Bir parça açlık, bir parça sefillik, bir parça üşümek, bir parça yoksunluk, bir parça işsizlik düştü bu neslin başına. Kader kısmet bağlamında umutsuzluğun dibini sıyırmakla ilgili bilimsel bir birikim sağlıyoruz doğmamış çocuklarımıza. Sosyal deney denekleri gibi kemiriyoruz cefadan bile uzayamayan tırnaklarımızı, doyduk şükür buna da. Sefadan uzatılan saçların yağlarını damıtan varmış duydunuz mu? Yemekte yağsız yenmiyor ya hani. Uçsuz ve de bucaksız hayallerimizin zengin olma kırıntılarını da kuşlar yedi diyeceğim ama kuşlara kırıntı da kalmadı artık. Kilo aldık hepimiz ne bulursak yeme telaşıyla. Çürük meyveler organik pazar tezgahlarında, akşam pazarında toplanacak döküntü de kalmadı sonunda.
Kamuoyuna Duyurulur!
Satılık vaatlerim var ihtiyacı olana, ihtiyaçtan satılıktır yoksa hepsi bana kadar. İçimizdeki dürzünün arzuları çok, insanoğluyuz işte nefsimizin ayarı yok. Hep bana, hep bana armudun sapı kaldı kel Hasan’a. Fırsattan istifa ediyorum istifadeden ötürü, bende o kadar mangır yok ödeyemem ömür boyu. Kamuoyuna duyurulur satılık böbreğim var, günde 2,5 litre su içtim bir vakte kadar, su alacak paramda kalmayacak yakındır zaman. İnsanoğlu işte düşünmeden tüketmek damarında, kanında var.
Kamuoyuna Duyurulur!
Herkes kendi bulup yesin nasibini, martılara simit atmak artık zengin işi. Üniversite mezunu tezgahtar arkadaş, yüzünü eğme hemen satayım sana birkaç vaat. Elbette yerine gelmez verilen hiçbir vaat, hiçbir inancın yokken tekrar tekrar inanmaktır kabahat. Göğün dibi yok yerin dibine soktular, kafamızı kaldırsak nefes alacak alan bırakmadılar. Çayın şekeri, kahvenin tuzu demeye ne hacet, “lüküs hayat lüküs hayat bak keyfine yan gel de yat”. İşsizsin sen işsiz kal, işçisin sen işçi kal ya da en nihayetinde yan gel de yat, vaat edilen lüküs hayat!
Kamuoyuna Duyurulur!
Zaman ne çok geç ne çok erken, başlamak bitirmek kadar elzem. Konular derin boyumuzu aştı sular, maksat muhabbet olsundu latifeden sen de anla bir zahmet.