Site icon Teketek Haber

İzdivaç

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “İki yüz sene sonra en hayırlınız hafîfü’1-hâz olanınızdır.” “Ey Allah’ın Resulü! ‘Hafîfü’1-haz’ kimdir?” diye sorulunca, Peygamberimiz (s.a.v) “Eşi ve evlâdı olmayan kişidir.”[1] buyurur.

Eş ve çocukların olmaması dervişe zaman bakımından yardımcı olur, himmetini daha çok toplar, geçimini daha rahat sağlar. Başlangıçta sâlik-i ilâllaha gereken dünya alâkalarından kurtulmak, kulu Allah’tan koparan engelleri kaldırmak, yolculuk yapmak, sebeplere takılmamak, engellerden kurtulmak daha uygundur. Bu sebeple, izdivaç azimet yerine ruhsatlarla, âli himmet yerine adi himmetle amel etme seviyesine düşmedir, çocuklar ve eşler bağlanmadır, sapma ihtimali olan hallere dönüştür, zahitlikten sonra dünyaya ihtimam göstermedir, insan tabiatı ve âdeti gereği hevaya meyletmedir.

Ebu Süleyman Dârânî şöyle söyler: “Kim üç şeyi talep ederse, dünyaya meyleder; 1) Geçimi talep eden, 2) Bir kadınla evlenmek isteyen, 3) Hadis yazan.” Devamında şöyle söyler: “Arkadaşlarımızdan evlenip mertebesinde sâbit kalabilen hiç kimseyi görmedim.”

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım.”[2]

Reca rivayetiyle, Muâz bin Cebel (r.a) şöyle söyler: “Yoklukla imtihan olduk, sabrettik. Bollukla imtihan olduğumuzda ise maalesef sabredemedik. Hakkınızda en çok korktuğum şey kadın fitnesidir. Kadınlar altınla bezendiklerinde, Şam’ın püsküllü, Yemen’in çizgili elbiselerini giydiklerinde, zengini azdırdıklarında, fakiri bulamayacakları şeylerle mükellef tuttuklarında, n’olur hiç bilemem, tahmin bile edemem.”

Hakîmlerden birisi şöyle söyler: “Bekârlığın tedavisi, evliliğin tedavisinden daha kolaydır.”

Sehl bin Abdullah Tüsterî’ye kadınlarla ilgili sorulduğunda şöyle söyler: “Yokluğuna sabır varlığına sabırdan daha kolaydır. Varlığına sabır da Cehenneme sabırdan daha kolaydır. Sâlik kadınların yokluğuna sabredebiliyorsa, Allah’la beraber olma huzuruna kolayca ulaşabilir.”

Bişr bin Haris’e (Bişr-i Hafî) “İnsanlar senin hakkında ileri geri konuşuyorlar.” dediklerinde, “Peki, ne diyorlar?” diye sorar. “O sünneti, yani nikâhı terk ediyor diye konuşuyorlar.” diye cevap verirler. Bişr cevaben “Benim sünnetle değil, farzla meşgul olduğumu söyleyin.” der. O hep şöyle söylüyordu: “Eğer bir tavuğa zarar verebiliyorsam, köprü başında bir cellat olmaktan endişe ederim.”

Sâlik-i ilallah, nefsiyle ve nefsin isteklerine hep müpteladır. O her zaman nefsinin bir isteğiyle meşgul olur. Hele bir de hem nefsinin isteklerine hem de eşinin isteklerine meylettiğinde, talebi zaafa düşer, iradesi zayıflar, azmi kırılır. Artık düşüncesi kadını kollamaya, korumaya, sayılamayacak kadar çok daha başka külfetlere yönelir. Kadın refaha, safaya çağırır, zikir ve fikrine mani olur, kalbine mal biriktirme, hırs, fakirlik korkusu, mal sevgisi musallat eder.

İbrahim bin Edhem şöyle söyler: “Kadınların baldırlarına alışan kişi, artık iflah olmaz.”

Şöyle bir söz varit olmuştur: “İki yüz sene sonra, ümmetim için bekârlık mubah olacaktır.”

Denir ki, “Çoluk-çocuk çokluğuna müptela olun kişi, ömrünü zayi etmiş, ahiretini harap etmiştir.”

Allah Teâlâ şöyle buyurur: اِنَّ مِنْ اَزْوَاجِكُمْ وَاَوْلَادِكُمْ عَدُوًّا لَكُمْ فَاحْذَرُوهُمْ “Eşleriniz ve çocuklarınızdan size düşman olanlar vardır. Onlardan sakınınız.”[3]

Haberde şöyle söylenir: “İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, kişinin helaki hanımı, anne-babası ve çocukları eliyle olacaktır. Bunlar fakirlikle ayıplarlar ve yapamayacakları şeyi yüklerler. Artık dinlerine mal olacak derece isteklerine çabalarlar. Sonuçta helâk olup giderler.”

