Prof. Dr. Ahmet EYİCİL[1]
ÖZET
Sultan Alp Arslan’ın Anadolu’nun fethine memur ettiği komutanlarından Çavuldur Bey Maraş ve Sarız taraflarını 1071-72’de fethetti. Bu fethe katılan Afşin Bey 1078-79’da Afşin bölgesini hâkimiyeti altına aldı. Daha sonra Maraş ve Elbistan Phileretos’un eline geçti. Süleyman Şah’ın komutanlarından Emir BuldacıYukarı Ceyhan bölgesini Phileretos’un elinden1085’te aldı. Emir Buldacı 1086-1097 yılları arasında Maraş ve Elbistan bölgesindebir beylik kurdu. Emir Buldacı, I. Kılıç Aslan’nın sultan olduğu 1092’ye kadar Maraş bölgesini altı yıl bağımsız olarak idare etti. I. Kılıç Aslan İznik’te tahta çıkınca Emir Buldacı Sultan’a tabi oldu. Maraş 1097’de Haçlıların eline geçti. Maraş’ta senyörlük kuruldu ve bu senyörlük 1149’a kadar devam etti.Maraş Türkler ile Haçlılar arasında el değiştirdi. Haçlı Kontu Tankred1108’de Maraş’a hâkim oldu. Maraş, Ermeni senyörü Koğ Vasi tarafından idare edildi. Haçlılar arasında sık sık el değiştiren şehir tarihinin en kötü dönemini yaşadı. Maraş 1111’de İl Aslan tarafından geri alındı vesonra yine Haçlıların eline geçti. 1117’de Belek Gazi tarafından Elbistan Haçlıların elinden kurtarıldı. Melik Muhammet 1136-1138 tarihleri arsında yaptığı mücadelede Maraş’ı Haçlılardan aldı. Melik Muhammet’in ölümü üzerine oğlu AynüddevleDanişmentli tahtına geçti. Aynüddevle 1143’te Elbistan’ı aldı. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Mesut, 1144’te Elbistan’ı Danişmentlilerden alarak burayı oğlu Kılıç Aslan’a bıraktı. I. Mesut, 1149’da Maraş bölgesindeki Haçlı hâkimiyetine son verdi.II. Kılıç Aslan tahta çıkınca Elbistan’a bir vali tayin etti. Bunu fırsat bilen Sivas Danişmentli hükümdarı Yağıbasan gizlice Elbistan üzerine yürüdü. Bunu öğrenen II. Kılıç Aslan’da Yağıbasan üzerine yürüdü. Din adamları devreye girerek savaşı önledi. Yapılan anlaşma sonucu Elbistan ve çevresi Selçuklu topraklarına yeniden katıldı. Musul Atabeyi Nurettin Mahmut Zengi 1156’da Maraş’ı işgal etti. 1172’de Nurettin Zengi ile II. Kılıç Aslan karşı karşıya geldi. Maraş bölgesi üzerinde Eyyubi-Selçuklu mücadelesi devem etti. I. Gıyasettin Keyhüsrev zamanında itibaren Elbistan doğrudan Konya’ya bağlandı. Konya’dan gönderilen valiler tarafından idare edilen Maraş Uç Beyliği haline dönüştürülerek güçlendirildi. Maraş Uç Beyliği’ne, Elbistan’ın batısı Göksun, Elbistan’ın güneyi Maraş ve Adıyaman bağlandı. Bu şekilde sağlanan idari tasarrufla MaraşUç Beyliği’nde asayiş ve huzur daha kolay sağlandı.
1.Bölgenin Siyasi Durumu
Bizans İmparatoru II. Vasil1020-21’de doğudan elli binden fazla Ermeni’yi Kayseri Sivas ve Malatya taraflarına sürgün etti. Malazgirt zaferinden sonra RomanosDiogenes ile Alparslan arsında yapılan anlaşma gereği Doğu Anadolu Selçuklulara bırakıldı. Türklerin Doğu Anadolu’ya yerleşmesiyle burada buradan kaçan Ermeniler Antakya, Tarsus, Kilikya ve Dülük’e yerleşti. Bu yerlerde yaşayan Rumlar ise, Batı Anadolu ve Balkanlara doğru çekildi.
