Ahmet Kılıç’ın oğlu Havva Hacı taş bağlanarak suya atılır. Üç ay sonra bağlandığı taştan kurtulan ceset, Ceyhan nehrinin etrafından dolarak aktığı bir adacığa yaslı halde bulunur. Köylüler cesedi, coşkun akan sudan kıyıya ip bağlayarak çekmeye çalışırlar. İp, suyun yarı yerine gelince kırılır ve ceset ancak üç ay sonra Pambıcak köyünde bulunmak üzere gözden kaybolur.
Bu duruma şahit olan Elbistan’ın Kültür köyünden Cuma İspir bir ağıt yakar. Bakalım ne demiş:
Anam son günümde gördüm düşümü
Mevla’m sen ahrette kurtar başımı
Heç görmeyim gözlerinin yaşını
Ahrette yakasın tutarım anam
Evimden çıkınca bozuldu yüzüm
Dünyada son verdi tükendi sözüm
Gadir Mevla’m bana veriyor izin
Değiştim dünyamı göçerim anam
Arkadaşlar hep başıma üştüler
Bana yapılanı görüp şaştılar
Allah sedasıyla vurup geçtiler
Bağladılar ipi kaçarım anam
Oradan aşağı yel gibi uçtum
Çatalkaya derler erkenden geçtim
Yerim yaylayıdı sahile göçtüm
Pambıcak köyünden çıkarım anam
Bir zalim yaklaştı benim peşime
Ne geldiyse diyemedim başıma
Bir yılgın çalısı vurdu döşüme
Aynı eski yolu tutarım anam
Orada üç gün üç gece kaldım
Yoğudu takatım gaflete daldım
Uçan kuşlar ile ben haber saldım
Gelip cesedimi görmedin anam
Âşık Cuma’m der de söyleyip coşar
Bu sözü duyanın tebdili şaşar
Herhalde zannımca cennete düşer
Ağlayıp gözyaşın silmeyin galan
Cuma İSPİR