Site icon Teketek Haber

‘KARAKOÇ SADECE KENDİSİYDİ, O YÜZDEN KALICI OLDU’

Şair Abdürrahim Karakoç’un oğlu Doç. Dr. Enderhan Karakoç,”Babam ne o, ne bu, ne şu idi, sadece kendisiydi. O yüzden kalıcı oldu. Abdürrahim Karakoç Mihriban’la öne çıkıyor ama aslında hiciv ve dava şairiydi.” dedi.

Türk edebiyat tarihinin önde gelen şairlerinden Abdürrahim Karakoç, “Mihriban’ın Şairi Abdürrahim Karakoç” adlı özel etkinlikte anıldı.

Anma programı, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) ve Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü’nün katkılarıyla hazırlanan etkinlikte açılış konuşmasını Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Emrullah Aydın yaptı.

Oturum başkanlığını İLESAM İstanbul Şube Başkanı Cafer Vayni’nin gerçekleştirdiği panelde Karakoç’un şiiri ve hayatı konuşuldu.

Abdürrahim Karakoç’un oğlu Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enderhan Karakoç, bir evlat olarak babasını anlatmanın çok zor olduğunu söyledi.

Karakoç, babasının bir halk adamı olduğunu vurgulayarak, “Babamın kitapları binlerce basılırdı ve hiçbiri para vermezdi ama peşinden de hiç koşmadı. En çok kızdığı kitapların düzgün basılmamasıydı. Babam bu olaydan çok mustaripti. Babamın vefatından sonra olmayan kitaplar çıktı ortaya, sürekli çoğalan kitaplar. Babamın kitapları tekrar okuyucuyla buluştu. Şu anda Kadim Yayınları’ndan çıkıyor kitapları artık. Her aşamasında emeğimiz geçti.” diye konuştu.

“Vatan ve millet düşmanları haricinde herkese hakkını helal etti”

Halkın Abdürrahim Karakoç’a sahip çıktığını aktaran oğul Karakoç, şunları kaydetti:”Bir şeye emek vermezseniz karşılığını alamazsınız. Babam ne o, ne bu, ne şu idi, sadece kendisiydi. O yüzden kalıcı oldu. Mihriban şiirinin, zamanında babamdan çok istendiğini biliyorum. Abdürrahim Karakoç Mihriban’la öne çıkıyor ama aslında hiciv ve dava şairiydi. Çay demlemeyi iyi bilir, demlediğinde de övünerek söylerdi. Sert mizaçlı gibi görünse de iyi niyetli ve hassas biriydi. Vatan ve millet düşmanları haricinde herkese hakkını helal etti. Babamın elinden bir dakika bile gazeteleri, dergileri, kitapları bıraktığını görmedim. ‘Sizin bir ayda okuduğunuzu ben bir günde okuyorum’ derdi.”

Şair ve yazar Özcan Ünlü de hemen hemen herkesin aklında bir Abdürrahim Karakoç mısrası olduğunu dile getirdi.

Karakoç’un saf bir Türkçesi olduğuna dikkati çeken Ünlü, “Onu yakından tanıyan, onunla aynı kürsüyü paylaşmış, beraber yolculuk yapmış şanslılardanım.” ifadesini kullandı.

Ünlü, Karakoç’un Kahramanmaraş bölgesindeki Battalname geleneğinden geldiğini belirterek, “Abdürrahim Karakoç’un ve kendisi gibi şair olan kardeşlerinin en büyük şansı babası Ümmet Karakoç’tu. Farsça ve Arapça bilen Hüsn-i hat ile ilgilenen hafız bir babaları vardı. Evde Köroğlu, Seyrani, Dadaloğlu, Nef’i ve hatta divan edebiyatı okundu. Ancak bunlardan etkilenen biri lambada titreyen alevi üşütebilirdi. İlkokul 4. sınıftan terk bir çocuğun böyle şiirler yazması tesadüf değildir, Abdürrahim Karakoç’un bir temelinin olduğunu gösterir.” değerlendirmesinde bulundu.

Karakoç’un şiirleri okundu

Fethi Gemuhluoğlu’nun, Karakoç’un hayatında büyük etkisi olduğunun altını çizen Ünlü, “Eğer gelenek kodlarınıza bağlıysanız, -buna son dönemde yerlilik diyoruz- bu gelenekten beslenme konusunda bir isteğiniz varsa, en önemlisi bir derdiniz varsa Abdürrahim Karakoç olabilirsiniz. Bu memlekette çalışarak her şey olabilirsiniz. Düşünüp, planlayıp her şey olabilirsiniz ama şair olmak için bunlar yeterli değil.” dedi.

Abdürrahim Karakoç’la ilgili bir kitabı okuyucalarla buluşturan araştırmacı ve yazar Hayrullah Eraslan ise Karakoç’un sessiz, çok düşünen bir Anadolu insanı olduğunu ifade etti.

Eraslan, Karakoç’u “Şiir devi” ve “Şiir volkanı” şeklinde tanımlayarak, şöyle konuştu:”Abdürrahim Karakoç, 25-26 yaşına kadar yazdığı bütün şiirleri sobaya atıp yakıyor. Sorduklarında ‘O şiirler benim hamlık dönemime aitti, Abdürrahim Karakoç algısının ileride kötü etkilenmemesi için yaktım’ diyor. Kahramanmaraş ve Kilis’in ardından İstanbul’da ilk olarak Tohum Dergisi’nde yazıyor. Çıkış döneminde Kemal Fedai Coşkuner, ‘Mazlumların avukatı’ olarak bilinen Bekir Berk ve Osman Yüksel Serdengeçti, Abdürrahim Karakoç’un çıkış döneminde onun hayatında çok etkili oluyor. Necip Fazıl Kısakürek’le de arası iyi. Halk şiirinde kendine has bir üslup oluşturmayı başardı. Yaşadığı dönemde imrenilen bir şairdi. Şiirleriyle muhalif bir söylem geliştirdi ve o söylem şehirleri dolaştı.”

Ataköy Atatürk Ortaokulu Müdürü Acem Yıldırım’ın da konuşma yaptığı panelin ardından, öğrenciler Ataköy Atatürk Ortaokulu öğretmeni Nihat Keleş’in sazı eşliğinde şiir okudu.

Etkinlik kapsamında ayrıca, Ataköy Atatürk Ortaokulu korosu da Abdürrahim Karakoç şiirlerinden bestelenmiş eserleri seslendirdi.

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version