Site icon Teketek Haber

DÖRDÜNCÜ AŞI YOLDA

Koronavirüs, ortaya çıkan varyantlarla birlikte dünya genelinde hızla can almayı sürdürürken, ülkemiz açısından salgını yok etmek için başlatılan aşılama kampanyalarından peş peşe güzel haberler gelmeye devam ediyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz hafta Bilim Kurulundaki toplantıda 26 Mayıs-15 Haziran tarihi aralığında 14 milyon doz BioNTech aşısının Türkiye’ye geleceğini, Haziran ayı sonunda bu rakamın 30 milyon doza ulaşacağını, sonbahara doğru ise toplamda 120 milyon BioNTech aşısının Türkiye’ye geleceğini açıklamıştı. Dün de 120 milyon doz BioNTech aşılarının ilk partisi Türkiye’ye ulaştı. Ayrıca Bakan Koca “1 Haziran’dan itibaren 50 yaş üzeri vatandaşlarımızın aşılanmasına başlanacak” ifadelerini de kullandı.

Tüm bu güzel gelişmelere bugün bir yenisi daha eklendi. Türkiye ile Rusya arasında gerçekleşen aşı görüşmelerinde geçtiğimiz aylarda Sputnik V aşısı için anlaşmaya varılmıştı. Şimdi de Rusya’nın bir başka Covid-19 aşısı olan ‘CoviVac’ın üretimi, ruhsatlandırılması ve dağıtımı için anlaşma imzalandı.

Bugün ‘TURK İlaç’tan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada inaktif Covid-19 aşısı CoviVac için Rusya’da yapılan görüşmeler neticesinde; International Research Institute for advance Systems ile aşının Türkiye’de üretilmesi, ruhsatlandırılması ve dağıtımı için yapılacak olan final anlaşmanın temel esaslarını içeren mutabakat anlaşması imzalandı denildi.

Böylelikle Sputnik V aşısı dışında artık CoviVac aşısı da ilerleyen dönemde aşı listemizde olacak. Peki CoviVac’ın diğer aşılardan farkı nedir? Semptomatik vakalara ve ölümlere karşı yüzde kaç oranında koruma sağlıyor?

Söz konusu aşı hakkında aklımızdaki soruları Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık’a yönelttik.

COVİVAC AŞISININ ÜRETİMİNDE HANGİ TEKNOLOJİ KULLANILIYOR?

İsmail Balık, Sinovac ilaç şirketi tarafından üretilen ülkemizde de uygulanan Çin aşısı CoronaVac gibi Rus aşısı olan CoviVac aşısının da eski bir aşı üretim tekniği olan ‘inaktif virus’ yöntemi ile ortaya çıktığını söylüyor.

“CoviVac, Kayseri’de çalışması devam eden yerli aşımızla aynı teknolojiye sahip bir inaktif aşı… Yani koronovirus öldürülerek hazırlanan, tam ölü virüs aşısı. Eski bir yöntem olan inaktif virüs tekniğinde, enfekte etme özelliğini yitirmiş virüsün enjekte edilmesi suretiyle, vücudun hastalığa bağışıklık kazanması hedefleniyor. Bu, en eski ve en çok deneyimin olduğu bir aşı teknolojisi…”

Ayrıca İsmail Balık, “inaktif aşıların mikroorganizmanın tamamının çeşitli yöntemlerle öldürülerek kişiye verilmesi sonucu immünite sağlar. İnaktif aşılama geleneksel bir yöntem olup diğer yöntemlerle kıyaslandığında üretilmeleri daha zor ve zaman alıcı olmakla birlikte güvenilirdir” diye de ekliyor.

SEMPOTMATİK VAKALARA VE ÖLÜMLERE KARŞI YÜZDE KAÇ KORUMA SAĞLIYOR?

Çumakov Bilim Merkezi Genel Direktörü Aydar İşmuhametov Rusya’da bir televizyon kanalında verdiği demeçte, CoviVak aşısı ile aşılandıktan sonra koronavirüse karşı bağışıklığın yaklaşık 8 ay süreceğini söylemişti. İşmuhametov ayrıca aşının etkinliğinin yüzde 85 olduğunu ifade etmişti.

İsmail Balık ise şimdilik Çumakov Bilim Merkezi’nin açıklamalarını dikkate almamız gerektiğini, ilerleyen günlerde bu konuda daha da net sonuçlar ortaya çıkacağını söylüyor. Ama aşıların yüzde 60-97 arasında enfeksiyonu, yüzde 90’dan fazla oranda ise ağır enfeksiyon ve ölümü önlediğinin altını çiziyor.

KAÇ DOZ OLARAK UYGULUNACAK? VARYANTLARA KARŞI ETKİLİ OLABİLİR Mİ?

Prof. Dr. İsmail Balık, aşının 14 gün arayla iki doz halinde uygulandığını, 2-8 derece aralığında taşınıp saklanabildiğini söylüyor. Ayrıca aşının 10 gün sonra belirgin etkisi başlıyor diye de ekliyor. Varyantlara karşı etkili mi konusunda ise Balık, bu konuda henüz detaylı bir çalışma verisinin paylaşılmadığını ama bu aşı da diğer inaktif aşılar kadar varyantlara karşı etkili olacaktır diyor.

COVİVAC’IN DA LİSTEYE DAHİL EDİLMESİNİN TÜRKİYE’YE EKSTRA NE GİBİ ARTILARI OLUR?

İsmail Balık, Türkiye’nin aşı çeşitliliğini artırmasının birçok açıdan faydalı olduğunu, kendi ihtiyacımızın çok üstünde üretim ve tedarik bağlantımız olsa bile dünyadaki aşı üretiminin, ihtiyacı karşılamaya yetmediğini söylüyor.

“Dünya Sağlık Örgütü’nün öngörüsüne göre 2024 yılı sonuna kadar aşılama devam edecek. Yani Türkiye ürettiği ihtiyacı fazlası aşıları dışarı satabilecek. Ayrıca yerli ilaç sanayimizin en önemli eksiklerinden biri de aşı üretim tecrübe eksikliğiydi… Bu girişimler sayesinde hem aşı tecrübesi ve alt yapısı kazanmış olacağız, hem de yerli ilaç sanayimizin kapasitesine katkı sağlamış olacağız. Uzun süredir yerli ilaç sanayimiz kapasitesinin altında üretim yapıyordu.”

‘EYLÜL AYINA KADAR TOPLUMUN YÜZDE 70’İNİ AŞILAMALIYIZ’

Şu an mevcut aşılar dışında Rusya ile yapılan aşı anlaşmaları ve yerli aşıyı da hesaba katarsak Türkiye’nin aşı konusunda eli bir hayli güçleniyor. Tüm bu durum ülkedeki salgının yayılma ve aşılama hızını oldukça iyi yönde etkileyecek gibi duruyor.

İsmail Balık, bu tedarik ile seneye kalmadan hatta önümüzdeki eylül ayına kadar yüzde 70 aşılanmalı ve toplum bağışıklığımızı sağlamamız gerektiğinin altını çiziyor.

“Böylece salgının yıkıcı etkilerinden en önce çıkan ülkelerden biri olma avantajını sağlıktan turizme ve ekonomiye kadar görmüş oluruz. Şu an Kayseri’de geliştirilen yerli inaktif aşımızın faz-3 çalışmalarına başlanacak ve bu aşımız sonbaharda üretimden çıkıp kullanıma girebilecek gibi görünüyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın da gönüllüsü olduğu VLP aşımız ise her şey yolunda giderse önümüzdeki sene başına yetişir.”

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version