28 Ekim 1919 Cuma… Kaledeki Türk bayrağı geceden Ermeni kızı Helena’nın gönlünü etmek isteyen Yüzbaşı Andre tarafından indirtilerek yerine Fransız bayrağı çekilmiş, sabahtan itibaren Maraş kahır ve öfke içinde kaynamaya başlamıştı. Avukat Mehmed Ali Bey’in yazdığı ve “Alem-i İslâm’a Hitap!” diye başlayan bildiri kısa sürede tüm şehirde yayılmış ve ahali bölük bölük Ulu Cami’de toplanmaya başlamıştı. Ezan öncesi Ulu Cami’de toplanan kalabalığın içerisinde bir Ermeni’nin olduğunun fark edilmesiyle halk galeyana gelir. “Bomba atılacak” bağırışları içerisinde sükûnetini muhafaza eden Evliya Efendi, Ermeni’yi yakalayarak Çarşı Karakolu’na götürmüş ve yapılan tahkikat neticesi Ermeni’nin Fransız kumandanı tarafından camii hatibine yazılmış bir mektubu getirdiği anlaşılmıştı. Böylece Evliya Efendi sinirlerin gergin olduğu bu çok nazik ortamda soğukkanlı davranarak sonuçları kestirilemeyecek muhtemel bir kargaşanın da önüne geçmiş olur.
Bayrak Olayından hemen sonra Arslan Bey’in Milli Teşkilatı oluşturma davetiyesini alan Evliya Efendi dakika fevt eylemeden karargâha doğru yola çıktı. Yolda aylar evvel eski Maraş Müftüsü merhum Kanadıkırıkzâde Mustafa Efendi ile konuştuklarını hatırladı tebessüm etti… Müftü efendi; yaşı doksan dördü bulmuş, beli bükülmüş, pir-i fani olmuştu. İki yıl önce oğlu müderris Mehmed Abdulkerim Efendi’nin Hicaz’da şehid düşmesinden sonra iyice çökmüştü. Fani alemde son günlerini yaşıyordu. Evliya Efendi, Evkaf Müdürü olmanın hasbiyle de zaman zaman “Koca Müftü” namıyla müştehir bu alimi ziyaret eder, engin bilgilerinden istifade ederdi. Her yanına girdiğinde Sultan Hamid’den söz açan bu zat, ona olan muhabbetini izhar etmekten çekinmezdi. Zaten 31 Mart Vak’asında Sultan Hamid’in tahtından indirilmesinden kısa süre sonra, Maraş’ta çıkan bir nümayişten dolayı suçlanarak azledilmiş ve 24 yıllık Maraş müftülüğünün ardından 84 yaşında 1909 yılında emekliliğe sevk edilmişti.
Maraş İngiliz işgali altındaydı. Evliya Efendi kafasını kurcalayan sorulara cevap bulmak ve duasını almak için müftü efendinin Sokakbaşı’ndaki evine ziyarete gitmişti. Bir kısım kerametleriyle de tanınan bu zat, yanında talebelerinden Hafız Ali Efendi ve eşraftan birkaç kişi ile Maraş’ın ahvâlini müzakere ediyordu. Kendisi de cemaate iştirak etti. Bir fırsatını buldu. “Hocam” dedi. Müftü efendi buyur dercesine tebessümle baktı. Evliya Efendi devam etti;
- Hocam, bu İngiliz gavuru Maraş’tan gider mi? Müftü efendi gözlerini yumdu, murakabeye daldı. Evliya Efendi’ye döndü, gaybı sadece Allah’ın bileceğini söyledikten sonra;
- Evladım bu gavur gider, ondan sonra gelecek gavuru da biizniilahi teâla gönderirsiniz, dedi, sükûta daldı…
Bu Evliya Efendi’nin müftü efendiyi son görüşüydü. Birkaç gün sonra Maraş, müftü efendinin vefat haberiyle çalkalandı. Ulu Cami’den Şeyh Adil Mezarlığı’na uzun bir cenaze alayı oluştu. İbrahim Evliya Efendi, defin tamamlandıktan sonra, cenazede bulunan Maraş Nakib’ül-eşrafı Dayızâde Hafız Muhammed Emin Efendi’nin elini öptükten sonra, birkaç gün evvel olan bu konuşmadan bahsetti. Evladı resul (sallalahu aleyhi vesellem) olan Muhammed Emin Efendi tebessüm etti, “Allah, onu o günlerden azade kıldı” dedi ve sadece, “inşallah” demekle yetindi.