Türk kuvvetleri 1064’ten itibaren Kızılırmak’ı aşarak Kayseri’ye geldi. Buradan Halep taraflarına inen Türk kuvvetleri Bizanslılara ağır kayıplar verdirdi. Anadolu’da büyük hareketlerde bulunan Türk kuvvetlerinin başında Tuğrul Bey zamanında Bağdat valiliğinde bulunan Afşin Bey vardı. Alparslan’ın adamlarından birinin öldüren Afşin Bey, kaybettiği itibarını kazanmak amacıyla Malatya, Kayseri, Maraş, Antep ve Raban taraflarına akınlarda bulundu.
Afşin Bey ve diğer Türk komutanlarının Anadolu’daki akınları nedeniyle ve bölgenin 1060’larda Türklerin eline geçmesiyle, 1020’lerde Otra Anadolu düzlüklerine yerleştirilen Ermeniler daha güvenli buldukları Toros Dağları’nın sarp yerlerine sığındı. Kutalmışoğlu Süleyman Şah 1075’de İznik’i fethederek Türkiye Selçuklu Devletini kurdu.[2] Türklerin önünden kaçan Ermeniler Çukurova ve çevresine gelmesi nedeniyle burada Ermeni nüfusu arttı. Bizans İmparatorluğu’nun buralardaki hâkimiyeti zayıfladı. Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleyman Şah 1086’da öldü ve devlet geçici bir süre başsız kaldı. Boşluktan yararlanan Haçlı Seferleri nedeniyle Kilikya bölgesinde bir Ermeni Prensliği doğdu. Ancak Çukurova’da kurulan bu Ermeni Prensliği bağımsız bir devlet değildi. Çünkü Ermeniler Bizans, Selçuklu, Memluk, Haçlı ve Moğollara tabi olarak yaşadı.[3]
RomanosDiogenes, Malazgirt meydan savaşında yenilince ülkesinin doğu sınırlarını koruması için Ermeni asıllı PhileretosBrachamios’u görevlendirdi. Phileretos Maraş’ta oturuyor ve kendisine verilen yerleri buradan idare ediyordu. Phileretos, RomanosDiogenes’esadakatle bağlı idi. RomanosDiogenes tahttan indirip gözleri kör edilince Phileretos, Bizans ile ilişkilerini kesti 1071-1080 tarihleri arasında Çukurova ve Urfa arasındaki bölgeyi denetimi altına alarak bağımsız bir idari yapı kurdu.[4] Ermeni asıllı ve Maraşlı olan Phileretos, Antakya, Maraş, Malatya, Urfa Samsat, Keysun ve Çukurova’da bulunan şehirlere Ermeni asıllı birer komutan tayin etti. Bu arada Ermeni Prensi Gagik’in akrabası Ruben, Gibidar’ayerelşti. Daha sonra Ruben, Zeytun’da bulunan Gromozol köyüne geçti ve orada öldü.[5]
Phileretos Ermeni olmasına rağmen idaresi altında bulunan Ermenilere kötü davrandı. Urfa Ermenilerini memurluk hizmetinden men etti. Buranın ileri gelen Ermenilerini öldürttü ve kalanları Maraş’a getirterek tutuklattı. Onun yönetiminden memnun olmayan Hıristiyanların desteğini alan Süleyman Şah, 1082’de Antakya’yı fethetti. Antakya’nın elinden çıktığını gören Phileretos, Kilikya’da katalikosluk merkezi olan Huni (Afşin’inArıtas kasabası)’ye gitti.[6]Phileretos, bir yandan Bizans’a tabi görünmekte bir yandan da Selçuklu Devleti’ne vergi ödemek suretiyle prensliğinin devamını sağlamaya çalıştı.[7]
2.Maraş’ın Fethi
Sultan Alp Arslan, Malazgirt zaferinden sonra huzuruna kabul ettiği komutanları Anadolu’nun fethine memur etti. Bu görevi üzerine alan Türk komutanları Anadolu’nun fethine başladı. Bu komutanlardan Çavuldur Çaka Bey, Sivas’a gelerek Danişment Gazi ve diğer beylerle görüştükten sonra Maraş ve Sarız bölgesini 1071-1072’de fethetti. Çavuldur Çaka Beyİzmir’de Türk Beyliği’ni kurdu. Buradan Maraş’a kadar uzanan seferler yaptı ve daha sonra Bizans’la yaptığı savaşta esir alınarak İstanbul’a götürüldü.
