KEMAN
Keman’ın ilk kez nerede yapıldığı kesin olarak bilinmemekte birlikte, ortaçağda İngiltere’de Fiddle, Almanya’da Fiedel, İtalya’da Lira da Braci, Fransa’da Viel adlarıyla kullanılan yaylı çalgılar Keman’ın atası sayılır. Lavignac, Keman’ın Türklerin.
TÜRK MUSİKİSİNDE KEMAN’IN YERİ
Keman’ın Türk ülkesine ne zaman geldiği kesin olarak bilinmiyer. İstanbul ve Trabzon gibi Latin ülkeleri ile sıkı ilişkiler bulunan şehirlerde çok eskiden beri Keman’ın en eski örneklerinin bulunduğu ileri sürülmüştür. Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından Makbul İbrahim Paşa’nın gençliğinde, padişahın şehzadesi olarak Manisa’da bulunduğu yıllarda Keman çaldığı biliniyor. Yine bu yüzyılda yaygınlık kazanmış bir saz olarak klasik musikimize girememeiş olmakla birlikte, halk arasında çok tutuluyor ve koltuk meyhanelerinde çalınıyordu. Keman’ı üst düzey sınıf arasına sokan kişinin, Sultan 1. Mahmud dönemi sanatkarlarından olan Corci olduğu ileri sürülür. Keman’dan önce musikimizin yegane sazı Rebab idi. O yıllarda Keman’a “Viola d’Amore” deniliyordu ki, bu sazın benzeri yakın9 zamanlara kadar kullanılmış olan Sine Kemanıdır. Kemani Corci’ye kadar bütün kaynaklarda, eski Türk Kemanının çalanların Türk olduğu halde 18. Yüzyıldan daha doğrusu Corci’den sonra Türk olmayan kimseler Batı Kemanını çalmaga heves etmiş ve pek çok ünlü isim ortaya çıkmıştır. Hiç şüphesiz bu sanatkarlar Violad ‘Amore”nin farklı şekli olan Sine Kemanı’nı çalıyorlardı, Yedi teli olan Sine Keman’ın sesi biraz boğukça olduğu ve Kemençe sesine benzediği için, musikiden anlayanlarca daha çok tercih ediliyordu. 19. Yüzyıl başına kadar icrakarları Mustafa Sunar ile Nuri Duyguer olmuştur. Batı Keman’ının ülkemize yerleşmesinde Ramanyalı Miron’un büyük rolu olmuştur. Ülkemizde Türk Musikisi ölçüleri içinde çok güçlü icrakarlar yetiştirmiştir. Bir devreye damgasını vuran bu sanatkarlardan bazıları şunlardır. Kemani Hızır Ağa, Kemani Rıza Efendi, Kemani Corci, Kemani Kör Sebuh, Kemani Aleksan Ağa, Kemani Memduh, Bülbüli Salih Efendi, Reşat Erer, Nubar Tekyay, Sadi Işılay, Hakkı Derman, Selahattin İnal v.b. Musiki terminolojimizde Keman çalanlara “Kemani” denir.
KEMAN’IN ÖZELLİKLERİ
Keman insanı derinden etkileyen, eşsiz güzellikte sesiyle, yaylı çalgılar ailesinin en önemli üyesidir. Sesi, öteki çalgılara göre birçok bakımdan insan sesine daha yakındır. Keman çene altı ile omuz arasına sıkıştırılarak tutulur. Sol elin parmakları sap üzerinde bulunan tellere basarak gezinirken, sağ elde tutulan yay, Keman tellerine sürtülerek çalınır. Gövdenin orta bölümündeki yan girintiler yayın daha kolay hareket etmesini sağlar. 35 ile 36 cm arasında değişen bir gövdesi vardır. Küçük ve hafif bir çalgı olmakla birlikte, ortalama 84 ayrı parçanın bir araya getirilmesiyle yapılır. Genellikle iki cm kalınlığında bir çam veya akağaçtan oyma kalemi ve rende kullanılarak biçime sokulur. Keman’ın bir gövdesi ve buna bağlı bir sapı vardır. Gövde göğüs tahtası ya da tabla denen üst kapak, alt kapak ve onları birleştiren yanlık adlı verilen bir kasnaktan oluşur. Tellerin köprü aracılığıyla gövdeye yaptığı basınca direnebilmesi alt ve üst kapaklara hafif bir kavis verilmiştir. Sapın ucundaki burgulara (kulak) sarılarak bağlanan teller bir eşikten (köprü) geçerek gövdenin ucundaki kuyruk bölümüne bağlanır. Köprü tellerin titreşimini üst kapağa iletir. Burgu yuvalarına yerleştirilen kulaklar tellerin istenilen ölçüde gerilmesini sağlar. Gövdenin içine boydan boya yerleştirilmiş, baş çubuğu ya da bas kirişi denen bir çıta, eşiğinin tam altında da can direği denilen bir takoz bulunur. Bas çubuğu sesin tınılanmasına, can direği de ses titreşimlerinin alt kapağa iletilmesine yardımcı olur. Üst kapak üzerinde “f” biçimindeki iki ses deliği ses titreşimlerinin gövdeden dışarı çıkmasını sağlar. Dış etkenlerden korunabilmesi için yapımı tamamlandıktan sonra özel karışımlı bir tutkalla cilalanır, cila aynı zamanda Keman’ın ses tınısını belirleyen önemli bir öğedir. Keman yapım ustalarına Luthier denir. Ülkemizde Keman yapım teknikleri çok gelişmiş, çeşitli yarışmalarda birincilik alan Luthierlerimiz vardır bunlar, Cafer Açın, Mesut Gözalan, Yunus Tarhan, Mehmet Alkan, Nevzat Önder, Ayhan Damcıoğlu, Ahmet İyidoğan , Emin Tilev, Bedii Akol v.b.
KEMAN’IN AKORT SİSTEMİ
Keman’ın metalden ya da hayvan bağırsağından yapılmış dört teli vardır.Akort sistemi pestten tize doğru. SOL-RE-LA-Mİ olarak düzenlenmiştir. Batı kemanlarıyla aynı akort sistemine sahip olmasına rağmen, Türk Musikisine uygun şekilde isimlendirilmiştir. DO-SOL-RE-LA dor. Bazı icracılar “LA” telini, ince “SOL” düzeniyle kullanmaktadır. Bu konuda çeşitli fikirler öne sürülmüştür. Eskiden kullanılan ve Avrupa’dan getirilen Kemanların 5 esas 6 (7) ahenk teli olduğu ve aynı telin yine ince “SOL” olarak akord edildiği biliniyor. Bir başka görüş ise, Rebab ve Ud gibi çalgıların akorduna benzetmek için böyle hareket edildiğidir. “LA” akort Türk Musikisi icralarında çiğ kalmakla birlikte, bazı makamlar transpoze edildiğinde icrada zorluklar oluşmaktadır.