ŞEYH SEZAİ EFENDİNİN FRANSIZ KOMUTANINA CEVABI
Fransız komutan Andrea bir toplantı düzenledi. Şehrin ileri gelen eşrafını, ilim adamlarını, müdür, hâkim, komiser ve jandarma komutanını çağırdı.
Fransız komutan konuşmasına şöyle başladı:
“Ben memleketin tımarına, ahalinin refah ve mutluluğuna çalışıp hakkınızda lütuf ile muamele edecektim. Dünkü gün kuvve-i işgaliyem aleyhine kıyamda bulundunuz. Ben isteseydim, bayrak için kaleye hücum eden ahaliyi makineli tüfek ateşine tuttururdum. Binlerce adam ölür ve yaralanırdı.” Komutan önce sağ, daha sonra sol kolunu kaldırıp konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Şu kolum kuvvettir, şu kolum da lütuf. Hangisine sarılmak istiyorsunuz? Yani amacınız harp yapmak mı, yoksa af ve lütuf dilemek mi?’’ dedi.
Orada bulunan Şeyh Sezai Efendi tercümana dönerek:
‘’İyi dinle ve tamamını söyle; dört yüz küsur sene evvel Kanuni Sultan Süleyman Fransa Devleti ve milleti hakkındaki iyi niyet ve himayeleri tarihi bir hakikattir.
Devletler arasında adil, medeni ve dost olarak tanıdığımız Fransızların dili de Osmanlı okullarında okutulmaktadır. Sizden evvel İngilizler buradayken kumandanları hükümetimizin işlerine karışmamıştı. Dini ve milli sembolümüz olan sancağımıza el uzatmamıştı. Fransız işgal kuvvetlerinin taraf hareket edeceğine, hükümet işlerine karışmayacağına dair yayınlanan beyannamenin aksine hareket edildiğinden Ermeniler Türklere karşı hunharca cinayetlere başlamışlardır. Dünkü günde sancağımıza tecavüz edilmesi, halkın heyecan ve galeyanını doğurmuştur.’’ dedi.
O sırada Guvernör, mutasarrıfa dönerek:
‘’Milletin galeyanına sebep sensin’’ dedi.
Ali Sezai Efendi:
‘’Galeyana asıl sebep sizsiniz, Mutasarrıf Bey değil’’ dedi. Devamla;
“Hür olan bütün İslam ülkelerinde, senede iki bayram, haftada bir Cuma namazı kılınır. Milletimizin istiklal ve hâkimiyet şerefinin alameti olan ay-yıldızlı Osmanlı Sancağı öteden beri kaleye çekilir. Sancağa el uzatıldığını gören halk Cuma namazını kılmaz. Böyle bir durumda halk ayağa kalkar. Meşru hakkı olan sancağını yerine diktikten sonra namazını kılar. Bu durum işgal kuvvetlerine karşı yapılan bir ayaklanma değildir.”
Bu sözler üzerine Fransız komutan:
‘’Sancağın dini inançlarınızdan olduğunu bilmiyordum. Bilseydim kaleye asker koymaz ve onu kaldırtmazdım” deyip hatalı olduğunu itiraf etti. O günden sonra Guvernör Andrea Maraş’ı terk etti.