Meclis Küresel İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu, savaş, afet, kuraklık gibi zor dönemlerin stratejik rezervi olan yer altı sularını tüketen 100 bini aşkın kuyu ve kirletici etkenlere karşı seferberlik istedi. Çalışmasının sonuna gelen komisyon taslak raporunda yer altı su kaynaklarının korunmasına yönelik önemli uyarılarda bulundu. Komisyon, bazı bölgelerde kaçak kuyuların “kümes, tarımsal yapı” gibi gösterilip, elektrik aboneliği yapıldığını tespit etti. Komisyon raporundan bazı öneriler şöyle:
SUNİ BESLEME YAPILMALI
“Yer altı suyu kuraklık, savaş ya da doğal afet durumlarında hızla kullanıma sunulması gereken ve kirlilikten en az etkilenen kaynaktır. Yer altı sularının stratejik bir depolama olarak kullanılması amacıyla önlemler alınmalı. Yer altı suyu suni besleme çalışmalarına devam edilmeli, arıtılmış suların yer altı suyu beslenmesinde kullanılması sağlanmalı. Yer altı sulama kooperatifleri ‘sulama birlikleri’ adı altında toplanmalı. Yer altı suyu sıkıntısı yaşandığı havzada, aşırı su tüketen ürünler üretilmemeli. Yer altı suyu yetersiz alanlarda, yer altı suyuna dayalı sanayi bölgesi kurulmasına izin verilmemeli. Arıtılmış atık su kalitesini ve miktarını artıracak tesisler kurulmalı ve bu suları biriktirecek depolama tesisleri yapılmalı, depolanan suyla belli oranda ağaçlandırma ve peyzaj sahalarının ihtiyaçları karşılanarak, temiz suda tasarrufa gidilmeli.”
SURUÇ OVASI BÖYLE KURUDU
DSİ Müfettişi ve Yeraltı Suları Dairesi Eski Başkanı Kemal Karakuş, kuyuların yer altı rezervlerine oluşturduğu tehdidi şöyle anlattı:
“Yer altı suları konusunda 167 tane kanun DSİ’ye mutlak yetki vermesine rağmen, bürokrat olarak en çok muzdarip olan biziz. Çünkü neredeyse görevimizi yapamaz durumda kalıyoruz. Vatandaşın açtığı kaçak kuyulara maalesef müdahale edilemiyor. Zaten Konya için 19 tane eylem planı hazırlandı; maalesef başarılı olamadı. Yer altı sularını tek başına DSİ’nin halletmesi mümkün değil. Ben 10 yıl Urfa’da çalıştım, o zaman Suriye’den geliyorlardı -o darbeli sondajlar bir günde 150 metre kazabiliyor- kazıp gidiyorlardı. Ruhsat da yok, hiçbir şey de yok. Bu şekilde Suruç Ovası kurudu, ama şimdi yüzey suyu götürdüğümüz için tekrar toparladı. Yani yer altı suları böyle, çok yüklendiğiniz zaman bitiyor. Bunun topyekün seferberlikle kaldırılması lazım.”