Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un resmi olarak 18 Mayıs’ta açıkladığı yeni ortaöğretim modelinin uygulanabilirliği eğitimciler tarafından tartışılıyor. Eylül 2020’den itibaren 9. sınıftan başlayarak kademeli olarak liselerde uygulanacak yeni sistemle, zorunlu ders sayıları azaltılarak, yapay zekâ, uygulamalı hukuk, nesnelerin interneti gibi seçmeli dersler işlenecek, kariyer ofisleri kurularak öğrenciler ilgi ve yeteneklerine göre meslek seçimi yapacak, 12. sınıfta üniversiteye hazırlanacak…
Yeni modelde hedeflenen başlıklar, aslında MEB tarafından daha önce de dile getirilmişti. Öyle ki eğitimci Alaaddin Dinçer, yeni modelin 1974’te Milli Eğitim Bakanı Mustafa Üstündağ döneminde gerçekleştirilen 9. MEB Şûrası’nda önerilen modelle benzediğine dikkat çekiyor. Dinçer’in bu benzerliklerle ilgili tespitleri şöyle:
Üniversiteye özel ders
– 9. Şûra’da yer alan aşağıda sıraladığım maddelerin yeni modelde de benzerleri bulunuyor. Örneğin ortaöğretimin amaç ve görevlerini yerine getirebilmesi için ortaöğretim kurumlarında yükseköğretime hazırlayan, hem mesleğe hem de yükseköğretime hazırlayan, hayata ve iş alanlarına hazırlayan programlar şeklinde düzenleme var. Öğrencilerin ortaöğretimde, istek ve kabiliyetleri doğrultusunda bu programlardan birine yönelerek yetişme olanağı bulması amaçlanmakta.
– Ortaöğretimde çeşitli programlar öğrencilerin istek ve kabiliyetleri yönünden olan bireysel farklılıklarına ve yönelecekleri alanın özelliklerine cevap vermek üzere, bütün programlar için ortak dersler; yükseköğretime hazırlayan özel dersler; seçmeli veya mesleki derslerden oluşur. Ortak dersler, her programda her öğrenci için zorunlu olan dersler. Özel dersler öğrenciyi, ileride gireceği yükseköğrenim dalına yönelten ve ona bu yönde gelişme ve derinleşme olanağı veren, yalnız ilgili programlardaki öğrenciler için alınması gereken dersler. Öğrenci yükseköğrenime girmek istiyorsa, söz konusu özel dersleri almayabilir. Seçmeli dersler veya meslek dersleri belli bir programa girmiş öğrencinin ortak ve özel dersler dışında seçtiği dersler. Ortaöğretimde çeşitli programların düzenlenmesinde dersler arasında “aynilik” yerine “denklik” ilkesi uygulanır denilmekte. Her öğrencinin 54. maddede belirlenen ortak derslere ek olarak 9. sınıfta seçmeli dersler arasından beceri kazandıran en az bir uygulamalı ders alması zorunlu.
Yeteneğe odaklanıyor
– Yine şurada Ortaöğretimde Yönelme (Lise) başlığında ortaöğretimde ilgi ve kabiliyetleri belirlenmekle beraber ortaöğretimin başlarında pek çok çocuk henüz yollarını aramakta olduklarından, ortaöğretimin özellikle ilk yılında, öğrencilerin yeteneklerinin daha belirgin olmasına fırsat verilir ve istekle izleyecekleri çeşitli programlar için yönelme olanakları hazırlanır. Bu amaçla, 9. sınıf programlarının düzenlenmesinde aşağıdaki esaslar göz önünde tutulur denilmekte.
a) Ortaokuldan gelen öğrenciler arasındaki seviye farklarının giderilmesine çalışılır.
b) Öğrencilerin ortaöğretimin çeşitli programları için gerekli olan genel kültürü kazanmaları sağlanır.
c) Ortaokul sonunda öğrencilere yapılan yöneltme tavsiyelerindeki muhtemel yanılmaları düzeltmeye olanak bulunur.
Devamında ise “Bu amaçla birinci ve ikinci kanat dönemleri sonlarında, sınıf öğretmenleri kurulu, rehberlik servisinin önerisini, öğrencinin isteğini ve sınıf öğretmenlerinin görüşünü de inceleyerek öğrencinin bu sınıftan sonra yönelebileceği programı seçme hususunda velisine yapılacak tavsiyeyi kararlaştırır. Okul idaresi, yıl sonunda yapılan tavsiyeyi öğrencinin okul dosyasına ve karnesine işler. 10. yıl programlarına girişte, 9. sınıfta okutulan derslerden veya ders gruplarından aranacak başarı koşulları her programın özelliğine göre ayrı ayrı belirtilir. Bu arada ortaokul başarısı da göz önünde tutulur” İfadesine yer verilmiştir.