Sultan Alp Arslan ve Melik Şah zamanında Anadolu’nun fethine katılan Afşin Bey, 1078-1079’da Maraş bölgesine girdi ve Afşin bölgesini fethetti.[8]
Emir Buldacı, Melikşah zamanında Anadolu’ya geldi. Emir Buldacı burada Kutalmış oğlu Süleymanşah ile birlikte hareket etti. Türklerin Elbistan ve Maraş bölgesine ilk akınlarından sonra burası Bizans hâkimiyetine geçti. Bu yerler Bizans valisi Phileretos’un elinde idi. Süleymanşah ve kardeşlerinin Anadolu’da başlattıkları fetih hareketleri Maraş’ta bulunan Bizans valisi Phileretos’u zor durumda bıraktı. Malazgirt savaşından sonra Bizans’ta imparator değişikliği sonucundaPhileretos asi general olarak kabul edildi. Bu nedenle Phileretos, bir yandan Bizans baskıları ve bir yandan da Süleymanşah’ın saldırıları karşısında zor duruma düştü. Çaresiz kalan Phileretos, sünnet olarak Müslüman oldu ve Melikşah’a tabi olduğunu bildirdi. Mealikşah’daPhileretos’u bölgeye idareci tayin etti. [9]Aslında Phileretos, Müslüman olmadı, Melikşah’ın gözüne girmek için böyle yaptı ve daha sonra da Hıristiyanlığa döndü. Phileretos, bu ikiyüzlü tutumuna rağmen Türk beylerine karşı duramadı. Türk beylerinden biri olan Emir Buldacı,1085’te Phileretos’un elinde olan Yukarı Ceyhan, Elbistan, Göksun, Afşin, Huni ve Hurman’ı aldı. Phileretos’un 1073’te Katolikos merkezi yaptığı Huni’de bulunan KatalikosTeodor, Emir Buldacı’nın hizmetine girdi. KatalikosTeodor’uPhileretos, Maraş’a davet etmesine rağmen buraya gitmedi. Bunun üzerine Phileretos da Maraş’ta yeni bir Ermeni Katalikoslukmerkezi kurarak başına Papaz Bogos’u getirdi. PhileretosGregoryan mezhebinden ayrılıpOrtadoksluğu kabul ettiğinden Ermeniler tarafından hoş karşılanmadı. Nitekim Gregoryanolab Papaz Bogos da bir müddet sonra Ortadoks olan Phileretos’tan uzaklaştı.
Bir süre Maraş’ta kalan Phileretos, Süleymanşah’ın Antakya’yı fethetmesine engel olamadı. Türkler Urfa ve diğer yerleri de tehdit etmeye başladı. Halkın kendisini terk etmesi sonucunda yalnız kalan Phileretos, 1086’da Maraş’ta yokluk ve perişanlık içinde öldü. Bunun ölümünden sonra Emir Buldacı Maraş’ı fethetti.[10]Fethi gerçekleştiren Emir Buldacı, Maraş ve Elbistan’ı on yıl idare etti. 1086-1097 yılları arasında Maraş ve Elbistan bölgesinde bir beylik oluşturdu. Ancak Bu beylik uzun ömürlü olamadı.[11]
Süleymanşah’ın 1086’da ölümü üzerine oğlu I. Kılıç Arslan İznik’te babasının yerine sultan oldu. Emir Buldacı,I086-1092 tarihleri arasında altı yıl Maraş bölgesini müstakil olarak idare etti, Ermeni ve Bizans saldırılarına karşı başarılı bir şekilde savaştı. Bu dönemde Maraş’ta Hıristiyan önde gelenleri şehirde güven ve huzur içinde yaşadı.
