Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Yardımcıoğlu, Türkiye’nin ciddi anlamda yabancı sermaye ihtiyacı olduğunu belirterek; yabancı sermayenin güven ortamını sevdiğini söyledi.
Katıldığı Beyzade TV ve FM’de ülke ekonomisini değerlendiren Yardımcıoğlu, Türk lirasının diğer para birimleri karşısında kaybettiği değerin altını çizerek güçlü bir ülke ekonomisi için daha uzun soluklu ve ayağı yere sağlam basan politikaların benimsenmesinin önemine değindi. Bu politikaların başında yabancı sermayenin geldiğini kaydeden Yardımcıoğlu, yabancı sermayenin sevdiği güven ortamının bir an önce sağlanmasının Türkiye’nin lehine olacağını aktardı.
BBP Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Yardımcıoğlu, “Türkiye’nin, meşru olmak şartı ile her türlü yabancı sermayeye ihtiyacı var. Yabancı sermayenin bu ülkeye gelebilmesi için ülkeye dönüp baktığında ülkeye güven duyabilmesi lazım. Yabancı sermaye, güvenli bir ortam ister. Ülkede şu anki güven duygusunun da daha iyi noktalara ulaşması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“EKONOMİ DEMEK ALGI DEMEKTİR!”
Ekonomide algının çok önemli olduğunu dile getiren Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “Ekonomi demek algı demektir, algı demek güven demektir. Güveni doğru düzgün tesis etmediğiniz sürece, algıyı doğru düzgün yönetmediğiniz müddetçe bu işte başarılı olmazsınız. Bugün Türk milleti ekonomiyle, finansal sistemle borsa ve diğer durumlarla doğrudan ilişkili olan millet haline geldi. Dolayısıyla güneşe gözümüzü kapatarak sadece kendinize karanlık yaparız. Gözümüzü kapatmakla güneşin yok olduğunu düşünmemeliyiz ve gözümüzü açıp önümüze iyi şekilde bakmalıyız. Bugün yürütülen ekonomi politikaları, 6 ay önce yürütülen ekonomi politikalarından daha makul ve ayağı yere daha iyi basıyor. Yeterli mi? Hayır. Ülkede halen bir işsizlik sorunu söz konusu.”
“CİDDİ ANLAMDA DIŞ TİCARET AÇIĞIMIZ VAR!”
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın geçmiş dönemde uyguladığı yanlış faiz politikaları sonucu Türkiye’nin zor günler için ayırdığı paraların heba edildiğini söyleyen BBP’li Yardımcıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Faizlere baskı yapılması için ülkenin paralarının bu kadar heba edilmemesi gerekiyordu. Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda faizler yeniden eski noktalara çıktı; dolar 3,5 TL’den 7 ile 7,5 TL’ye kadar geldi. İlla bunu öğrenebilmek için bu sıkıntıları yaşamamız gerekmiyordu. Yarınlara yönelik neler yapılabilir, nelerde hata yapmıştık ve bu hataları yeniden yapmamalıyız diye düşünmemiz gerekiyor. Bugün ülke ekonomisine baktığımızda ciddi anlamda dış ticaret açığımız ve cari açığımız söz konusu. Ülkede ihracatın 1 dolardan aşağıda olması bizim için hiç iyi bir durum değil. Bu, bizim ürettiğimiz malların katma değerinin düşüklüğünü gösteriyor.”
“YABANCI SERMAYE, GÜVENLİ BİR ORTAM İSTER”
Yabancı sermayenin Türkiye ekonomisi için önemini bir kez daha vurgulayan Yardımcıoğlu, şunları kaydetti: “Türkiye’nin, meşru olmak şartı ile her türlü yabancı sermayeye ihtiyacı var. Yabancı sermayenin bu ülkeye gelebilmesi için ülkeye dönüp baktığında ülkeye güven duyabilmesi lazım. Yabancı sermaye, güvenli bir ortam ister. Ülkede şu anki güven duygusunun da daha iyi noktalara ulaşması gerektiğini düşünüyorum. Oyun teorisi diye bir şey vardır. Bu teorinin asıl amacı oyunun kuralına göre oynanmasıdır. İkincisi de güç oyunu bozar. Maalesef ki biz ciddi anlamda kendimizi gördüğümüz ve görmeye çalıştığımız ya da arzu ettiğimiz anlarda güçlü bir ülkedeyiz. Dünya liginde ilk 10 sırada olmak istiyoruz. Biz ilk 10’da yer almak istiyorsak aklı, mantığı, düşünmeyi ve üretmeyi ön plana almak durumundayız. Eğer bu durumları sağlıklı bir eğitime entegre edemeyecek olursak kesinlikle dünya liginde ilk 10’da olmamız bir hayaldir. Bizler Müslüman Türk çocukları olarak dünya liginde ilk 10’da olmayı hak eden devlet ve milletiz. Bunu becerebilmek için de sağlıklı işler yapabilmek, akıl etmek ve düşünmek durumundayız. Bizim partimizin bu konuda hazırladığı öneri paketleri olduğu gibi, bunların nasıl olması gerektiği düşüncelerimizi ve fikirlerimizi kesinlikle ileteceğiz. Yarınlarda getirilecek olan paketlerin içerisinde inşallah çok olumlu şeylerin çıkması gerektiğini düşünüyorum.”