– “Seçmeli Dersler” başlığında ise derslerin amacı şu şekilde çizilmiştir: Öğrencilerin hayata, çevreye ve iş alanlarına geçmelerini kolaylaştırmak için onlara gerekli bilgi ve becerileri kazandırmak. Onların iş alanlarını tanımalarına yardım etmek. Kişisel kabiliyetlerini geliştirme olanağı sağlamak. Yükseköğretim alanına daha iyi hazırlanabilmeleri için tamamlayıcı bilgi ve beceriler edinmelerine yardım etmek.
– “Ortaöğretimde yıllık ders azaltılması ve derslerin teksifi olarak okutulması” uygun görülmüştür.
‘İnandırıcı değil’
Alaaddin Dinçer, benzerlikleri sıraladıktan sonra modelle ilgili şu eleştirilerde bulunuyor:
İçinde eskiye dair pek çok içerik barındıran ancak güncel değişim ve yenilikleri de içerecek şekilde sunulan ortaöğretim tasarım modeli açıklandığı andan itibaren “finansal kaynak yokluğuna ve kaynağın temini için zamana ihtiyaç olduğuna” vurgu yapılan gerekçesi nedeniyle inanılır ve güvenilir olma duygusunu sakatlayan bir başlangıç yapmıştır. Geçilmesi hedeflenen bu sistemin de demokratik, özgürlükçü, cinsiyet eşitlikçi, çoğulcu toplum yapısını kapsayan ayağı topaldır.
Modelin kötünün iyisi olmaması ve daha büyük kaosa yol açmaması için yapılan eleştiri ve önerilerin özenle ele alınıp değerlendrilmesi, hatta uygulamanın bir parçası haline getirilmesi doğru bir yaklaşım olacaktır.
BENZERLİKLER NELER?
Alaaddin Dinçer, MEB’in yeni çalışmasının 9. Şûra ile benzerliklerini ana hatlarıyla şöyle sıralıyor:
1) Derinleşme
– Ders sayısında azalma
– Deneyime yönelik eğitim
– Atölye ve laboratuvar çalışmaları
– Alan derslerinde yoğunlaşma proje ve uygulama çalışmaları (Yaparak, yaşayarak öğrenme)
2) Çocuğu kendisiyle buluşturma
– Esnek yapı
– Kişiselleştirme
– İlgi alanları
– Yetenek
– Kişilik
– Kişisel rehberlik (yönelme)
3) Bilginin değere dönüşmesi
– Sistem kavramı
– Bilgi kuramı
– Tasarım odaklı düşünme
– Toplumsal fayda
Yaşayarak öğrenecekler
Alaaddin Dinçer, yeni modelin olumlu ve olumsuz taraflarını şöyle sıralıyor:
– Ders sayısının azaltılması.
– 12. sınıfın üniversiyete giriş sınavına değil, üniversiteye hazırlık sınıfına dönüştürülmesi.
– İlgi alanlarını ölçen özellikleri ölçmesi.
– Eğitim aşamalarının işlevsel olarak birbiriyle ilişkilendirilecek olması.
– Sertifika programlarının okul içine alınması.
– Yaparak yaşayarak öğrenmeye dayandırılan bir sistemin kurulacak olması.
– Öğretmenlerin oluşturulan yeni ve farklı dersler için devam edecekleri sertifika programlarından ücret alınmaması.
– Etkin bir yönlendirme sistemi kurma, çocuğun toplumla ilişki içnde olma iddiası.
– Ekonomik, teknolojik, sosyal, ekolojik, fen ve matemetik alanında yaşanan güncel gelişmeler ile değişimlerin ders olarak okutulmasının planlanması.
Olumsuz tarafları
– Bilgi Kuramı dersi yerine Felsefe Grubu ders sayısının artırılması sağlanmalıydı.
– Fiziki altyapı ve okullların olanak eşitliğinin sağlanması için yapılacak yatırımlara ciddi finansal kaynak gerekmesine rağmen kaynak için zamana ihtiyaç olduğunu bizzat Bakan açıkladı. 4+4+4’lük sistemle 1. sınıfa başlayan ve 2020-2021’de 9. sınıf olacak 1 milyon 850 bin öğrenci ile 9. sınıfta sınıf tekrarına kalan yaklaşık 400 bin, toplamda 2 milyon 250 bin öğrenciye bilim alanlarına göre oluşturulacak ilave 25 bin derslik bulunması ya da yeni derslik inşatının gerçekleştirilmesi gerekiyor.
– Öğretmenleri güçlendirecek ekonomik ve sosyal tedbirler açıklanmamış.
– Haftalık ders saatlerinin azalmasıyla oluşacak öğretmenlerin norm fazlası durumu için somut çözüm önerileri geliştirilmemiş.
– Zorunlu din eğitiminin Anayasal değişiklikle birlikte zorunlu olmaktan çıkarılmasına yönelik herhangi bir açıklama yapılmamış.
– Seçmeli dersler, öğretmen yokluğu gerekçe gösterilip, idarelerin baskısıyla zorunlu seçmeli derslere dönüşebilir.
– Tasarım ve beceri atölyelerine olduğundan fazla işlev yüklenmiş.