- Kılıç Arslan tahta çıkınca Emir Buldacı, ona tabi olarak Sultan’ın en güvendiği adamlarından biri oldu. Nitekim I. Kılıç Arslan 1096’da Ermeni asıllı Bizans valisi Gabriel’in idaresinde bulunan Maaltya’yı kuşattığında Emir Buldacı Sultan’ın yanında idi. İznik’in Haçlılar tarafından kuşatıldığı haberi alınınca I. Kılıç Arslan Malatya muhasarasını kaldırdı ve Maraş Emiri Buldacı ile başkenti kurtarmak için İznik’e gitti. Fakat çabalar neticesiz kaldı ve İznik düştü. I. Kılıç Arslan yanında bulunan Emir Buldacı’yı, Haçlılara karşı yardım istemek amacıyla Selçuklu Sultanı Berkiyaruk’a gönderdi. Böylece Emir Buldacı ortadan kaybolduktan sonra Maraş, Elbistan ve Yukarı Ceyhan bölgesi Türklerin elinden çıktı.[12]
3.Haçlıların Maraş’ı İşgali
1085’te Türklerin eline geçen Maraş, 1097’de Haçlıların işgaline uğradı. Haçlıların bir kolu Kayseri Sarız Göksun üzerinden Maraş’a geldi. Haçlı ordusunun ilerlediği güzergâhta bulunan Türkler daha güvenli yerlere çekilirken boşalan yerlere Ermeniler yerleşti. Maraş’ta ikiye ayrılan haçlıların bir kolu Antakya ve diğer kolu Urfa’ya doğru ilerledi. Haçlılar tarafından işgal edilen Elbistan, Pierrad’ Aulpaadlı komutana bırakıldı. Maraş’a yerleşen haçlılar burada yaşmaya başladı. Haçlıların Maraş’ta bulunması Ermenilerin işini kolaylaştırdı. Çünkü Ermeniler Haçlılara yardım ediyordu.
Haçılar Bizans’la yaptıkları anlaşma gereği Maraş’ı onlara teslim edecekti. Bu nedenle Maraş’ı Bizans idaresine bıraktı. Bizans İmparatoru Alexios I. Komnenos döneminde Maraş’ı Thatul isminde bir Ermeni idare etti. Bir müddet sonra Thatul, Maraş valiliğinden uzaklaştırıldı.[13] İmparator Alxios, Butimites komutasında bir ordu göndererek Maraş’ı Haçlıların elinden aldı ise de şehir tekrar haçlıların eline geçti. Haçlılar Maraş’ta bir senyörlük kurdu. Bu arada Antakya Haçlı kontu Bohemond, Danişment Gazi’nin kuşattığı Malatya’ya yardıma giderekn1101’de Maraş ovasında bulunan Gafina adlı köyde esir edildi.[14]
Bu dönemde Maraş sık sık işgale maruz kaldığından harabeye döndü. Danişment Gazi 1101’de Malatya’yı aldı. I. Kılıç Arslan, Malatya’yı Danişment Gazi’den istedi. Fakat Danişment Gazi buna yanaşmayınca Maraş yakınlarında şiddetli savaş oldu ve yenildi. Thatul Maraş valiliğinden uzaklaştırılınca şehir senyör Joscelin Curtenay’ın eline geçti. 1118’de Maraş’a Antakya Haçlı kontu Tangred hâkim oldu. Bir süre Keysun Ermeni senyörü KoğVasil’in eline geçen şehre daha sonra Haçlılar hâkim oldu. Ermeniler Bertiz ve Geben kalelerini ele geçirerek Türkleri geri çekimleye mecbur etti. Elbistan’ı işgal eden Haçlılar burada küçük bir prenslik kurdu. Haçlıların bu bölgeyi ele geçirmesi daha çok Ermenileri rahtsız etti. Elbistan’da Haçlılardan zulüm gören Ermeniler I. KılçArslan’ı buraya davet etti. Buraya gelen I. Kılç Arslan, Ermenileri Haçlı zulmünden kurtardı ve Elbistan’ın idaresini Ziyaeddin Muhammet’e verdi.1107’de I. Kılıç Arslan’nın ölümü üzerine Elbistan tekrar Haçlıların eline geçti. 1118’de Antakya prenskepsi Bohemond’un akrabası Tangred Yukarı Ceyhan bölgesini ele geçirdi. Haçlılar ise yerleştikleri Maraş’ta senyörlük kurdu.
