Site icon Teketek Haber

SELÇUKLU SULTANI ÜÇÜNCÜ GIYASEDDİN KEYHÜSREV’İN ERTUĞRUL GAZİ’NİN TORUNUNA KÂHTA’YI DİRLİK OLARAK VERMESİ HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME

Prof. Dr. Faruk SÖYLEMEZ*

ÖZET

Kayılar Anadolu’ya geldikten sonra Ahlât’a yerleşmişlerdir. Daha sonra Erzurum yakınlarındaki Pasinler ovasına gelmişlerdir. Ertuğrul’un iki ağabeyi ve beraberindekiler eski yurtları olan Ahlat’a geri dönerken Ertuğrul ile kardeşi Dündar’ın emrindeki dört yüz çadır halkı bir müddet burada kaldıktan sonra Moğolların buralara akınları üzerine Orta Anadolu’ya göç edip Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad’ın (1219-1236) himayesine girerek Karacadağ taraflarına yerleşmişlerdir. Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad devrinde Selçukluların Moğollarla ve Bizansla yaptıkları savaşlarda Selçuklu ordusuna verdikleri başarılı destekler sonucu önce Ankara yakınlarındaki Karacadağ sonra da Eskişehir çevresi kendilerine yurt olarak verildi. Böylece Ertuğrul Gazi idaresindeki Kayılar Batı Anadolu’da, Bizans sınırında Selçuklulara bağlı bir uç beyliği haline geldi.

Selçuklu Sultanı Üçüncü Gıyaseddin Keyhüsrev (1264-1283) Cimri olayından sonra Bizans hududuna geldiğinde, burada kendisini karşılayanlar arasında Kayı boyundan olan Ertuğrul Bey de vardı. Bu karşılama esnasında Ertuğrul Bey, Gıyaseddin Keyhüsrev’e bir takım hediyeler sunmuştur. Selçuklu sultanına bağlılığının bir göstergesi olarak da oğlu Osman Bey’in küçük oğlunu Sultan’ın hizmetine vermiştir. Gıyaseddin Keyhüsrev de Ertuğrul Bey’in bu bağlılığına bir jestle karşılık verdi. Kendisine rehin bırakılan bu torununu Kâhta kazasına göndererek Kâhta’nın Pağnik nahiyesini ona iktâ olarak verdi. Böylece Ertuğrul Gazi’nin soyu Kâhta’da uzun süre devam etti. Yıldırım Bayezid 1399 yılında Malatya’yı Osmanlı topraklarına kattığında Kâhta’yı yine Ertuğrul Bey’in soyundan gelen Halil, Bayat ve Ahmet adındaki kardeşlerin tasarrufuna bıraktı. O tarihten itibaren Ertuğrul Bey’in ahfadının Kâhta’nın Pağnik nahiyesini tasarruf ederek hayatlarını sürdürmeye devam ettikleri anlaşılmaktadır.

*Prof. Dr., Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, fsoylemez@ksu.edu.tr.

 

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version