ESHAB I KEHF KÜLLİYESİ
İnanışa göre 250 yılları civarında Dakyus (Dakyanus veya Decius) adlı bir Kral’ın yönettiği putperest bir ülkede 7 genç Hristiyanlık’la suçlanır. Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş ve Kefeştetayyuş, inançlarını değiştirmeleri için bir süre verilir fakat, onlar dünyevi eşyalarını bırakıp dağa ibadet etmeye giderler. Putperestliğe karşı bu tavrı gören kral öldürülmelerini emreder. Gençler ve köpekleri Kıtmir mağaraya sığınırlar. Kral mağaranın girişine duvar örülmesini emreder. Yedi Uyurlar yıllarca burada kalırlar. Eshab Kehf hadisesi Kur’an-ı Kerim’ de Bas-ü badel mevt (Yeniden dirilme) inancının delilleri arasında gösterilir.
Afşin ilçesinin 7 km. kuzeybatısında yer almaktadır. Külliye Antik Çağ’dan beri kutsal sayılan Eshab-ı Kehf veya Eshabü’l-Kehf adıyla bilinen kayalık bir tepenin yamacındaki mağaranın çevresine yapılmıştır. Eshab-ı Kehf Bizans Devrine olduğu gibi Selçuklular’ın fethinden günümüze kadar da Hristiyanlar ve Müslümanlar tarafından kutsal bir mekan kabul edilerek önemli bir ziyaret yeri olmuştur. Eshab-ı Kehf’e gelen ziyaretçilerin ihtiyaçlarının karşılanması için Anadolu Selçuklularının Maraş Emiri Nusretüddin Hasan Bey tarafından 1215-1234 yılları arasında ribat, cami ve handan oluşan külliye inşa ettirilmiştir. Dulkadir Beyliği Hükümdarı Alauddevle Bey tarafından medrese ve babası Süleyman Bey tarafından buk’a inşa edilerek külliye büyütülmüş ancak buk’a günümüze kadar gelmemiştir. Alauddevle Bey’in hanımı Şems Hatun tarafından ise bir mescit (Kadınlar Mescidi) yaptırılmıştır. Külliyeye son ilave 1531 yılında Osmanlılar zamanında inşa edilen Paşa Çardağı ile olmuştur. Külliye tarihi dönemlerde önemli bir ziyaretgah olmasının yanı sıra çevrenin ilim ve kültür merkezi olmuştur. (Özkarcı:630-633)
Özkarcı, Prof. Dr. Mehmet. (2007), Türk Kültür Varlıkları Envanteri I-II, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
KAHRAMANMARAŞ ULU CAMİİİ
Kahramanmaraş Kalesinin güneyindeki meydandadır. Taçkapı üstündeki yazıttan Dulkadiroğulları’ndan Süleyman oğlu Ala üd-Devle Bey’in 1496′ da yaptırdığı anlaşılmaktadır.
Camiinin kuzeyine sonradan eklenen son cemaat yeri düz ve ahşap çatılıdır. Dikdörtgen planlı ana mekan, mihrap duvarına dikey uzanan yedi nef’e ayrılmıştır. Doğuda alanın durumu nedeniyle alttan dolgulu nef’te, paye yerine kısa sütunlar kullanılmıştır. Üçgen mihrap nişi, dört bordürlü ve mukarnaslıdır. Mukarnas, Palmet, Lotüs motiflerinden oluşan bordürler özenli işçilikleriyle ilgi çeker. Camiden bağımsız minare özgün yapısını koruyabilmiştir. Kare taban üstünde silindirlik gövde bir silmeden sonra çok köşeli yapılmıştır. Üst kısmı onarımlarla değişmiştir. Tavandaki direkler orjinalliğini korumaktadır.
MALİK EJDER (EŞTER) TÜRBESİ
Şehrin güney tarafında, merkeze 6 km uzaklıkta Aksu Mahallesi. sınırlarında bulunan yapının aslen 1201 yılında yaptırıldığı belirtilir. Kumaşır Gölüne bakan tepede yer alan yapı; Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden yapılan merkezi planda küçük mescidi, türbe kısmı ve çevre düzeni ile atıl durumdan kurtarılmış, ziyarete açılmıştır.
