Hülya Çabuk :”Osmanlı’dan önce başlayan bir sanat, atalarımızın kullandığı bir sistem. Hedefim, keçeyi yaşatmak, hayatımızın her alanında daha fazla kullanılmasını sağlamak”
Çadırdan, kilime, giysiye varana kadar tarihte Türk toplum hayatının her alanında yer alan keçeyi sanat eserine çeviren iki çocuk annesi 45 yaşındaki Hülya Çabuk, hobi olarak başladığı keçe iğnelemeyi kendisine meslek yaptı.
Ziyaret için gittiği Konya’da bir akrabasının keçeden eşyalar yaptığını gören Hülya Çabuk, Antalya’ya dönünce gerekli malzemeleri satın alarak keçeye şekil vermeye başladı.
Aynı zamanda özel sektörde işçi olarak çalışan Çabuk, biri üniversitede diğeri lisede iki kızını okutabilmek için öğle yemeği aralarında dahi keçe iğneleyerek, ek gelir sağlıyor.
Hobi olarak başladığı keçe iğneleme sanatında ilerlemek isteyen Çabuk, çok eski çağlardan bu yana özellikle Türk toplum hayatında önemli yere sahip keçeye hayat veriyor.
Soğan kabuğu, ceviz, adaçayı gibi doğal malzemelerle de boyanan keçeyi sanat eserine dönüştüren Çabuk, ilerleyebilirse bir iş yeri açarak hem keçeyi işlemeyi öğretmek hem de ürünlerini sergilemek istiyor.
“Keçenin insanı rahatlatan bir yanı var”
Kızları için verdiği mücadele sürecinde keçeyle tanıştığını belirten Çabuk, yaptığı açıklamada, geleneksel anlamda Türk toplumlarında mutlaka bu kumaşla birçok şey üretildiğini öğrendiğini ifade etti.
Çabuk, hem kuru hem ıslak keçeden ürünler yaparak, gördüğü insanların minik portrelerini de ürettiğini söyledi. Özgün ürünler ortaya çıkaran Çabuk, keçenin çok çabuk şekil aldığını, rahatlatıcı bir yanı olduğunu kaydetti.
“Zor, emek isteyen bir meslek”
İnsanları mutlu etmek için keçenin güzel bir hediye olduğuna değinen Çabuk, “Hem çalışıyorum hem ailemi geçindiriyorum. Zor, emek isteyen bir meslek. Özel sektörde çalışıyorum. Öğleyin yemek arasında keçe iğneliyorum. Figürlerin saçını yapıyorum, bacağını sarıyorum, parçaları hazırsa hemen bütünleştiriyorum. Eve gelince temizlikten, yemek yapmaktan arta kalan her fırsatta keçeden figürler yapıyorum.” diye konuştu.