Site icon Teketek Haber

KAHRAMANMARAŞ TARİHİ

Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Maraş ve çevresinin bilinen tarihi bundan 7000-7500 yıl öncesine kadar gitmek- tedir. Bölgede ilk insan yerleşmelerinin ise izleri söz konusu tarihten daha eski olup on binlerce yıl öncesine gitmektedir. Böylesine önemli bir tarihi yerleşmelerin bulunduğu Maraş ve etrafında günümüze kadar bir iki höyük açılmasından öte kazı yapılmamıştır. Bu yüzden de Ma- raş’ın Tarih Öncesi ve Tarih Çağlarından Ortaçağa kadar olan tarihi ile ilgili kesin bir şey söylemek mümkün görünmemektedir.

Maraş’ın kuzeybatısında Kaniş, batısında Kadirli-Karatepe, güneybatısında İslâhiye-Yesemek, güneydoğusunda Zeugma, Karga- mış, Samsat, Nemrut ve doğusunda Malatya-Aslantepe gibi arkeolojik alanlarda çok önemli buluntulara ve medeniyetlerin izlerine rastlanmış- tır. Dört tarafı böylesine önemli eski merkezlerle çevrili bir şehrin top- raklarında da önemli bir tarihi alanın bulunabilme ihtimali yüksektir. Çünkü söz konusu yerlerin ortasında bulunan Maraş ili önemli ticari ve askeri yolların geçtiği kavşak noktasında bulunmaktaydı. Bu yerlerin birbirleriyle ilişkileri de Maraş üzerinden sağlanıyordu. Mezopotamya medeniyetini oluşturan topluluk ya da devletlerin Anadolu medeniyeti ile irtibatı da yine Maraş üzerinden sağlanıyordu.

130 km uzakta bulunan ve mozaikleriyle meşhur olan Antik Zeugma kentinin Helenistik, Geç Roma ve Erken Bizans dönemlerinin buluntularına benzeyen Maraş’ta da çok sayıda mozaik resimlere rast- lanmıştır. Ancak bunların izleri devam ettirilip gerekli araştırmalar ya- pılmadığı için daha zenginlerine ulaşılamadı. Bundan dolayı Maraş ve çevresi hâlâ Eski Çağ Tarihi ve Arkeoloji bilimi ile uğraşanlar için ba- kir bir alan olarak durmaktadır. Germenika mozaikleri olarak tarihe ge- çen kalıntılar, Namık Kemal denilen semtin yerleşim alanları altında kalmıştır.

Tarih öncesi devirlerde Maraş bölgesini iki kısma ayırmak mümkündür. Bunlardan biri Maraş merkez, Pazarcık ve Türkoğlu’nun bulunduğu güney bölgesi, diğeri ise Elbistan, Afşin ve Göksun ilçeleri- nin bulunduğu kuzey bölgesidir. Her iki bölgede tarih öncesi devirlere ait yerleşim bölgeleri kendine has özellikler taşımaktadır. Bölgenin gü- neyinde daha çok Mezopotamya, Suriye ve Çukurova bölgesinde or- taya çıkan kültürler etkili olurken, kuzey bölgesinde Hitit kültürü tesirli olmuştur. Maraş ve çevresinin tarih öncesi devirleri, bölgede bulunan eski yerleşim yerlerinde yeterli kazı ve araştırmalar yapılmadığından dolayı da tam olarak aydınlatılamadığını belirtirsek yanlış bir şey söy- lememiş oluruz.

Kahramanmaraş’ın merkez ilçesinde ilk ciddî araştırmalara 1958’de İ. Kılıç Kökten ve ekibi tarafından başlanabildi. Bu ekip Maraş’tan başka Pazarcık, Türkoğlu, Göksun, Elbistan ve Afşin gibi yer- lerde bulunan höyükler ile Döngel Mağaraları’nda yüzey araştırmaları yaptı. Bu yapılan tespitlere göre bölgenin tarihinin 1 milyon yıl önce- sine kadar gittiği ileri sürülmüştür. Bunlardan anlaşıldığına göre Maraş bölgesinde Prehistorya (Tarih öncesi devir) ve Yontma Taş Çağına ait kalıntılar bulunmuştur. İ.Kılıç Kökten’in belirttiğine göre Maraş böl- gesi, çevresini oluşturan Gaziantep, Malatya ve Adıyaman gibi illerden daha önemli eski Prehistorya ve Yontma Taş devrine ait kalıntılara sa- hiptir. Ancak gerekli inceleme ve kazılar yapılamadığından bunlar or- taya konamamıştır.

