’i girilmiştir. Şu an itibarıyla 4 milyon 168 bin 546 bize verilen oy, 4 milyon 142 bin 791 de rakibimize verilen oy. Aradaki fark 25 bin 755’tir. Bu şunu ifade ediyor. Bizim elde ettiğimiz veriye çok yakın bir veri gözükmektedir. Belki de bu aradaki fark kalan 16 sandıkla beraber örtüşecektir. Zira biz de ıslak imzalı tutanaklardan seçim sonuçlarımızı girdik. Elbette ki YSK de ilçe seçim kurullarından girilen ıslak imzalı tutanakların sonucunu ekranda bize gösteriyor. Sonucun birbirine bu şekilde yakın olması aslında ne kadar sağlam bir veri tabanına sahip olduğumuzun da bir göstergesi.”
Ekrem İmamoğlu, kendilerinin ortaya koyduğu sonucu YSK’nın teyit ediyor olmasının kendilerini mutlu ettiğini söyledi.
Yerel seçim sürecindeki geçersiz oylar üzerinden AK Parti yetkililerinin açıklaması olduğunu dile getiren İmamoğlu, 290 bin geçersiz oydan bahsedildiğini, 2014 yerel seçimlerinde 422 bin 667 geçersiz oy olduğunu anlattı. İmamoğlu, “Şu anda yüzde 3’ün biraz üzerinde olan geçersiz oy oranı 2014’te yüzde 4,7’dir. Dolayısıyla aslında her seçimde var olan geçersiz oy oranıdır bu. Bu da mümkündür, olasılıklar dahilindedir. Bu süreci irdelemek, dipsiz kuyuda bir süreç arayışına girer. Bu da süreci tekrardan baltalar ve sıkıntıya sokar. Bizim talebimiz bir an önce sürecin tamamlanması, bir an önce sürecin toparlanması ve ülkemizin gündeminin gerçek gündemine oturmasıdır.” diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin hem uluslararası platformda hem de ulusal anlamda başta ekonomi olmak üzere bir çok konusu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:“Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün akşamki konuşmalarında söylediği gibi 2018 Haziranı itibariyle alınan yetkiyle 2023 Haziranı’na kadar süren bir süreci vardır. Türkiye’nin bu gündemine odaklanması ve süreci bu şekilde yönetmesi Türkiye’nin lehine olacaktır. Bu açıklamayı kendileri yapmıştır. Biz de açıklamanın bu kısmını özenle dinlediğimiz gibi şahsım adına takdirle karşıladığımı belirtmek isterim. Bu bakımdan bir an önce biz de işimize başlayıp, 2024 Mart’ına kadar alacağımız yetkiyle İstanbul’a hizmete başlamak istiyoruz. İstanbul’un ihtiyaçlarını hızlıca karşılamak adına Türkiye’nin her kurumu ve kuruluşuyla işbirliği yapmak istiyoruz. Türkiye bir an önce normalleşsin, Türkiye bir an önce insanına hizmet odaklı bir sürece başlasın.”
Bahçeli’ye teşekkür
Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bu tanımlamalarıyla aynı fikirde olduklarını belirterek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de bu sürecin demokratik bir şekilde tamamlanması yönünde yaptığı “bir oyla bile seçim kazanılır” tanımlamasının aslında bugünün gündeminin bir parçası olduğunu vurguladı.
İmamoğlu, “Zira biz Sayın Bahçeli’nin tanımına göre tam 26 bin katıyla sürece hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Sayın Bahçeli’nin demokrasi sürecini bekleyen bu açıklamasını da takdirle karşılıyor, kendilerine teşekkür ediyorum.” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e de teşekkür eden İmamoğlu, “Bunun dışında İstanbul halkına teşekkür ediyorum. Ben inanıyorum ki sandıkta bana AK Partili seçmen de oy vermiştir, HDP’li seçmen de oy vermiştir, Saadet Partili seçmen de oy vermiştir, MHP’li seçmen de oy vermiştir, bütün partiler oy vermiştir. Ben bütün partilerin seçmenlerinin oy verdiği bir insan olarak, hiç kimseyi birbirinden ayırt etmeyeceğim sözünü vererek yine bana sandıkta atılan veya atılmayan, o sandığa atılan tüm oyları kendine atılmış kabul ederek, herkese bütün İstanbullulara da teşekkürü bir borç biliyorum.” dedi.
Şu ana kadar sürdürdükleri sürecin bir kriz yönetimi olmadığını vurgulayan İmamoğlu, “Şu ana kadar sürdürdüğümüz süreç, bir süreç yönetimidir. Asla bir kriz olarak görmedik. Sürecin en sağlıklı şekilde tamamlanması için tüm iyi niyetimizle, tüm sabrımızla ülkemizi düşünerek, her şeyden öte vatandaşımızı düşünerek sıhhatli bir sürecin tamamlanması adına sükunetle bir ortamın yaratılması adına en ufak bir aşırılığa kaçmaksızın herkesle konuşarak, uzlaşarak bir ortamın yönetilmesini başardığımızı düşünüyorum. Bu da beni çok mutlu etmektedir. Bu mutluluğuma katkı sunan ve bu sürecin en olgun şekilde yönetilmesini sağlayan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Ekrem İmamoğlu, “Günün sonunda aileme teşekkür ediyorum. Ailem hep yanımda oldu. Eşim, çocuklarım, babam, annem ve kardeşim. Elbette unutmayacağım Beylikdüzülü hemşehrilerime teşekkür ediyorum. Onlar benim çok değerli yol arkadaşım oldular, her zaman arkamda oldular, her zaman karşıma çıktılar.” dedi.
