Prof. Dr. İsmail ÖZÇELİK[1]
Özet
“Birinci Dünya Savaşının bitimi neticesinde Osmanlı Devleti’nin İtilaf Devletleri ile imzaladığı Mondros Mütarekesi sonucunda bir yandan orduları lağvedilirken, diğer taraftan Anadolu’nun işgal edilmeye başlandığı bilinmektedir. Bu süreçte İtilaf Devletleri Mondros Mütarekesi hükümlerindeki 7. Maddeyi kendi lehlerine yorumlayarak işgal hareketlerine çeşitli noktalarda başladılar. Bu bağlamda savaş sürerken yapılan ve daha sonra açığa vurulan gizli paylaşma projelerine göre Güney Anadolu illerinden olan Çukurova Bölgesini (Adana-Mersin) Fransızlar, Urfa Antep ve Maraş İngilizler tarafından işgal edildi.
Ancak bilahare kendi aralarında anlaşan İtilaf Devletlerinden İngiltere ve Fransa, “Suriye İtilafnamesi” olarak bilinen antlaşma ile nüfuz bölgelerini yeniden belirlediler. Buna göre Fransızlar, Musul üzerindeki haklarından feragat ederek bu bölgeyi İngilizlere terk edip İngilizlerin işgal ettiği Urfa, Antep ve Maraş şehirlerini Çukurova’ya dâhil ederek İngilizlerden devralarak işgal ettiler.
İstanbul’un işgali, Güney Anadolu’daki bu işgal hareketleri, Antalya ve Konya havalisi ile Batum’daki işgal hareketleri halkın moralini fevkalade bozmuştur. Bu işgal hareketleri karşısında kamuoyundaki endişeler şiddetli tepki ve protestolara dönüşmüştür. İzmir’in işgali bardağı taşıran son damla olmuş ve Anadolu ile Trakya’nın hemen hemen her şehir ve kasaba merkezinde protesto mitingleri düzenlenmiş ve protesto telgrafları çekilmek suretiyle tepkiler çığ gibi büyümüş ve bu tepkilerin basına yansıdığı da müşahede edilmiştir. Bu süreçte Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı, Havza’da mitingleri başlatması, “Amasya Protokolü” nün hazırlanması ve Erzurum ile Sivas Kongreleri sürecinde Heyeti Temsiliyenin oluşarak her yerde “Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin kurulması halk nazarında ortaya çıkan tepki ve endişenin örgütlü bir direnişe dönüşmesine olanak sağlamıştır.
Bu cümleden olmak üzere Maraş ve çevresinin işgali ile ilgili özellikle Anadolu basınında çok sayıda haber, makale, yorum ve benzeri yayınlar yapılmıştır. Bu yayınlar Maraş’la ilgili olarak kesafet kesp etmiş ve milli mücadelede Maraş’taki hadiseler Anadolu basınına yansımıştır. Gazetelerde yer alan çok sayıda haber ve makale yayınlanmıştır. Fransızlar ve destekçileri olan Ermenilerin meydana getirdikleri bir dizi olumsuzluklar basında yer almıştır. Bu araştırmada ele alınan Gazeteler; Erzurum’da yayınlanan Albayrak Gazetesi, Kastamonu’da yayımlanan Açıksöz Gazetesi ve Sivas’ta yayınlanan İrade-i Milliye Gazetesi ile Ankara’daki Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi olmuştur. Sözünü ettiğimiz Gazetelerde Maraş’la ilgili çok sayıda haber ve yazı yer almış, ancak pek az bir kısmı burada aktarılan bu haber ve yazılardan bile Maraş’ta yaşanan manzara bütün çıplaklığıyla ortaya konmuştur. Örneğin Albayrak gazetesinin “Vilayet-i Şarkiye Ermenistan Olamaz!” sloganıyla beraber “Türk Varlığından Ayrılık Kabul Etmeyen Vatan Bucaklarından: Adana, Urfa, Antep, Maraş” başlığı altında bir dizi haberler yayınlanmış ve duygular bazen şiirlerle dile getirilmiştir. Mesela “Vatan tubasında mukaddes bir dal- Şarki Anadolu İslam ocağı-Ellere verilmez canan kucağı -Adana Urfa’yı unutmak muhal? Hatırdan çıkar mı Maraş illeri?” şeklindeki deyiş bunlardan birisidir.”
[1] Kırıkkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Başkanı (iozcelik6@gmail.com).