Arslanbey başkanlığında kurulan Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti, her mahallede teşkilatlanarak faaliyete geçti. Bir taraftan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile temas kurarak direniş hazırlığına başladı. Arslan Bey, Maraş’taki jandarma deposunda bulunan tüfekler ile Elbistan’dan gönderilen toplam 2500 kadar eski, modası geçmiş tüfekle; 4000 kişilik modern silahları olan Fransız armadası ve 2000 kadar silahlı Ermeni milislerine karşı Maraş’ı topyekûn, inançlı olarak bir savaşa hazırlamıştır. Arslan Bey 21 Ocak 1920 günü General Keret’in taarruz edeceğini önceden haber alarak, kararlaştırılan işaretle işgalci Fransız ile işbirlikçi Ermeni’lere karşı 22 gün – 22 gece sürecek savaşı başlatmıştır. Kısa sürede kritik yerleri denetim altına alarak Fransızlara karşı üstünlük sağlamış ve küçük bir evden savaşı yöneterek bu üstünlüğünü savaşın sonuna kadar sürdürmüştür. Maraşlılar yediden yetmişe silaha sarılarak tek yürek, tek bilek halinde bütün mevcudiyetini ortaya koymuştur. Sonunda kendisini yok etmek isteyen düşmanı, yerli işbirlikçileri ile birlikte mağlup etmiş, büyük bir zafere imzasını atmıştır. Bu uğurda pek çok evladını şehit vermiştir. Maraş´ın düşman istilasından kurtulması, Türk Kurtuluş Savaşı’nın da ilk hareketini teşkil etmiştir. Maraşlılar, daha o tarihte “Kendini Kurtaran Şehir” unvanı ile anılmaya başlanmıştır. Aynı zamanda “Aslanlar Şehri” olarak da bahsedilen Kahramanmaraş, dışarıdan hiçbir askerî yardım almadan düşman işgaline karşı kendini kurtardığı için, 5 Nisan 1925’te Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından “Kırmızı Şeritli İstiklâl Madalyası” ile ödüllendirilmiştir. Böylece Dünyada ilk Madalyalı şehir unvanına da sahip olmuştur.