Avârif kitabının sâhibi şöyle söyler: “Uzun bir sabır, mücâhede ve riyazâttan sonra sâdık kâmillerin nefisleri mutmain olur, kalpleri sükûnet bulur, azaları itâat eder, basiretleri açılır, haşyetleri artar. İşte o zaman Rablerine itimat ederek, sâdık güzel bir niyetle evlenirler. Böyle bir niyetle olursa, Rableri fitnelerden ve tehlikelerden muhafaza eder. Mubah şehvetler ve meşru lezzetler zarar vermez. Aksine tezkiye olmuş nefsi haz aldıkça, kalplerinin inşirahı, rahatlığı daha da artar. Kalpleriyle nefisleri arasında tam bir uyum olur, duygu alışverişi başlar. Kalp Allah’tan gelen hazzı nefse yöneltir, nefis de kalbe yöneltir. Nefis haz aldığında ise şefkatli bir komşunun komşusunun rahatlığından aldığı hazzın aynısını kalp de almaya başlar.

Sâlihlerden biri şöyle söyler: Nefis kalbe şöyle der: ‘Sen yemekte benimle ol, ben de namazda seninle olayım.’ İşte böyle bir kulun nikâhla derecesi artar, terakki eder, eksilmez. Çünkü kendisi eşyadan kam alır, eşya kendinden değil. Ev işlerine ehil, itaatkâr sâliha bir kadın ibadete yardımcıdır. İnsanın eşi ve birlikte olma şehveti olmazsa, evinde tek başına yaşaması zor ve ağır olur.

Süfyan bin Uyeyne şöyle söyler: ‘Çok eşli olmak, dünya hazzından değildir. Zira Hz. Ali’nin (r.a) dört eşi, on yedi cariyesi olmasına rağmen, Resulullah’ın (s.a.v) ashâbının en zahidiydi.’

İbn Abbas (r.a) şöyle söyler: ‘Bu ümmetin en hayırlıları, eşi çok olanlardır.’

Ebu Süleyman Darani (r.a) şöyle söyler: ‘Sâliha kadın, dünya hazzından değildir. Çünkü eşin seni ahirete yönlendirir.’

Cüneyd Bağdâdî (r.h) şöyle söyler: ‘Ben yemeğe muhtaç olduğum gibi, eşe de muhtacım.’

Bir âlim bazı sûfîleri kınayan bir kişiyi duyar ve şöyle söyler: ‘Be adam, sence onların eksikliği nedir?’ Adam ‘Çok yiyorlar.’ deyince, âlim ‘Onların acıktığı kadar sen de acıksaydın, onların yediği kadar sen de yerdin.’ dedi. Adam tekrar ‘Çok evleniyorlar.’ deyince, âlim ‘Onların namuslarını koruduğu kadar sen de nâmusunu korusaydın, onların evlendiği kadar sen de evlenirdin.’ dedi. Adam tekrar ‘Çok uyuyorlar.’ deyince, âlim ‘Onların geceleri uykusuz kaldığı kadar sen de uykusuz kalsaydın, onların uyuduğu kadar sen de uyurdun.’ dedi. Âlim daha başka ne var diye sorduğunda, adam ‘Sema dinliyorlar.’ deyince, âlim ‘Onların gördüğünü sen de görseydin, onların dinlediği kadar sen de dinlerdin.’ dedi.

Abdullah bin Mes’ud (r.a) şöyle söyler: ‘Ömrümden on gün kalsa, yine de evlenmek isterdim, bekâr olarak Allah’a gitmezdim.’

Allah Teâlâ’nın Kur’an’da adını zikrettiği bütün peygamberler evliydi. Hatta denir ki, ‘Hz. İsa (a.s) yeryüzüne indiğinde, onun da çocuğu olacak.’

Denir ki, ‘Evli birisinin kıldığı bir rekât, bekâr birisinin kıldığı yetmiş rekâttan daha hayırlıdır.’

Resulullah (s.a.v) şöyle buyurur: ‘Evleniniz. Evli olarak geçen bir gün, bin yıl ibadetten daha hayırlıdır.’

Şeyh tefsirinde şöyle söyler: ‘Takva sâhibi olanların şehveti daha çok olur.’

Ebu Bekir Verrâk (r.h) şöyle söyler: ‘Helâli hariç, her şehvet kalbi katılaştırır. Helâli ise kalbi saflaştırır. Bundan dolayı peygamberlerin evliliği, ciması çok olmuştur. Hz. Dâvud’un (a.s) yüz hanımı, üç yüz cariyesi vardı. Oğlu Süleyman’ın (a.s) ise üç yüz hanımı, yedi yüz cariyesi vardı. Bizim Peygamberimiz Muhammed’in (s.a.v) dokuz hanımı ve cariyeleri vardı. Peygamberimiz kırk peygamber gücüne sahipti. Her peygamberin de kırk erkek gücü vardı.’

