Gülperi, Karagöz köyünde bir ağanın kızıdır. Evlendirildiği kocadan ayrılmış, baba evine dönmüştür. Gülperi’nin babasının evinde yedi senedir hızmekerlik eden Erzurum muhaciri, evli ve üç çocuk babası Pehlül DEMİR bir gün ahırda malların yemini suyunu verirken Gülperi ahıra girer ve Pehlül’e “Rüyamda beni sana vermişlerdi. Ben de, beni bu Pehlül’e mi layık gördünüz? Dedim, o ara uyandım.” der.
Dinlediği bu rüyadan sonra, Gülperi Pehlül’ün aklından hiç çıkmaz olur. Nihayet aklından gönlüne geçer. Bu durum Gülperi’nin kardeşinin kulağına kadar gider. Kardeş, Pehlül’ü sıkıştırır. Pehlül çareyi köyden ayrılarak Emirli’ye göçmede bulur. Bu durum Pehlül’e çok dokunur. Bir yanda garibanlık, bir yanda sevdiğini inkâr eden Gülperi bütün bunların üstüne, çektikleri yanına kalan Pehlül, içinde bulunduğu bu çıkmaza bir ağıt yakar. Bakalım ne der:
Ne güzel yakışır pulunan oya
Kimler kurban ola şu usul boya
Gülperi isminde bir nazlı maya
Doğan aylar gibi dolan Gülperi’m
Oturmuş sevdiğim dikiş dikiyor
Nice ince fikirlere gidiyor
Nazlım sen gülmüyon eller gülüyor
Geçen nevbaharın solan Gülperi’m
Bu günlerde çokça haber geliyor
İçerimi delik delik ediyor
Murtaza’nın oğlu Boz Mehmet derler
Dünür olmuş ele kalan Gülperi’m
Lorşun’dan da Dirgen Ali yönlendi
Bir zaman da Afşin eli şenlendi
Büyüğü küçüğü methin eyledi
Dünyayı ortadan bölen Gülperi’m
Ben de n’ideyidim oğlanı kızı
Yarama koydular bir avuç duzu
Gönül arz eyliyor şu karagözü
Bana cennet gelir sılan Gülperi’m
Kapısının önü akara karşı
Gardaşı dolanır Elbistan çarşı
Bir fistan giymiş tebdile karşı
Gardaşın düşman mı salan Gülperi’m
Ulu Pazar günü sürer deriye
Sabahınan kalhan gider neriye
Bir selam salayım ver Gülperi’ye
Gel sözünden dönme nazlı Gülperi’m
Kapının önünden geçmedim yoldan
Yanağın şelvesi kırmızı gülden
Ben seni sevmişim özüm ile candan
Seninse sevdiğin yalan Gülperi’m
Pehlül DEMİR