AHEF (Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu) deprem bölgesinde zor şartlarla mücadele eden meslektaşlarıyla birlikte onların seslerini duyurabilmek için mücadeleye devam ediyor. Mevcut şartlarla zaten güçlükle mesleğini yapan aile hekimleri nüfusa dayalı performans sistemi ile ek ekonomik zorluklarla mücadele etmek zorunda bırakılıyor.
Malatya’da bir araya gelerek bir basın açıklaması yapan aile hekimlerinin basın açıklaması aşağıda yer almaktadır.
“Son Yüzyılın Afeti”ni Yaşayan Aile Hekimliği Çalışanlarının Basın Açıklamasıdır.
Hepinizin bildiği gibi 6 Şubat 2023 tarihinde bilim insanları tarafından “yüzyılın afeti” olarak adlandırılan biri 7.7, diğeri 7.6 büyüklüğünde 9 saat arayla yaşanan iki büyük, deprem son yüzyılın en büyük depremleri olarak kayıtlara geçti. Yüzyılda bir meydana gelen afet sonrası şehrimizin yaralarını sarmaya çalışırken bakanlığın performans desteği son ana bırakılan, ayrı bir strese sebep olan uzatmalarla en fazla 1 yıl sürdü. Şubat ayında yani “yüzyılın afetinden” sadece bir yıl sonra nüfusa dayalı performans sistemi uygulamaya konulmuştur.
Malatya ile ilgili güncel bazı bilgileri dikkatlerinize sunmak istiyoruz. Şu an itibariyle, 8 adet konteynır kentte 117.000 kişi yaşamaktadır. 69.855 kişi şehri tamamen terk etmiş bulunmaktadır. Yıkılan bina sayısı 6.643, ağır hasarlı bina sayısı 35.907 olarak belirtilmiştir. Toplam ASM sayısı 97 olup, 66’sı kamuya ait 31’i özel kurulmuş Aile Sağlığı Merkezidir. Hala 10 ASM konteynırlarda hizmet vermektedir. Yeni tek bir asm binası oluşturulamadı. İlimizde 285 aile hekimliği kadrosu bulunmakta olup, 40 aile hekimi biriminin şu an itibariyle aile hekimi bulunmamaktadır. Yaklaşık 7 aile hekiminden 1’i gitmiştir.
Deprem nedeniyle zorunlu göçler oldu ve hala çoğu kişinin barınacağı normal koşullar oluşmadığı için farklı bölgelerde ikamet etmeye devam etmektedirler. Bazı aile hekimlerinin deprem öncesi 4000 civarı nüfusu varken şu an 2000’in altına inmiş bulunmaktadır. Bu durum hasta sayımız ve verimimiz açısından iyi olsa da aile hekimliğinin nüfusa bağlı ücret hesabı nedeniyle bazı aile hekimi ve hemşire arkadaşlarımız geçim sıkıntısı çeker hale gelmiştir.
Deprem nedeniyle bazı arkadaşlarımızın evi yıkıldı bir çoğumuzun evleri hasarlı ve onarım için ekstra yüklü masraflar altına girmiş bulunmaktayız. Buna rağmen konteynırlarda bize ait olmayan görev yerlerinde halkımıza hizmet etmek için koşturduk. En zor zamanda halkımızın yanında olmaya çalıştık!
Şunu vurgulamak istiyoruz, İltimas istemiyoruz! Aşılar, takipler ve daha birçok görevimizi ifa ederken bize bağlı aksaklık olursa makul ücret kesintisi yapılmasını destekliyoruz. Ancak bize bağlı olmayan mücbir durumlarda kesinti yapılmaması gerekmez miydi? diye de sormak istiyoruz.
Değerli kamuoyumuz, Ankara’da bakanlık bürokratları tarafından “yaptım oldu” mantığıyla alınan kararların oluşturduğu mağduriyetlere birkaç örnek vermek istiyoruz. Bazı aile hekimleri şubat ayında aldığı maaşın yarısını mart ayında kaybetti, bazı hemşire arkadaşlarımız bu ay asgari ücret civarında maaşlar aldı, bunları dile getirirken inanın biz bile rencide olmaktayız! Afet sonrası şehri terk etmememiz ve biz de depremzede olduğumuz halde fedakarca çalışmamız bizim için bir övünç iken, bakanlık bürokratlarının son uygulamalarını anlamakta güçlük çekiyoruz. Taktiri vicdanınıza bırakıyor, taleplerimizi dikkate alacağınıza inanmak istiyoruz.
Acil talebimiz, normal yaşam koşulları oluşuncaya dek deprem nedeniyle durumu ağır olan illerde aile hekimliği sistemindeki her birimin 4.000 nüfusu olduğu kabul edilerek ücret hesaplanması. Bunun birime yeni başlayışta veya birim değişikliğinde de aynen devam etmesi. En kısa zamanda nüfus çarpan katsayısı artırılarak, nüfusların makul seviyeye çekilmesi. Teşvik ödemelerinin tavandan hesaplanması. HYP taramalarının ertelenmesi, ihtiyaç duyulan ASM hizmet binalarının hızla inşası Sağlık Bakanlığımızdan talebimizdir.
Yüzyılın afetiyle mücadele eden, toplumun kılcallarına nüfuz eden aile hekimliği çalışanlarına güçlük çıkarmak, mağduriyet yaşatmak, taleplerine kulak tıkamak bizzat depremzede halkın acılarına sırtını dönmekten başka bir anlamı olmayacağını düşünüyoruz. Sayın bakanımızın yoğun iş temposunda bizleri göz ardı etmeyeceklerine inanıyoruz. Meslektaşları olarak kendilerine şunu hatırlatmak istiyoruz: Gerçek dostlarınız bir yanlışlık, aksaklık gördüklerinde sizi haberdar edenlerdir.