Kahramanmaraş ilinin sınırları içinde İlkçağ’dan kalan 500’den fazla yerleşim yeri yani höyük bulunduğu tahmin edilmekte olup ancak günümüze kadar bunların çok az kısmı tespit edilebilmiştir. Sadece Maraş’ın merkez ilçesi çevresinde tespit edilen 26 höyük olup bunlardan sadece Hopaz höyüğü, Sır barajı gölü altında kalacağı için acele kazıldı. Kahramanmaraş Müzesi Müdürü Hadi Bozkurt başkanlı- ğında 1987’de başlatılan Hopaz höyüğünü kurtarma kazısında önemli bulgulara ulaşıldı. Şehir merkezinin 15 km batısında, Ceyhan ile Aksu nehirleri yakınında Cüceli ve Avşar köyleri arasında bulunan Hopaz Höyüğü’nde Prehistorik devir kapları, Eski Tunç ve Demir çağlarına ait çanak, çömlek parçaları ve çeşitli eşyalar bulunmuştur. Hitit devrine ait bazalt taşından yapılmış kırık dibekler, öğütme taşları, kırık delikli ağırlık taşları, Prehistorik devirden az miktarda çakmak taşı kesicileri, muhtelif şekillerde kaba çamurdan yapılmış çanak çömlek parçaları bu- lunmuştur. Buranın yukarıda adı geçen çağların yanında Hitit devri yer- leşim yeri olduğu da tespit edilmiştir. Burada yine nehir taşları ve toprak harcı ile yapılmış bir ocak bulunmuştur. Hopaz Höyüğü’nde bu- lunan bir oda içinde duvar aralarında bir balta, bir kesici alet ve dağınık vaziyette bol miktarda tarih öncesi devirlere ait eşyalar bulunmuş olup, çıkarılan eşyalar müzeye kaldırılmıştır.

24 Mayıs 2008’de Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversi- tesi’ne mensup sanat tarihçi Prof. Dr. Mehmet Özkarcı, coğrafyacı Dr. Emin Toroğlu, uzman Kemalettin Koç ve bizim de bulunduğumuz bir bilim heyeti Maraş’ın ilk kurulduğu yer olduğu iddia edilen Himli Hö- yük, Çınarlıpınar Höyüğü ile Köftül höyüğü ve çevresinde bir inceleme yapmışlardır. Bu incelemelerin neticeleri şunlardır: Kahramanmaraş’ın Elmalar Köyü sınırları içinde olup, söz konusu köyün kuzey batısında Erkenez Çayı kenarında bulunan Himli Höyüğün tarih öncesi devirler- den kalan önemli bir yerleşim merkezi olduğu görülmüştür. Buranın etrafta bulunan yerlerin idarî merkezi olduğu zannedilmektedir. Erke- nez çayından 30-40 metre yükseklikte yer alan bu höyüğün güney ve doğu tarafında sur kalıntıları bulunmaktadır. Höyüğün doğusunda, de- fineciler tarafından kazılan bir çukurdan anlaşıldığı kadarıyla bir mes- ken izine rastlanmıştır. Yine höyüğün tepesinden aşağıya doğru sözde kuyu açmak gerçekte ise define aramak amacıyla 20 metre civarında derinlikte bir kuyu kazılmıştır.

Himli höyüğün üzeri adeta bir seramik tarlasını hatırlatmakta- dır. Bu durum burasının bir seramik atölyesinin olduğu izlenimini ver- mektedir. Boyasız olduğu görülen bu seramikler siyah ve kırmızı topraktan yapılmıştır. Bazı seramik parçaları üzerinde değişik şekiller görülmektedir. Ayrıca Prehistorik devire ait pek çok çakmak taşına da rastlanmıştır. Asurlular zamanında bir koloni merkezi olduğunu düşün- düğümüz bu höyüğün Hititler, Helenistik ve Roma dönemlerinde de bir yerleşim yeri olduğunu düşünüyoruz. Höyük etrafında bulunan bir sur kalıntısının buranın Roma döneminde de bir yerleşim yeri olduğunu is- patlamaktadır. Çünkü kaleyi andıran yapılar daha çok Roma döne- minde yapılmaya başlanmıştır.