Türbede yattığı rivayet edilen Malik Ejder; Aslen Yemenli asker olup adı Malik’tir. ‘’El Eşter(göz kapakları ters)’’onun takma ismidir. Bizans ile yapılan Yermük Savaşında gözünden yaralanmış, sonraları bu isimle anılır olmuştur. Önemli İslam komutanlarındandır. Kuzey Suriye’de uzun süre gaza ve cihat hareketlerinde bulunmuştur. 637’de Hz Ömer(r.a) ile Maraş fethine katılmıştır. Hz. Ali’nin sağ koludur. Hz Ali(r.a) Onu Mısır’a vali olarak atar, görev yerine gideceği sıra Kalzum denilen yerde Muaviye tarafından zehirlenerek öldürtülür. Maraş’a getirilip bir tepe üzerine gömüldüğü rivayetler arasındadır. Maraşlı onun gücünü, kudretini, mücadele ruhunu, liderlik özelliklerini çok sevmiş onu benimsemiştir.
KAHRAMANMARAŞ GERMENİCİA ANTİK KENTİ
Kahramanmaraş’ta iki mahalle, Roma İmparatorluğu’ndan kalma eserlerin üzerinde oturuyor. Geçmişte gecekondu olan ancak sonradan imar affıyla tapu verilen bölgedeki evlerden birinin alt kat odasında eşsiz Germenicia mozaiği yer alırken, evin üst katında insanlar yaşamaya devam ediyor.
Milattan sonra 300-400 yıllarına ait olan Germenicia Antik Kenti’nin mozaiklerinin bir bölümü, geçtiğimiz yıl kaçak kazılar yapılırken ihbar üzerine ortaya çıktı. Yetkililer kamulaştırma sonrasında mozaikleri kurtarma çalışmalarının başlatılacağını ifade ediyor. Bazı evler sit alanı olarak tescil edilse de kamulaştırma çalışmasının yavaş ilerlediği dikkat çekiyor.
İhbar sonucu ortaya çıkan mozaikler, sadece buz dağının görünen yüzü. Germenicia mozaikleri, Kahramanmaraş’ın Bağlarbaşı ve Dulkadiroğlu mahallelerindeki 4 farklı evde tespit edildi. Şimdilerde Kahramanmaraş’ın arka mahallelerinin bulunduğu bölgede, Roma döneminde zenginlerin kullandığı yamaç villalarının yer aldığı belirtiliyor. Mozaiklerin de bu yamaç villalarının taban döşemeleri olduğu ifade ediliyor. Bölgede her biri 15-20 odalı 100’ün üzerinde tarihi yamaç villarının bulunduğu tahmin ediliyor.
YUM BABA (MEVLEVİ DERGAHI)
Alauddevle zamanında ( 1480-1515 ) yaşayan Yum Baba’nın hayatı hakkında bilgi bulunmamakla birlilkte Mevlevi şeyhi olduğu bilinmektedir. Alaüddevle bey Maraş Bedesteni’nin yakınında Yum Baba Zaviye’sini yaptırmış bu zaviye Mevlevi dergahı olarak kullanılmıştır. Zaman içerisinde harabeye dönen Yum Dede Mevlevi dergahı ll.Abdülhamit döneminde tamir ettirilmiş ise de Fransızlar tarafından 1 Şubat 1920 de yakılmıştır.Dergahtan günümüze sadece türbe gelmiştir. Mevcut türbe 1985’de betonarme olarak eskisinin yerine inşa edilmiştir.
SÜTÇÜ İMAM TÜRBESİ
I.Dünya Savaşı’nda, Kahramanmaraş’ın Fransızların işgali sırasında şehit edilen Sütçü İmam’ın türbesi 1936 yılında yapılmıştır.
Maraş Milli mücadelesinin simge ismi olan Sütçü İmam Kireçcizade Ömer Efendi’nin oğludur. Hacı İmam sütçülük yapan fakir bir vatandaş iken işgalci Fransız ve Ermenilere karşı Uzunoluk’da sıktığı kurşunla bayraklaşmıştır.25 Kasım 1922 de vefat eden Hacı İmam’ın Çınarlı camii bahçesindeki kabri türbeye dönüştürülmüştür.
TAŞ MEDRESE
Kalenin güneyindeki meydandadır. XIV.yy’da Ala üd-Devle Bey’in kızı adına yapıldığı öne sürülen yapı yazıtsızdır. Türbedeki beş satırlık yazıt ise bozulmuştur. Taş Medrese, düzgün olmayan dörtgen planlı açık avlu çevresinde sıralanmış bölümlerden oluşmaktadır. Avlunun sağında medreseodaları, girişin karşısında dikdörtgen planlı mescit ve solunda da piramit çatılı türbe yer alır. Medrese odaları dikdörtgen planlı, tonoz örtülüdür. Taş Medresenin Mescit ve Türbe kısımları vardır.Onarımı yapılmış olan Taş Medrese kentin önemli bir meydanında yer almaktadır.