Evliya Efendi uzun uzadıya düşüncelerden sonra Kayabaşı’ndaki toplantı mekânına gelir. Maraş Milli Mücadelesi için oluşturulan “Maraş Müdafa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Heyet-i Merkeziyesi”nin kurucularının arasında aza olarak yer alır. Sivas Kongresinde oluşturulan Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyetinin nizamnamesini esas alarak cemiyetin tüzüğünü hazırlar (2 Aralık-1919).
*
**
Fransızlar ve Ermeniler şehri bilinçli olarak geriyor, patlamaya hazır bir bomba durumuna getiriyorlardı. Bir taraftan da sürekli silah ve cephane taşıyorlardı şehirdeki müstahkem mevkilere. Büyük bir kıyımın hazırlığını yaptıkları iyice belirginleşmişti artık. General Keret’in şehrin ileri gelenleri ve hükümet yetkililerini çağırıp, yerine getirilemeyecek isteklerde bulunması ve Çukuroba Camii’ne bomba atılması üzerine Evliya Efendi’nin girişim ve gayretleri ile 17 Aralık 1919’da Acemli Camii hücresinde 447 imzalı protesto metni hazırlanarak, 21 Aralık 1919’da General Keret’e verilir. Arslan Bey teşkilatlanma ve silah tedarik işine daha da bir hız verir. Kızılca kıyametin kopması yakındı…
Bir gün Fransız komutan Hükümet Konağı’nda kendisi için bir oda ister. O anda orada bulunan Evliya Efendi, Fransız komutanına tercümanı vasıtasıyla;
- Bu herife söyleyin! Bizim memleketimizde kendilerine değil hükümet dairesinde bir oda, bir karış bile verecek yerimiz yok!
şeklindeki gürleyen cevabı ile komutanın bir daha hükümete uğramamasına yol açar. Fransızların ve Ermenilerin taşkınlıkları artık son haddine varmıştı.
Arslan Bey’in liderliğindeki milli teşkilat, milli müdafaa için Maraş’ı 10 semte ayırır. Evliya Efendi 4.Şubenin reisliğini üstlenir. Devecili, Akçakoyunlu, Karamanlı, Acemli mahallelerini kapsayan şubeyi Çuhadarzâde Ali (Şehid), Evliyazâde Hüseyin ve Tefsirzâde Emin Efendilerle birlikte oluşturur.
Zaten çatışmalar şehrin dışında yaşanmaya başlamıştı bile… Fransızlar; Eloğlu’nu kısmen, Ceceli Köyü’nü ise tamamen yakıp yıkmışlar, silahsız ve savunmasız köylülere kan kusturmuşlardı. İslahiye tarafından gelen destek birliği ise Eloğlu Mıntıkasında Bababurnu’nda mağlup edilerek, yüz geri edilmiş, Antep yolunda da benzer vakalar yaşanmıştı.
Şehirde bir çatışmanın kaçınılmaz olduğunu gören ve Maraş’ı tümüyle kontrol altına almak isteyen Fransız işgal kuvvetleri komutanı General Keret; Ermeni kiliseleri, konakları, misyoner okulları gibi tüm gayri müslim noktalarını müstahkem birer mevki durumuna getirdiği gibi kenti kontrol edecek diğer noktalara da asker yerleştirmeye çalıştı. Acaba bu günler için mi bu noktalar seçilmiştir bilinmez ama, kilise ve misyoner okullarının çoğu hem savunmaya elverişli, hem de şehri ateş altına almaya müsait Maraş’a hakim tepelik yerlere kurulmuştu (!) General, bu amaçla şehrin merkezinde yer alan ve tüm şehre hakim bir özelliği olan Maraş Kalesi’ni de işgal altına almak isterse de Evliya Efendi emrindeki kuvvetlerle buna mani olarak, daha harp başlamadan evvel bu çok stratejik mevkiye Fransızların yerleşmesinin önüne geçer.
Aslan Bey başkanlığında oluşan kumanda heyeti ise; Fransız-Ermeni müttefik kuvvetlerinin şehirde oluşturduğu toplam 28 müstahkem mevkiin (Kışla-kiliseler-eytamhane-misyoner okulları-Ermeni Konakları vs.) aralarındaki irtibatın koparılarak, düşürülmesi ve dışarıdan gelecek düşman lojistik desteğinin Maraş’a girişinin engellenmesi esasına dayanan bir harp stratejisi belirler. DEVAM EDECEK