Site icon Teketek Haber

Zikrin fazileti

Zikrin fazileti

a. Ayet ve hadislerde zikrin fazileti

Yüce Allah rızasına tâlip, âşık mümin kardeşim!

Bil ki, şanı yüce, ismi mübarek, zâtı mukaddes olan Hak visale tutkun olan kulu, tekrarın bereketiyle kısa zamanda zatına vasıl olacak, kendi yolunu kolaylaştıracak ve yakınlaştıracak zikr-i şerifi bize emretti.

Allah Teâlâ şöyle buyurur: ~~33.41~
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اذْكُرُوا اللّٰهَ ذِكْرًا كَثٖيرًا “Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin çok.”[1]

Allah Teâlâ bir hadis-i kudsîde şöyle buyurur: “Kulum beni nasıl zannediyorsa, Ben öyleyim. Beni zikrettiğinde, yanında olurum. İçinden zikrederse, Ben de içimden zikrederim. Beni bir toplulukta zikrederse, Ben daha hayırlı bir toplulukta zikrederim. Bana bir karış yaklaşırsa, Ben bir kol boyu yaklaşırım. Bana bir kol boyu yaklaşırsa, Ben bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelirse, ben koşarak karşılarım.”[2]

Allah Teâlâ başka bir hadis-i kudsîde şöyle buyurur: “Ben Beni zikredenin yoldaşıyım.”[3]

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Size amellerinizin en hayırlısını, Melîkiniz katında en temizini, derece bakımından en yücesini, altın ve gümüş infakından daha hayırlısını, düşmanlarımızla karşılaşıp boyunlarını vurmanızdan ve boyunlarınızı vurmalarından daha hayırlı bir amel söyleyeyim mi?” Sahâbe-i kirâm, “Evet, ey Resulullah!” dediklerinde, Peygamberimiz (s.a.v), “Zikrullahtır.”[4] buyurdu.

Allah Teâlâ şöyle buyurur: وَلَذِكْرُ اللّٰهِ اَكْبَرُ “Allah’ı zikretmek büyüktür.”[5]

Yine O şöyle buyurur: فَاذْكُرُونٖى اَذْكُرْكُمْ “Siz Beni zikrederseniz, Ben de sizi zikrederim.”[6]

Şeyh İzzeddin bin Abdüsselâm Kitabu’l-kavâid’de şöyle söyler: “Bu hadis, bütün ibadetlerde sevap miktarının yorgunluk miktarına göre olmadığını gösteren rivayetlerdendir. Aksine Allah Teâlâ çok amele verdiği sevaptan daha fazlasını, bazen az bir amel karşılığında verebilir. Çünkü sevap, mertebelerin farklılığına göredir.” Sözü burada sona erdi.

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Zikrullahtan daha faziletli bir sadaka yoktur.”[7]

Yine Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Rabbini zikreden ile zikretmeyenin misali, canlı ile ölüye benzer.”[8]

Muâz bin Cebel’den (r.a) rivayete göre, Peygamberimiz’den ayrıldığımda son sözüm “Hangi amel Allah Teâlâ’ya daha sevimlidir?” sorum oldu. Peygamberimiz şöyle buyurdu: “Dilin zikrullahla ıslak bir şekilde vefat etmendir.”

Muâz bin Cebel’den (r.a) rivayete göre, “Ey Allah’ın Resulü! Bana tavsiyede bulun.” diye sorduğunda, Peygamberimiz, “Gücün yettiğince Allah’tan sakın, her taşın, her ağacın yanında Allah’ı zikret, bir kötülük yaptığın zaman gizliyse gizli, aleniyse aleni olarak tövbe et.”[9] buyurdu.

Muâz bin Cebel’den (r.a) rivayetle, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “İnsan zikrullahtan başka kendini Allah’ın azabından daha güzel kurtaracak bir amel yapmamıştır.”[10]

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Biri kucağındaki dirhemleri dağıtsa, diğeri ise Allah’ı zikretse, Allah’ı zikreden daha faziletlidir.”[11]

İbn Mes’ûd’dan (r.a) rivayetle, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Bir dağ diğer dağa ismi ile hitap ederek ‘Ey filân! Sana Allah’ı zikreden bir kişi uğradı mı?’ diye nida eder. ‘Evet.’ dediği zaman, hemen o sözü ona müjdeler.”

Muâz’dan (r.a) rivayetle, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Cennet ehli, dünyada Allah’ı zikretmeden geçirdikleri süreye pişman olurlar.”[12]

Ebu Saîd el-Hudrî’den (r.a) rivayetle, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Divane denecek kadar, Allah’ı zikri çok yapınız.”[13]

Taberânî’nin İbn Abbâs’tan (r.a) rivayetine göre, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Münafıklar ‘Siz riyakârlık yapıyorsunuz.’ diyecek kadar, Allah’ı çok zikrediniz.”[14]

Ebu Hureyre’den (r.a) rivayetle, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Müferridler herkesi geçti.” Sahabiler, “Ey Allah’ın Resulü, müferridler kimler?” diye sorduğunda, Peygamberimiz “Allah’ı çok zikreden erkek ve kadınlardır.”[15] buyurdu.

Ebu Saîd’den (r.a) rivayetle, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Dünyada döşeli yataklarında Allah’ı zikreden bir grubu, Allah Cennetin en yüce mertebesine yerleştirir.”[16]

Bu hadiste melik, emir ve benzeri debdebeli dünya hayatı yaşayanların ihtişamları ve refahlarının kendilerini Allah’ı zikirden alıkoymaması gerektiğine delil vardır. Bu hususta onlar da ecir ve sevaba nail olurlar. Allah rahmetiyle onları Cennetin en yüce mertebelerine yerleştirir.

Ebu’d-Derdâ’dan (r.a) rivayetle, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Dilleri Allah’ı zikredenler, Cennete gülerek girerler.”[17]

[1] Ahzâb, 33/41.

[2] Müslim, Zikir, 2.

[3] Aclunî, I, 232; Zebidî, VI, 287.

[4] İbn Mâce, Edeb, 53; Tirmizî, Daavât, 6; Ahmed bin Hanbel, I, 190.

[5] Ankebût, 29/45.

[6] Bakara, 2/152.

[7] Münziri, II, 400; Hindî, I, 422.

[8] Buhârî, Daavât, 66; Müslim, Musafirîn, 221.

[9] Münziri, IV, 93; Hindî, XV, 826; Süyûti, Câmiu’s-sağîr, II, 52.

[10] Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, 1, 150; Münziri, II, 396

[11] Zebidî, VIII, 224; Münziri, II, 400.

[12] Münziri, II, 401; Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, I, 150

[13] İbn Adiy, Ebû Ahmed Abdullah, el-Kâmil fî duafâi’r-ricâl, Darü’1-Fikr, Beyrut 1988, III, 980-982.

[14] Zebidî, IX, 621.

[15] İbnu’l-Esir, Nihâye, III, 425.

[16] Münziri, II, 398; Suyûtî, ed-Dürrü’1-mensûr, I, 150.

[17] Hindî, I, 427, 444.

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version