ALAÜDDEVLE BOZKURT BEY (ALADAN TÜRBESİ)
Alaüddevle, Dulkadiroğlu (? – 1515) Maraş, Elbistan, Malatya, Harput dolaylarında hüküm süren Dulkadiroğulları hanedanının yedinci ve sonuncu hükümdarıdır. Kalenin batısındaki tepede aladan türbesi bulunan Alaüddevle Bozkurt Beyin, Maraş tarihinde ayrı bir yeri vardır. Çünkü şu anda ilimizde bulunan çoğu tarihi camiler, medreseler bize onun
döneminden kalmıştır.
DERDİMEND DEDE
Osmanlı devri velîlerinden olan Derdimend Dede’nin kabri Kahramanmaraş’ın kuzey doğusunda çevre yolu üzerinde Sütçü İmam Lisesi karşısındaki tepededir. Çıkan bir yangın sonucu dergâh ve yazılı belgelerin yanması sebebiyle hakkında yeterli bilgi yoktur.
Yaptığı ilaçlarla insanların dertlerine devâ olmuş ve yöre halkı tarafından çok sevilmiştir. Günümüzde de hasta olanlar tarafından kabri ziyâret edilmekte duâ edilip bereketlenilmektedir.
ABDÜLHAMMİT HAN CAMİİ
Duruşu, ihtişammı ve mimari özellikleri ile yehrin yeni semgesi haline gelen bu özel eserde mimarlar, hattatlar, nakkaşlar ve daha birçok sanatkarın ustalık imzalarını keşfedeceksiniz.
Osmanlı Devleti 34.Padişahı II. Abdülhamit Han’a ithafen inşa edilen yapı; şehre hâkim bir tepede duruşu, ihtişamı ve mimari özellikleri kentin her bölgesinden kolaylıkla görülebilmekte; yine Kapladığı alanı, duruşu ve ihtişamı ile Türkiye’nin En büyük camilerinden olmuştur. İnşasına 1993 yılında başlanılan Abdülhamit Han Camii, Kahramanmaraş halkının özveri ve fedakârlıkları ile vücut bulmuştur. Bu anıtsal yapı için mimarlar kendi şaheserlerini, nakkaşlar en özverili kalemlerini, çini ustaları en güzel detaylarını, taş ustaları ve daha birçok sanatkâr en mükemmel sanatlarını burada konuşturmuşlardır.
HAZNEDARLI CAMİİ
Duraklı Mahallesindedir. Camideki çok sayıda yazıt yapımla ilişkili değildir. Mimari ve bezemesinden XV. yy. yapısı olduğu sanılmaktadır.Ayrıca mihrabın olduğu düşünülen mermer kesme taşlardaki bezemeler de aynı yüzyıl özellikleri göstermektedir.
HATUNİYE CAMİİ
Kurtuluş Mahallesindedir. Yavuz Selim Sultan (XV.yy) adına yaptırılmıştır. Avlu giriş kapısı üstünde XIX.yy. başlarından onarım yazıtı vardır. Kesme taştan, son cemaat yeri ve ana mekanı ahşap çatılı bir yapıdır. Son cemaat yerinin solundaki sivri tonoz örtülü, dikdörtgen planlı türbeye, birkaç basamakla inilen yalın kapıdan girilir.
İKLİME HATUN MESCİDİ
Kurtuluş Mahallesindedir. Ala Üd-Devle Bey’in kızı İklime Hatun adına 1549’da yaptırılmıştır. Mescit ve Türbe kesme ve moloz taştandır. Ortada paye, yanlarda duvarlara dayanan iki sivri kemerden oluşan son cemaat yeri tonoz örtülüdür. Son cemaat yerinin sağında türbe, solundaki kemer içinde mescidin kapısı yer almıştır. Kare planlı mescidin kubbesi yıkılmıştır. Silindirlik mihrap nişi sütunların taşıdığı yarım kubbeyle örtülüdür. Mihrap duvarının solundaki kapıdan türbeye girilir. Düzgün olmayan dörtgen planlı yapı, sivri kemerli tromplara oturan kubbe ile örtülüdür. Türbede iki gömüt vardır.