Haçlılar Elbistan ve Maraş’ta bulunan Ermenileri sürgün etti. 1111’de Elbistan ve Malatya, Atabey İl Arslan tarafından geri alındı. Sonra tekrar Haçlıların eline geçti. Maraş 1117’de Atabey Belek Gazi tarafından kurtarıldı. Elbistan üzerinden Kilikya’ya giren Türk kuvvetleri Anavarza’ya kadar ilerleyerek akınlarda bulundu. Sık sık el değiştiren Yukarı Ceyahan’a 1118’de Belek Gazi sefer düzenleyerek Haçlıları mağlup etti.[15]
Haçlıların işgali altında bulunan Maraş’ta 1114’te büyük bir deprem oldu. Maraş’ta bu deprem sırasında kırk bin kişi öldü. Depremin olduğu bu tarihte şehir Karamaraş-Namık Kemal Mahallesi’nde bulunuyordu.
Haçlıların idaresinde bulunduğu sırada Maraş’ta sırasiyleThatul, Richard de Salerne, Goffori, Saudouin de Mares ve Renaudsenyörlük yaptı.[16]
4. Maraş Üzerinde Mücadele
Haçlı yönetimi yıllarında Maraş’a,Danişmentliler ve Selçuklular seferle düzenledi. Kilikya Ermenileri de şehri Haçlılardan almak için saldırılarda bulundu. Danişment Melik Gazi 1124’te Malatya ve Elbistan bölgesini fethetti. Malatya Danişmentli Aynüddevle 1138’de Elbistan’ı İdare etmeye başladı. Bu sırada Selçuklu Sultanı I. Mesud’un Bizans İmparatoru ille mücadele etmesinden yararlanan Danişment Melik Muhammet, kardeşi Aynüddevle’yi yenerek Elbistan ve Ceyhan bölgesini aldı. Bu sırada Aynüddvle Urfa Haçlı kontu Josceline’ne sığındı. Melik Muhammet 1136-1138 yılları arasında yaptığı seferlerde Maraş, Keysun ve Geben gibi yerleri Haçlılardan aldı. Fakat Bizans İmparatoru’nun Haçlılara verdiği destek nedeniyle buralar yine Haçlıların eline geçti. Melik Muhammet, 1139’da Haçlılar ve Ermeniler üzerine yürüdü, Geben ve Zıblus’u aldı.[17]Melik Muhammet 1140’da Haçlıların saldırısına uğradı ise de bu saldırıyı püskürttü. Melik Muhammet ölünce oğulları ve kardeşi Yağıbasan arsında taht kavgası başladı. Yağıbasan Sivas’ta, oğulları Zünnün Kayseri’de ve Aynüddevle Malatya’da Danişmentli tahtına geçti. Aynüddevle 1143’te Elbistan’ı aldı. Daha sonra Anadolu Selçuklu sultanı I. Mesut 1144’te Elbistan’ı Danişmentlilerden alarak burayı merkez yaptı ve oğlu Kılıç Arslan’a verdi.[18] I. Mesut 1149’da Maraş, Keysun, Besni, Antep ve Dülük’ü alarak buradaki Haçlı idaresini ortadan kaldırdı,bu yerlerin idaresini oğlu Kılıç Arslan’a bıraktı. Maraş’ın Haçlılardan alınması sonucunda Hıristiyanların Antakya gitmeleri sağlanacaktı. Fakat bunların bir kısmı yollarda Türkmenler tarafından öldürüldü ve bir kısmı da esir edildi. Sultan I. Mesud, Haçlılardan aldığı bu yerlere Maraş başta olmak üzere 77 cami yaptırdı ve bu camilere Abbasi Halifesinin gönderdiği imam hatipleri görevlendirdi. Abbasi halifesi Sultan I. Mesut’a bu başarılarından dolayı hil’atler gönderdi.[19]