“Bu ülkenin her kurumuyla dertleşmeye konuşmaya hazır bir insanım”
Bu sürecin artık toparlanması gerektiğini dile getiren İmamoğlu, “İnanıyorum ki İstanbul’un sonucu olgunlaşmıştır, zira şu an itibariyle AA’nın da verisinde nihayet İstanbul kırmızı renge boyanmıştır. Doğrular er ya da geç ortaya çıkar. Şu ana kadar çok çok büyük telafisi olmayan hatalar yapılmamıştır. Hatalardan geri dönmek de önemlidir. Konuşur, uzlaşır, dertleşiriz ve bu ülkenin her kurumuyla dertleşmeye konuşmaya hazır bir insanım. Bu ülkenin aydınlık bir geleceğe akılla, bilimle, ilimle ve irfanla yürümesini çok önemsiyorum. İyi yetişmiş bir Türkiye’nin dünyada çok büyük izler bırakacağını biliyorum. Zira bu ülke kolay kurulmamıştır, hepimiz bunun bilincindeyiz. Hala bir çok sıkıntı yaşamaktayız, bunun da bilincindeyiz. Dolayısıyla önümüzde aydınlık bir geleceğe hep birlikte koşmalıyız. Siyasetteki yol haritası ve ritim, hizmet yarışı olmalıdır. Bu bağlamda bu ülkenin kuruluşundan bugüne emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Her zaman ışığım olacak olan cumhuriyetin ilkelerine bağlılığımı ilan ediyor ve bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e de minnet duygularımı iletiyorum.” değerlendirmesini yaptı.
“İstanbul için yolumuz açık olsun”
Ekrem İmamoğlu, bütün bu sürecin olgunlaşmasıyla beraber toplumun tüm değerlerine, maneviyatına, inançlarına, etnik kökenlerine, kültürüne saygı duyan İstanbul’da bunu her yönüyle yaşatan bir kişi olacağının da sözünü vererek, “Biz büyük bir milletiz ama hep birlikte büyük bir milletiz. Ayrışarak büyük bir millet olamayız. Bütünleşmenin, barışın, huzurun ve bu şehirdeki geleceğe dönük çağdaş yürüyüşün hizmetkarı olacağımı tüm İstanbullu hemşehrilerimle paylaşıyorum. Bugün itibariyle netleşecek olan bu süreçte bugün ve yarın ile ilgili programlarımı aktaracağım. İstanbul için yolumuz açık olsun.”
Bir kişinin bile kırılmasının, incinmesinin kendisini üzeceğini dile getiren İmamoğlu, partililerden söylemlerine, tavır ve davranışlarına dikkat etmelerini, bu sürece destek olmalarını istedi.
HDP’nin İstanbul’da aday göstermemesine ilişkin bir soru üzerine İmamoğlu, şunları söyledi:”Benim Kürt hemşehrilerimle, Kürt vatandaşlarımla çok samimi, içten bir bağım var. Bugüne dair değil bu. Sadece Kürt hemşehrilerime ve Kürt vatandaşlarıma dönük de değildir. İstanbul’da yaşayan herkese karşı aynı oranda ve aynı yakınlıktadır tavır ve davranışlarım. Bu süreçte daha samimi ve içten, olayın süreçteki bazı dillerin kullanılmasından ki ben de bundan yaralandım, başkaları da yaralandı. Samimice paylaştığımız anlarımız da oldu. Bu bizi daha da açıkçası içselleştirdi seçmenle olan bağımızı. Elbette süreç içinde dertleşeceğiz. Sadece Kürt vatandaşlarım ve Kürt hemşehrilerime dair değil, hangi yaralar varsa açılmış bunların tedavisi için her kitleyle, her etnik kökenle, her inanç grubuyla ayrı ayrı görüşeceğiz. Bu konularda çok farklı çok demokratik bir süreci İstanbul’a yaşatacağımı herkesle paylaştım. O bakımdan hiç kuşku duymasınlar.”
Bir gazetecinin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1994’te İstanbul için söylediği ‘İstanbul’u almak Türkiye’yi almaktır, İstanbul’u almak dünyayı kazanmaktır’ sözüne 25 yıl sonra baktığınızda, İstanbul’u kazanmayı nasıl yorumluyorsunuz.?” sorusuna karşılık İmamoğlu, “İstanbul’u kazanmayı, İstanbul’un 16 milyon insanının gönlünü kazanmak olarak yorumluyorum. Şu anda tek hedefim, 16 milyon insana güzel bir hizmet sunmak. Gönlünü büyük oranda da kazandığımı düşünüyorum. Bunu güçlendireceğiz. Başka bir siyasi dil ve başka bir siyasi süreci İstanbul’a vaat ediyorum ve yaşatacağıma inanıyorum. Farklı bir samimiyeti, siyasi ortama katacağımı şimdiden görüyorum. Dolayısıyla İstanbul’u kazanmayı, dünyanın en büyük kentindeki 16 milyon insanın gönlünü kazanmak olarak tanımlıyorum.” karşılığını verdi.
Rakiplerinin kendisini tebrik edip etmediği sorulan İmamoğlu, şimdilik tebrik almadığını ama alacağını düşündüğünü belirterek, sözlerini, “Rakibim nazik bir insan. Devlet nezaketini bilen bir insan. Zira daha önce hem aile duygularımızı paylaştığımız hem birbirimizi tebrik ettiğimiz görüşmelerimiz oldu. Ben en nezaketli bir şekilde, kendisinin planlayacağı bir biçimde benimle böyle bir talebi olacağını düşünüyorum. Çok yakın zamanda ararlar diye düşünüyorum. Binali Bey’den böyle bir tavır bekliyorum en azından.” diye tamamladı.