TALATOY’UN AĞIDI
“Talatoy” lakabıyla bilinen İsmail BİÇİCİ, Arıtaş Köyünün ünlü pehlivanlarından biridir. Sadece kendi köyünde değil, civar köylerde, hatta Maraş’da dahi namı duyulmuştur.Minderlerden yenik çıkmayan,her gittiği köyden ‘’şalvar’’ getiren Talatoy. Askerde amansız bir hastalığa yakalanır. Ciğerlerini üşütmüş ve ‘’tebdili hava’’ verilerek memleketi Arıtaş’a gönderilmiştir. Anlatıldığına göre bakır rengi taş gibi bir vücuda sahip olan Talatoy, bitmeyen kötü öksürükler arasında günden güne erir, sararıp solar. Öyle bir gün gelir ki, taşı sıksa suyunu çıkaracak o adaleli pazular, güçlü parmaklar, bir çay bardağını karıştırmaz hale gelir. Genç yaşta kötürüm ihtiyarlar gibi köşede unutulup kalmasını bir türlü içine sindiremeyen bu ünlü pehlivan, çok duygulu bir anında kendi kendine ağıt yakar, hıçkıra hıçkıra ağlar. Ve dostlarına sitemler, feleğe kahırlar gönderir:
Genç yaşımda sızı indi dizime
Ahbaplarım bakmaz oldu yüzüme
Sefil bacım dayanamaz nazıma
Benimle defterin doldu mu felek
Ben de bu derdimi çok ayıp sandım
Sarılar içinde beze boyandım
Şu dünyada pehlivanlık kazandım
Benimle defterin doldu mu felek
Gündüz hayalimde, gece düşümde
Emmi-dayı beklemedi başımda
Azrail indi şu genç yaşımda
Benimle defterin doldu mu felek
Minderlere değil, ince ağrıya (verem hastalığına ) yenik düşen köyün sevgilisi- gururu bu talihsiz genç pehlivan bir “İsnean gecesi” yatağında buz gibi bulunur. Bu zamansız ölüm, ağıt yakanın diliyle “bir yiğidin yıkımıdır.” Genç yaşında dul kalan eşinin feryatları göğü tutmakta, bacıları KARAĞIZ ve SELVER’in yaktığı ağıtlar köyde feryad-ı figan koparmaktadır.
Arnacımızda Göllüce
Boyu uzun, beli ince
Salman anam oğlu salman
Ali, Sefi gelmeyince
Bugün isnean gecesi
Tütmez gardeşin bacası
Buna nazar oluk demiş
Maraş’ın böyük hocası
Gundurası toz bağlamış
Yağlanmayı, yağlanmayı
İnce eşim dert kazanmış
Hallanmayı, hallanmayı
Gapuzun önü soku
Güççük evi seki seki
Düğünde gızlara dökün
İstanbul’dan gelen koku
Bugün isnean gecesi
Yudu mu Hunu Hocası
Gelir, gider dönerim de
Tütmez gardeşin bacası.
Hemi Antep, hemi Maraş
Ne gözel güreşir güreş
Aradım da bulamadım
Boynu gırevetli gardeş
Gardeş yatmış can veriyor
Gara perçem ışıl ışıl
Koman bu gururu yerler
Hava soğuk güz düşüyor
Bu zamanda adam mı ölür
Erikler döktü gazeli
Ben de sana “ana” demem
Aldın yanına gözeli
Ben de gardeş diye diye
Eloğluna oldum esir
Gardeş anam olsayıdı
Sana da keserdi gısır
Gapıya dernek birikmiş
Çok danedim göremedim
Döne döne amanat attı
Amanatı çekemedim
Arıstal Meykir’e yakın
Ben ağlarım sekin sekin
Sağmenin ucu yörüdü
Gardeş gırevetin dakın
Dışarıya çıkın bakın
Değen boyraz dindi’mola
Yattığın yerleri öpsem
Kokun eve sindi’mola
Yaz gelince biter sümbül
Ben sümbülü yolucuyum
İki sene alen (eğlen) geiln
Vadem yakın ölücüyüm
Cekete gurban cekete
Cekette mendil sokulu
Teneşire yatırmışlar
Turalamış mor kekili
Gurban ollum anamoğlu
Bozum değişti yurdunu
İki bacıyı bölüştürün
Gardeşin ağır derdini
Derelerde selvi-söğüt
Verseler de almam öğüt
Ben bir pehlivan yitirdim
Boynu gırevetli yiğit
Gapımızın öne eren
Gardeşin de boyu ceren
Ham yiyecek yedirmezdim
Gardeş nerde buldun verem
Çıktım galanın başına
Soyka mezar görünüyor
Yekinsene pehlivanım
Ağ gelinin sürünüyor
Hunu Yarpuz’a yakın
Ulaşır gardeş ulaşır
Pehlivan anamın oğlu
Topkara ile güreşir
Ay da döner, gün de döner
İçimde ciğerim yanar
Gönüllenme anam oğlu
Arsız insan gene güler
Bacısının adı Selver
Kalk get de Allah’a yalvar
Gardeşin pehlivan olmuş
Her köyden getirir şalvar
Ali Kemal, Ali Kemal
Sana saldım okuntusun
Elif’i eve getirdim
Ne takıcın takıntısın
Meyrem Bacı, Meyrem Bacı
Bu yiğidin yıkımı mı
Sanki biz oda yaptırdık
Salın kayfe dakımını
Hele anamoğlu hele
Yaz gelince açar lele
Derdi yüklü anamoğlu
Senin bacıların öle
Yoruldum gurban yoruldum
Gele gele ben yoruldum
Ceketi omzuna attılar
Boylu boyunca sarıldım
Hele feleğin işine
Kekili düşmüş gaşına
Derdi yüklü anamoğlu
Toprağı çekmiş düşüne
Senin için anamoğlu
El oğluna olum esir
Gapı gapı et topladım
Anam olsa keser gısır
Dışarıya çıktı idim
Yağmur yağar yer sallanır
Akılsız anamın oğlu
Ahraz gelinin dillenir
Kötü gadir, kötü gadir
Sat malın birin yedir
Başucunda sen otur da
Hastaya bakıyor dedir
Memmet de güleşe girmiş
Halaka dönüyor gözü
Uyan pehlivanım uyan
Yas tutuyor elin gızı
Talatoy’un ölümünden kısa bir süre sonra, eşinin Lorşun (Altınelma ) da başka bir kocaya varması, pehlivanın bacılarının çok zoruna gider. Bunun üzerine şu ağıdı yakarlar:
Bugün ulu bayram günü
Guzuların atıcılar
Yekin pehlivanım yekin
Gelinini satıcılar
Gurban olaım geline
(Guzuların olayım geline)
Vardığına pişmanımış
(Vardığına pişmanımış)
Guzuların göstermiyor
Haççe bana düşmanımış