Himli Höyük bulunduğu konum itibari ile Maraş’ın Malatya ve Antep tarafına bağlandığı bir güzergâh üzerinde bulunmaktadır. Bun- dan dolayı buranın savunma amaçlı bir mevkii olma ihtimali yüksektir. Ayrıca burada çay üzerinde de Romalılar zamanında yapılmış bir köprü olmalıdır. Ancak Erkenez Çayı kış aylarında çok şiddetli aktığı için bu köprüyü yıkmış olmalıdır. Çünkü günümüzde bile burada demir ve çi- mento ile yapılan bir geçidi dahi çayın azgın sellerinin yıktığı görül- mektedir. Himli höyükte şu ana kadar ciddi bir araştırma yapılmadığından daha fazla bir şey söylemeyi kendimiz açısından haklı göremiyoruz. Ancak bu höyüğün Maraş ve çevresinin İlkçağ tarihinin aydınlanması için çok önemli bir kazı alanı olduğunu kanaatindeyiz. Yine Elmalar köyü yakınında Hilmi tarla gölü denilen mevkide (Kaya- lar denilen yer) köylülerin anlattıklarına göre çeşitli seramik parçaları bulunan bir alan da altın madenini çağrıştıracak işlenmiş sarı renkte taş parçalarına rastlandığı belirtilmektedir. Buranın altın işlenen bir ocak olduğu iddia edilmektedir.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Karacasu kampüsü- nün karşısında Çokyaşar köyü yolunun güneyinde ve yola bitişik Gü- zelyurt köyünde bulunan bir höyükte yine önemli bir yerleşim merkezidir. Köylülerin bu höyükten çıkardıkları mermer su çanakları- nın hâlâ kullanılmaktadırlar. Yine Güzelyurt ile Çokyaşar arasında yol üstünde yakın zamanlarda bir yerleşim yerinin de harabeleri bulunmuş- tur.

Kahramanmaraş’ın doğusunda bulunan Köftül höyüğü ve Roma Nekropolü de insanı hayrete düşürecek nitelikte olup şu ana ka- dar defineciler haricinde pek kimsenin dikkatini çekmemiştir. Günü- müzde Doğukent semti yakınlarında bulunan bu höyük ve çevresindeki kaya mezarları, suyolu ve bir tapınma yeri olduğunu düşündüğümüz yerler dikkat çekici alanlardır. Arazi seviyesinden 40 metre kadar yük- sekte olan Köftül höyüğü de definecilerin dikkatini çekmiş ve pek çok alanda bulunan çukurlardan kaçak kazı yapıldığı görülmüştür. İkiye ayrılan bu höyüğün batı tarafında bağ, doğu tarafı ise fıstık ve zeytin ağaç- ları bulunmaktadır. Höyük üstünde ve yanlarında büyük araçlarla derin çukurla açılıp höyük tahrip edilmek istenmiştir. Höyüğün batı tarafında sıralı taşlardan bir sur kalıntısının bulunduğu tahmin edilmektedir. Himli höyükteki kadar olmamakla birlikte bu höyük üzerinde ve çevre- sinde seramik parçaları bulunmaktadır. Bunların bazılarının üzerinde şekiller vardır. Ayıca burada çakmak taşları da görülmüştür.

Köftül höyüğünün batı tarafında kazılan bir çukurdan bir suyo- luna rastlanmış olup, kuvvetli ihtimalle yakında bulunan bir kaynaktan yeraltı suyoluyla buraya su getirilmiştir. Bu suyolunun seramikten ya- pılmış boruları etrafta bulunmaktadır. Bu çukurdan suyolunun izlerini görmek mümkündür. Höyüğün kuzey ve kuzey batısında iki önemli ar- keolojik alan bulunmaktadır. Kuzeyde olan ve arazi seviyesinden 7-8 metre yükseklikte olan ve Roma Nekropolüne benzeyen yerde kaya mezarları görülmektedir. Bu mezarların odalar halinde olduğu ve giriş- lerinin sürgülü taş kapılarla kilitlendiğinin izlerine rastlanmaktadır. Bir tapınma yeri olduğu düşünülen burasının Makedonyalılar, Selefkoslar ve Romalılar zamanında kullanıldığı düşünülmektedir. Buranın biraz batısında ve 200 metre uzaklıkta benzer bir kayalık üzerinde yine çok sayıda kaya mezarına rastlanmaktadır. Her iki alanda da seramik par- çalarına sıkça rastlanmaktadır.

Sonuç olarak Köftül höyüğü ve çevresi önemli bir şehrin par- çası olduğu izlenimini vermektedir. Burasının Namık Kemal’de kuru- lan Maraş’ın bir parçası olması ihtimali çok yüksektir. Burada ibadethane, mezbah-sunak, mezarlıklar bulunmaktadır. Az da olsa iskân izleri de vardır. Ama burada büyük bir şehri besleyecek kadar su kaynağı yoktur. Buraya getirilen su bölgenin doğusundandır. Bölgenin kuzeyinden çıkan su ise ancak bir mezraı besleyecek kadardır.

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version