Hz. Âişe’den (r.a) rivayetle, Resulullah (s.a.v) şöyle buyurur: ‘Ni­kâh benim sünnetimdir. Benim sünnetimle amel etmeyen, benden değildir. Evleniniz. Zira ben kıyamet günü diğer ümmetlerden daha çok olmanızla övüneceğim. İmkânı olanlar, evlensin. İmkân bulamayanlar ise oruç tutsun. Çünkü oruç kalkandır.’[4]

Ahiret yolcusunun evlilik hususunda istihâre yapması, kâmil şeyhler ve erbâb-ı sülûk ile istişare etmesi gerekir. Allah ona evlenmesini ilham eder, şeyhi ve arkadaşları hoş karşılar, kendi kalbi de onay verirse, sâliha, asil, sabırlı, kanaatkâr, mütevekkil bir kadınla evlensin. Ama Allah Teâlâ evlenmemesini ilham eder, sâlihler de hoş karşılamazsa, bekâr kalmaya devam etsin. Allah Teâlâ’dan yolunu kolaylaştırmasını diler, imkân nispetinde çaba gösterir. Allah kendi yoluna hidayet edendir.” Avarif sahibinin sözü burada sona erdi.

Ey Sâlik!

Sana gereken, Melik olan Allah’ın kapısından ayrılmamandır. Çünkü O, Cevaddır, Kerimdir, kuluna kapısını hep açar. Kerim olan Allah’ın kapısını kim çalarsa, hemen açılıverir. Dua edeni asla mahrum etmez. İstiğfar edene azap vermez. İsyan edilir, sabreder. İtaat edilir, şükreder. Muradına uygun hareket edenlere nimetler hazırlar. Muhalifleri azapla tehdit eder. Rahmetinden ümit kesilmez. Belalarından emin olunmaz. Lütfu büyük ve geniştir. Azabı can yakıcı ve şiddetlidir. Benzerinden mukaddestir. Vekil ve yardımcı edinmekten münezzehtir.

İsteyeni sever. Ümit edeni hüsranda bırakmaz. Vermeleri boldur. Hataları örter. Rahmeti geniştir. Rahmeti gazabını geçmiştir. Nida edeni duyar. Duasına icabet eder. Zengindir. İhsanı boldur. Dilediğine bol bol rızık verir. Bollukta da darlıkta da vereni sever. Hiç vermeyene ve cimriye buğzeder. Ne olursa olsun istemeyi bırakma. Ümitsizlik küfrün de dalaletin de başıdır.

İtiraf edenlerin günahlarını bağışlar. Her an, her vakit istiğfar etmen gerekir. Allah Teâlâ tövbe edenlere mağfiret buyurur. Kendini yâd edenleri, kendisi de başkalarına yâd etmeyi vaat eder. Basiretli ol, ferasetli ol. Tembellerden olma. Allah Teâlâ kullarına makamlar, dereceler verir. Gayretleri, yakînleri, istidatları nispetinde bazılarını daha faziletli kılar.

Dünya meşakkat, külfet, mihnet, belâ yurdudur, burada rahat yok. Ahiret ise nimet, lezzet, safa, huzur, vuslât, eman, ebediyet yurdudur. Orada da meşakkat, zorluk, gam yok. Dünya da ahiret de insan için yaratıldı. Allah dünyayı ahiretin tarlası yaptı. Allah bir kuluna hidayet, saadet murad ettiğinde, muvaffak kılar, imanı, sâlih amelleri ilham eder. Kul gayret eder, hayır eker, ahirette ektiğini ziyansız biçer. Cennette ebediyen yaşar. Ama Allah bir kuluna şer murad ettiğinde, boynuna tasma, önüne set çeker. Sonuç itibariyle küfre düşer, şer eker, ahirette de ektiğini biçer. Cehennemde ebediyen azap görür.

Sen muvaffak olup imana mazhar olmuşsun. Gayret göster. Allah’tan iman selâmeti, din, dünya, ahiret işlerinde afiyet, amellerinde ihlas ve kabulünü iste. Allah’ın farzlarını ve sünnetleri eda et. Zikrullaha devam et ki, âriflerden, mukarrebûn ve sâbikûn evliyadan olasın. Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi Allah Teâlâ’ya ibadet eder.

[1] Süyûti, el-Hâvî li’1-feteva, I, 566.

[2] Buhârî, Nikah, 17; Tirmizi, Edeb, 31.

[3] Teğâbün, 64/14.

[4] İbn Mâce, Nikâh, 1.

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version