Ünlü kemençe sanatçısı Mark Eliyahu, farklı tarzlarda müzik yapan Türk sanatçıları sevdiğini söyledi. Eliyahu, farklı kültürlerden ilham aldığını belirtti.
Kemençe sanatçısı Mark Eliyahu, farklı tarzlarda müzik yapan Türk sanatçıları sevdiğini belirterek, “Türkiye’deki konserlerim çok motive edici ve heyecan verici oluyor. Türk dinleyicileri çok seviyorum. Türklerin yaptığım müziği anladığını düşünüyorum.” dedi.
“Let It Go” adlı yeni eserinin dünya turnesi kapsamında 150 yıllık kemençesiyle konserler veren sanatçı, müziğe başlama serüvenini, hayallerini ve hedeflerini, anlattı.
Eliyahu, müzisyen bir ailenin çocuğu olarak Dağıstan’da dünyaya geldiğini aktararak, şu bilgileri verdi:
“Doğduğum andan itibaren müzikle iç içeydim. Daha 4 yaşındayken ailem beni klasik keman kursuna gönderdi. 12-13 yaşına kadar klasik keman çaldım. Bağlama sesini ilk duyduğumda, yaklaşık 13 yaşındaydım. O anda bu enstrümanı çok sevdim. Keman ve piyanoyu bırakıp bağlama çalışmaya başladım. 16 yaşına geldiğimde ise okulu bırakarak evden ayrıldım. Bağlama eğitimi almak üzere Yunanistan’a gittim. (İrlandalı müzisyen) Ross Daly’den bağlamanın yanı sıra Türk müziği ve tambur öğrenmeye başladım. Kemençe sesini de ilk kez orada duydum. Bir sabah uyandığımda CD’de bir müzik vardı ve Habil Aliyev kemençe çalıyordu. Duyduğumda tüylerim diken diken oldu. Ailemi hemen aradım ve ‘Burada kemençe sesi duydum. Hemen bir kemençe bulmamız lazım.’ dedim. Babam telefonda bana, büyük dedemin de kemençe müzisyeni olduğunu söyledi. O ana kadar ben bunu bilmiyordum.”
Eliyahu, 17 yaşındayken kemençe öğrenmek üzere Azerbaycan’a taşındığını kaydederek, o günden itibaren de kemençe müzisyeni olduğunu dile getirdi.
“Kaç konser verdiğimi ve kaç ülkeye gittiğimi bilmiyorum”
Müzik tutkusunun çocukken ortaya çıktığını altını çizen sanatçı, müzik üretmeyi sevdiğini vurgulayarak, “Sanırım 15-16 yaşlarındaydım ilk bestelerimi yaptığımda. Müzik eğitimini tamamladıktan sonra babamla ve farklı müzik gruplarıyla sahne almaya, besteler yapmaya başladım. Bugüne kadar üç albümüm yayınladı. Başka müzisyenlerin albümlerinde de yer aldım. 17-18 yıldır sahnede olduğum için kaç konser verdiğimi ve kaç ülkeye gittiğimi bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.
Mark Eliyahu, Türkiye’de verdiği konsere de değinerek, “Türkiye’deki konserlerim çok motive edici ve heyecan verici oluyor. Türk dinleyicileri çok seviyorum. Türklerin, yaptığım müziği anladığını düşünüyorum. O duygusal dili anlıyorlar. Müziği anlayabilirsiniz. Duyduğunuz şarkılar size güzel gelebilir ancak Türkiye’deyken, dinleyenlerin notaların ardındaki duyguları da hissettiklerini anlıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Türk sanatçılar arasında çok sevdiği sanatçılar olduğunu sözlerine ekleyen sanatçı, şöyle devam etti:
“Arabesk müzikte Orhan Gencebay’ı çok seviyorum. Enstrümantal müzikte Erkan Oğur ve Taksim Trio’yu, klasik müzikte ise tambur sanatçısı Murat Aydemir’i seviyorum. Yani Türkiye’den farklı müzik türlerinden sanatçıları severek dinliyorum. Ben farklı türleri severim. 1970’ler ve 1980’lerden Türkçe şarkıları da dinliyorum. Şarkıcıların isimlerini bilmiyorum ama harika müzikler var.”
“Orta Doğu bana kendi evimdeymiş hissi veriyor”
Eliyahu, müziğin kendisi için bir araç olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
“Dağıstan’da 32 farklı millet var. Hepsi farklı dil konuşuyor. Farklı müzikleri, farklı yemek kültürleri var. Farklı görünüyor ve birlikte yaşıyorlar. Bir kısmı Türkçe, bir kısmı Farsça konuşuyor. İşte tüm bu kültürler benim bir parçam. Ben tüm bu kültürlerden ilham alıyorum. Bu nedenle Türk müziği sadece Türklerin değil. Türkler için ne anlam ifade ediyorsa benim için de aynı anlama sahip, çünkü benim evimde de bu vardı. Farklı müzikler arasında sınır olduğunu düşünmüyorum. Yani bana ilham veren birçok şey var. Hepsi bir araya geldiğinde bir stil oluşuyor. Nasıl isimlendireceğimi bilmiyorum. Sanırım şu anda bölgemizde yayılan yeni bir tür bu ve sadece ben değil diğer müzisyenler de yeni stiller ortaya koyuyor.”
İsrailli olduğu için bazı Arap ülkelerinde konser veremediğinin altını çizen Mark Eliyahu, “Arap ülkelerine de gitmeyi istiyorum. İran müziğiyle ve kültürüyle bir bağım var. İran’a giderek orada müziğimi yapmayı hayal ediyorum. Suriye ve Lübnan gibi daha önce hiç gitmediğim ülkelere de gitmek istiyorum. Orta Doğu bana kendi evimdeymiş hissi veriyor.” diye konuştu.
Sanatçı, müzikseverlerle buluşan yeni single albümüne de değinerek, alışılmış melodilerin yanı sıra farklılıkların olduğu eseriyle bir hikaye anlattığını ifade etti.