Maraş, bir ara haçlıların eline geçti ise de 1152’de Musul ve Halep Atabeyi Nureddin, Dülük yakınlarında haçlıları yendi. Bölgedeki haçlı kaleleriyle birlikte Maraş’ı da topraklarına kattı. Maraş’taki haçlı senyörlüğü bazı kesintilerle beraber 1097’den 1149’a kadar devam etti. Bu süre içinde Maraş’ı 5 haçlı senyörü idare etti. Bunlar Antakya, Haçlı Prenskepliğini yöneten kontların akrabası olup Norman asıllıydı.[20]
- II. Kılıç Arslan İle Yağıbasan Arasında Maraş Mücadelesi
- Kılıç Arslan’ın (1155-1192) sultanlığı döneminde Danişmentli Türkleri, Musul ve Halep Ata beyi Nureddin Mahmud Zengi ile birlikte hareket ederek Maraş’a saldırdı. Bu arada II. Kılıç Arslan’ın kardeşi Şehinşah, Ankara ve Çankırı’da ayaklandı. Sivas Danişmentli hükümdarı Yağıbasan, Selçuklu topraklarına saldırdı. Bu gelişmeler karşısında II. Kılıç Arslan, Yağıbasan üzerine yürüdü. İki taraf arasında yapılacak savaşta Müslüman kanının döküleceği endişesiyle din adamları devreye girdi ve savaşı durdurdu. Böylece tarafalr topraklarına döndü. II. Kılıç Arslan tahta çıkınca Elbistan’a bir vali tayin etti. Bunu fırsat bilen Yağıbasan, Elbistan üzerine yürüdü. Yağıbasan’ın bu hareketini takip eden II. Kılıç Arslan da Yağıbasan üzerine yürüdü. Bu arada Yağıbasan, Elbistan’dan 70.000 kişiyi alarak başka yerlere nakletti. Arkasından Yağıbasan da II. Kılıç Arslan üzerine yürüdü. İki taraf Aksaray’da savaş düzeni aldı. Yine din adamları tarafları barıştırmaya çalıştı, fakat başarılı olamadı. Bu gelişmeler sonucunda II. Kılıç Arslan, ordusuyla Yağıbasan’a saldırdı. Fakat din adamları Sultan’a yalvararak, savaşı durdurdu ve Sultan, Yağıbasanla anlaştı. Bu anlaşma maddeleri üzerinde ayrı ayrı durularak Selçukluların lehine metin yazıldı. Anlaşma gereği Elbistan’dan sürülen halkın buraya yerleştirilmesi ve buranın Selçuklulara teslimi kararlaştırıldı. Aslında II. Kılıç Arslan’ın, Yağıbasan’a karşı savaşmamasının temelinde Musul ve Halep Ata Beyi Nureddin Mahmut Zengi’nin Selçuklu topraklarına saldırması tehlikesi vardı.[21]
Musul Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi, 1156’da Selçukluların elinde bulunan Antep, Nehrül Cevaz, Marzuban, Bire, Kefersud ve Maraş’ı ele geçirdi. Fakat bir müddet sonra Haçlılar, Suriye topraklarına saldırınca Nureddin Mahmud Zengi, buralardan çekilmek zorunda kaldı. Bu gelişmeleri iyi değerlendiren II. Kılıç Arslan, bu yerlerde yeniden hâkimiyet kurdu. Bölgenin istikrarsızlığından yararlanan Nureddin MahmudZengi, 1172’de Maraş’ı ele geçirdi. Bu duruma razı olmayan II. Kılıç Arslan ile Nureddin Mahmud Zengi, karşı karşıya geldi. İki tarafın ordusu Ceyhan nehrinin kenarında karşılaştı. Dönemin ileri gelen âlimleri Müslümanların birbirini kırmasının doğru olmayacağını söyleyerek savaşı önledi. Taraflar arasında anlaşmaya varıldı ve Maraş, Nureddin Mahmud Zengi’ye bırakıldı. Nureddin MahmudZengi’nin1174’te ölümü üzerine yerine geçen oğluMeliküs Salih, Maraş’ı Selçuklulara bıratı.[22] Zengilerin yerini alan Selehaddin Eyyubi zamanında Maraş’ın güneydoğusuna uzanan topraklar üzerinde Eyyubi ve Selçuklu anlaşmazlığı başladı. Selçuklular, Maraş üzerindeki hâkimiyetini sürdürürken Samsat, Raban ve Besni gibi yerleri de Eyyubilere bıraktı.[23]
