Adana’da ilk tüp bebek olarak dünyaya geldiği üniversite hastenesinin Tüp bebek merkezinde doktor adayı.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi öğrencisi ve Adana’nın ilk tüp bebeği Özlem Çelik, dünyaya geldiği üniversite hastanesinin Tüp Bebek Merkezinde görev alarak “çocuk hasreti” çekenlere umut olmak istiyor.
Nermin ve Kurtuluş Çelik çifti, uzun süre çocukları olmayınca 1993’te kurulan ÇÜ Tıp Fakültesi Tüp Bebek Merkezine başvurdu.
Burada, merkezin kurucu sorumlusu ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Üreme Endokrinolojisi ve İnfertilite Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turan Çetin’in 1995’te tedavi ettiği aile, 1996’da Adana’nın ilk tüp bebeğine sahip oldu.
Üniversitenin bilgi işlem merkezinde memur olarak çalışan Nermin Çelik, Özlem adını verdiği bebeği ile tedavisini yürüten Turan Çetin’i zaman zaman ziyaret ederek mutluluğunu paylaştı.
Küçük yaştan itibaren ailesinin yaşadığı sağlık sıkıntısının da etkisiyle doktor olma hayali kuran Özlem Çelik (23), 3 sene önce ÇÜ Tıp Fakültesini kazandı.
Tüp bebek olarak dünyaya geldiği hastanede de eğitim alan 3. sınıf öğrencisi Çelik, ebeveynlerini tedavi eden Prof. Dr. Turan Çetin’in derslerine de girmenin gurur ve mutluluğunu yaşadı.
Çelik, anne-babasının yaşadığı “çocuk problemini” başkalarının yaşamaması için mezuniyetinin ardından kadın doğum alanında uzmanlaşmak ve üniversitenin Tüp Bebek Merkezinde görev almak istiyor.
“Ailemin yaşadığı mutluluğu başkalarına yaşatmak isterim”
Özlem Çelik, yaptığı açıklamada, üniversitenin tüp bebek merkezini kendisi ve ailesi adına bir şans olarak gördüğünü söyledi.
Hocası Prof. Dr. Turan Çetin’in, yurt dışında yaptığı çalışmaları ve aldığı eğitimi üniversiteye taşıyarak kendisinin de dünyaya gelmesinde vesile olan tüp bebek merkezini kurduğunu anımsatan Çelik, şöyle konuştu:
“Burası kendim ve ailem adına büyük bir şans. Annem bu kampüste çalışıyordu, hayatım boyunca Çukurova Üniversitesine hep gidip geldim, burada okumak istedim. Burayı kazandım ve çok mutluyum. İleride ben de doktor olacağım, bunu hayal ediyorum. Kadın doğum uzmanı olmayı ve tüp bebek üzerine çalışmayı istiyorum. Turan hocamın aileme yaşattığı mutluluğu ben de başka ailelere yaşatmayı isterim. İnşallah ileride doktor olduğumda bu konuda çalışırım.”
Çelik, babasının 2009 yılında hayatını kaybettiğini, annesinin her konuda kendisine destek olduğunu dile getirdi.
“Bizim için bir gurur kaynağı”
Prof. Dr. Turan Çetin, 1989’da kente iyi bir tüp bebek merkezi kurmak için çalışmalara başladıklarını, Türkiye’de bu kapsamda eğitim verilmediği için Fransa’ya gittiğini anlattı.
Burada endoskopik cerrahi, tüp bebek, mikro cerrahi ve tıp alanında çeşitli yöntemler öğrendiklerini anlatan Çetin, daha sonra yurda dönerek Çukurova Üniversitesi bünyesinde 25 Ocak’ta 1993’te tüp bebek merkezini kurduklarını dile getirdi.
Çetin, o dönemde tüp bebeğe bakışın şu andaki gibi olmadığını belirterek, “1995’te ilk tüp bebeğimiz Özlem’in annesi bilgi işlem merkezinde çalışan ÇÜ personeliydi, bize başvurdu. Ona tüp bebek uygulaması yaptık ve gebe kaldı. 1996 ocak ayında da Özlem dünyaya geldi.” diye konuştu.
Bu doğumun kendileri için gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Çetin, “Çünkü Türkiye’nin 7. ve Çukurova’nın da ilk tüp bebek merkezini kurmuşuz. Adana’nın ilk tüp bebeği Özlem dünyaya geldi, bu bizim için bir zafer, bir gururdu. Çünkü dünyada ilk tüp bebek 1978’de, Türkiye’de ilk tüp bebek Ege Üniversitesinde 1989’da Ece doğmuştu, Adana’da da 1996 ocakta ilk tüp bebek Özlem doğdu. 3’ünün de kız olduğunu görüyorsunuz.” ifadesini kullandı.
Çetin, Özlem’in 4 yaşındayken ailesi tarafından ziyaretine getirildiğini anımsadığını anlatarak, şöyle konuştu:
“Yıllar sonra üniversitede Özlem’i görebildim. ‘Ben tıp fakültesi öğrencisi oldum beni tanıdınız mı?’ dedi. Güzel bir tesadüf, bizim fakültemizde öğrencimiz olması.Üniversitemizin ilk tüp bebeğinin burada okuması bizim için bir gurur kaynağı. Çok mutlu olduk, şu anda 3. sınıf öğrencisi.”
Dünyada her yıl çok sayıda tüp bebeğin doğduğunu dile getiren Çetin, tüp bebeklerin normal doğumla dünyaya gelenlere göre sağlıksal açıdan bir farklarının olmadığının bilimsel olarak tespit edildiğini sözlerine ekledi.