- Maraş Uç Beyliği
- Kılıç Arslan, Kilikya Ermeni Prensliği, Antakya Haçlı Prenskepliği ve Suriye Eyyubi Melikleri arasında kalan Maraş ve çevresine özel bir önem verdi. Maraş, Adana, Kayseri arasındaki dağlık alanda yer alanSis’de Ermeni Prensliği bulunuyordu. Bu Ermeni Prensliği, devamlı Selçuklu topraklarına saldırıyordu. Selçuklular, buna karşı koymak için seferler düzenledi. Fakat bölgenin dağlık olması nedeniyle başarılı olunamadı. Bu arada Maraş bölgesi, Güney Anadolu ve Suriye üzerinden Orta Anadolu’ya yapılan askeri seferlerin ve ticaret kervanlarının güzergâhında stratejik bir yer olarak bulunuyordu. Maraş sınırlarından dört önemli kervan yolu geçmekteydi. Bu yollar; 1. Kayseri, Sarız, Göksun, Maraş, Halep; 2. Kayseri, Elbistan, Malatya; 3. Kayseri, Sarız, Karakilise, Hurman, Elbistan, Akça Derbend, Göynük, Dülük, Halep; 4. Ayas, Misis, Andırın, Geben hattı idi. Aynı zamanda bu yollar Kilikya Ermenilerinin elinde bulunan topraklardan da geçiyordu.[24]
- Kılıç Arslan zamanına kadar Selçuklular, sadece Malatya ve Elbistan’da hâkimiyet kurabildi. Daha sonra Selçuklu hâkimiyeti Doğu’ya yayıldı. Buralarda asayiş ve huzuru sağlamak çok zordu. Özellikle Maraş, Danişmentliler, Eyyubiler ve Selçuklular arasında tampon bölge durumuna düştü. İşte bu nedenle II. Kılıç Arslan zamanında Hüsamettin Hasan Bey idaresinde uç beyliği kuruldu.[25] Bu bölgede düzeni sağlamak amacıyla I. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Elbistan, doğrudan başkent Konya’ya bağlandı ve burası merkezden tayin edilen valiler tarafından idare edildi. Maraş Uç Beyliği güçlendirilerek buraya Göksun ve Adıyaman bağlandı. Böylece Selçuklu ümerasından Elbistan’a valiler tayin edildi. Bu valiler vasıtasıyla Maraş Uç Beyliği’nde asayiş ve huzur sağlandı.[26]
Sonuç
Malazgirt meydan savaşından sonran Romen Diogenes, doğu sınırlarını koruması için Ermeni asıllı Phileretos’u görevlendirdi. Maraş’ta oturan Phileretos, bu bölgeyi 1071-1080 yılları arasında idare etti. Çavuldur Çaka Bey, 1071-1072’de Maraş’ı fethetti. Sık sık işgale uğrayan Maraş’ı 1085’te Emir Buldacı aldı ve burayı on yıl idare etti. 1097’de Maraş Haçlıların eline geçti. Daha önce huzur ve asayiş içinde yaşayan Ermeniler, Haçlılardan çok zulüm gördü. Zulüm gören Ermenilerin daveti üzerine Maraş’a gelenI. Kılıç Arslan, burayı fethederek Hıristiyanları Haçlı zulmünden kurtardı. I. Kılıç Arslan’ın 1107’de ölmesiyle Maraş bölgesi tekrar Haçlıların eline geçti. 1114’te Maraş’ta büyük bir deprem oldu.
Maraş üzerinde Danişmentliler, Eyyubiler, Bizanslılar, Haçlılar ve Selçuklular arasında mücadele oldu. Tabiri caiz ise burası tampon bölge haline geldi. Bu devir çok zor bir dönemdi. Maraş stratejik bir yerde bulunduğundan bu devletler fırsat buldukça şehre saldırıyordu. Şehir bunlar arsında sık sık el değiştirdiğinden ve yağmalanıp talan edildiğinden harabeye döndü. Maraş’ta huzur ve asayiş sağlanamaz oldu. Her işgalde şehir halkının efendileri değişti. Bu nedenle şehirde istikrar sağlanamadığından halk kimseye güvenemez hale geldi. Maraş halkı istikrarsız, dönek ve ilişkilerinde ikiyüzlü duruma düştü. Nihayet Selçuklu Sultanları II. Kılıç Arslan ve I. Gıyasettin Keyhüsrev zamanlarında bölge Maraş Uç Beyliği kuruldu. Böylece Konya’dan tayin edilen valiler tarafından şehir güvenli bir şekilde yönetilmeye başlandı. Böylece Maraş güvenli, asayiş ve huzuru sağlanan yaşanabilir bir şehir haline geldi.
KAYNAKÇA
AYNA, Bayram, “Türk Fethinden Dulkadiroğluları Dönemine Kadar Maraş Bölgesi Tarihi”, KSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ocak 2003.
GÖKHAN, İlyas, Başlangıçtan Kurtuluş Harbine Kadar Maraş Tarihi, Kahramanmaraş 2011.
, İlyas, Selçuklular Zamanında Maraş, Kahramanmaraş 2013.
KAYA, Selim, “Ortaçağ’da Maraş’ın Sosyo Kültürel ve Etnik Yapısı Hakkında Bir Değerlendirme”, I. Kahramanmaraş Sempozyumu 6-8 Mayıs 2004, Cilt 1, Kahramanmaraş.
[1] Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ), Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.
[2] Bayram Ayna, Türk Fethinden Dulkadiroğluları Dönemine Kadar Maraş Bölgesi Tarihi, KSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ocak 2003, s.18.
[3] İlyas Gökhan, Başlangıçtan Kurtuluş Harbine Kadar Maraş Tarihi, Kahramanmaraş 2011, s.100; Selçuklular Zamanında Maraş, Kahramanmaraş Belediyesi 2013, s.16.
[4]Ayna, agt, s.19.
[5] Gökhan,age, 2011,s.101.
[6]Ayna,agt, s.20.
[7] Selim Kaya, I. Kahramanmaraş Sempozyumu 6-8 Mayıs 2004, Kahramanmaraş, cilt 1, s.337.
[8] Gökhan,Selçuklular Zamanında Maraş, Kahramanmaraş 2013, s.19-21.
[9] Kaya, agb, s.338.
[10] Gökhan age,2013, s.21-22.
[11] Gökhan age,2013, s.24-26.
[12] Gökhan age,2013, s.27-27.
[13] Ayna, agt. s. 25.
[14]Gökhan age,2013, s.32; Kaya agb,s. 338.
[15] Gökhan age,2013, s.33-34.
[16] Gökhan age,2013, s.35-36; Kay, agb, s.339.
[17] Gökhan age,2013, s. 27-38.
[18]Kaya,agb, s.39.
[19] Gökhan age, 2013, s.39.
[20] Gökhan age,2013, s.40.
[21] Gökhan age, 2013, s. 41; Gökhan, age, 2011, s.105.
[22] Ayna, agt, s.37. Gökhan, age, 2011, s.106.
[23]Gökhan age, 2013, s.42.
[24] Gökhan age, 2013, s.50-52.
[25] Kaya, agb. s.340.
[26] Gökhan age, 2013, s.45; Ayna, agt, s.39-41.