Site icon Teketek Haber

DOĞU ROMA İMPARATORLUĞU(BİZANS) DÖNEMİNDE MARAŞ VE ÇEVRESİNİN STRATEJİK ÖNEMİ

Giriş

Bugün ülkemizin Akdeniz Bölgesi sınırları içerinde yer alan Maraş şehrinin yerleşim tarihi M.Ö 7000’li yıllara kadar dayanmaktadır. Tarih öncesi devirlerden beri önemli bir stratejik konuma sahip olan Maraş Anadolu’da birçok şehri ve bölgeyi birbirine bağlayan önemli bir kesişme noktasında bulunmasının yanı sıra Suriye ve Kuzey Mezopatamya bölgelerini doğuya ve batıya bağlayan önemli bir stratejik konumdadır. Ayrıca bu yollar önemli ticaret merkezlerini de birbirine bağlaması açısından tarih boyunca Maraş şehrinin önemini korumasını ve devletlerarası mücadelede ön planda kalmasını sağlamıştır. Örneğin Asur ticaret kolonileri çağında Kayseri’de bulunan Kültepe Pazar yerine ulaşan en önemli kavşak noktalarından biri de Maraş’tır. M.Ö 2. bin yılda Mezopatamya’dan Kültepe’ye ulaşmak isteyen bir ticaret kervanının yolu Maraş üzerinden Göksun, Kemer, Sarız ve Zamantı’dan geçerek Kültepe’ye ulaşırdı. Dolayısıyla Maraş şehri Mezopatamya ile İç Anadolu arasında adeta bir köprü görevini üstlenmiş olması ve ticaret merkezi olmasıyla da ayrıca önem arz etmekteydi[1].

M.Ö II. bin yılın başlarından itibaren Anadolu’ya gelen Hititler, sınırlarını başkent Hattuşa’dan Suriye’nin kuzey bölgesine kadar genişletmişlerdi[2]. Bu dönemde Maraş Hitit Devleti’nin sınırları içinde yer almıştı. Ancak M.Ö 1200’lü yıllarda başlayan Ege Göçlerinin etkisiyle yıkılan Hititler yaklaşık beş yüz yıl kadar Geç Hitit krallıkları adını verdiğimiz dönemde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu krallıklardan biri de başkenti Maraş olan Gurgum Krallığı’dır[3]. Maraş merkezinde bulunan kale ve çevresinden gelen buluntulara göre Maraş şehrindeki ilk yerleşim Geç Hitit döneminde kurulmuştur. “Gurgum” isminin kökenini Luwi kavimlerine bağlayan bir görüşün yanı sıra I. Şuppiluliuma (M.Ö 1380-1345) zamanında “Uru Kar-kum-ma” sözcüğünün zamanla “Gurgum” şekline dönüştüğü de düşünülmektedir. Bu isim Asur kayıtlarında da Gurgum veMarqas/Markasi olarak geçmektedir[4].

Gurgum Bölgesi Asur Kralı II. Sargon(722-705) döneminde bir Asur eyaletine dönüşmüş ve Marqas/Marhas başkent olarak ifade edilmiştir. Demir Çağı’ndan beri Marqas, Markaji, Markaşi, Maraj, Marasin, Marassa, Marasion gibi çeşitli isimlerle anılan Maraş adının menşei ve anlamı ile ilgili çeşitli görüşler mevcuttur. Bazılarına göre Arapçada Mar’aş, r’ş kökünden türemiş ve “titreme yeri” anlamına gelmektedir. Şehre yakın ovalarda pirinç tarlalarının oluşturduğu bataklıklar nedeniyle insanların burada sıtma hastalığına çok sık yakalandığı ve bu hastalık titremeye neden olduğu için bu isim verilse de bu görüş pek kabul görmemiştir[5]. Bu görüşlerden birine göre Hitit komutanlarından Maraj adlı birinin adından dolayı Maraj adının kullanılmaya başladığı düşünülmektedir[6]. Ancak bölgenin daha çok en eski ismi için en çok Marqasi kullanılmaktadır. Yapılan son çalışmalar sonucunda da en çok M.Ö I. bin yılda kullanılan MarqaŠtiismi referans alınmaktadır[7].

M.Ö 714 yılında Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya giren Kimmerlerin yağmaları sırasında Maraş oldukça harap olmuştur. Bu arada M.Ö 612 yılında Asur Krallığına son veren Med’ler Anadolu içlerine yayılmaya başlamıştır. Bu sırada M.Ö 585’e kadar Med hâkimiyeti içinde kalan Maraş, siyasi, ekonomik, kültürel kayıplar yaşamıştır[8].

Pers İmparatorluğu döneminde M.Ö 550’li yıllarda Pers hâkimiyetine giren Maraş, Persler için de önemli bir stratejik konum olma özelliğini devam ettirmiştir. Kapadokya’dan başlayarak Kilikya’ya inen oradan da doğuya doğru uzanarak Fırat’a ulaşan Kral yoluna yakın veya bu yol üzerinde bulunan şehir muhtemelen Persler için ayrıca bir öneme haizdi[9]. M.Ö 333’te Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’na son vermesiyle Maraş yeniden özgürlüğüne kavuşmuştur. Ancak Büyük İskender’in ölümünden sonra Seleukos Krallığı’nın sınırları içerisine girmiştir. Seleukos Kralı IV. Antiokhos’un (M.Ö 175-164) ölümünden sonra Maraş, Seleukoslara karşı ayaklanan Ptolemaios’un Kommagene Krallığı(M.Ö 163-162) sınırlarına girmiştir.  M.Ö 83-69 yılları arasında Ermeni Kral Tigranes Maraş ve çevresini işgal etmiştir. Ancak Romalı komutan Lucullus bölgeye girerek Ermenileri yenilgiye uğratarak Suriye ve kuzeyini Roma’nın bir eyaleti haline getirmiştir. Böylece Maraş şehri Roma’nın Suriye eyaletinin bir ili olmuştur. Ancak burada Kommagene Krallığı Roma İmparatorluğu’na bağlı bir krallık olarak varlığını devam ettirmiştir[10].

*Gaziantep Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.

[1] Besim Darkot, “Maraş”, İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Bakanlığı Yay.,C. VII, İstanbul,1969, s.310;Özden Ürkmez, “Eski Çağ’da Maraş ya da Marqa Šti Germanicia”, KSÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Ekim 2014, C.11, S.2, s.70.

[2] Bülent İplikçioğlu, Eskiçağ Tarihinin Anahatları, Bilim Teknik Yayınevi, 3. Baskı, İstanbul, 2013, s.72-73;J.G. Macqueen, Hititler ve Hitit Çağında Anadolu, Arkadaş Yay., Ankara, 2013, s.48-51.

[3] Ürkmez, a.g.e, s.71.

[4] Bilge Umar, Kommagene, Kuzey Mesopotamia, İnkılâp Yay., İstanbul, 2008, s.119; Ürkmez, a.g.e, s.71;İlyas Gökhan-Selim Kaya, İlkçağdan Dulkadirlilere Kadar Maraş, Ukde Yay., Kahramanmaraş,2008, s.12.

[5]Darkot, a.g.m., s.311.

[6] İlyas Gökhan, Başlangıçtan Kurtuluş Harbine Kadar Maraş Tarihi, Ukde Yay., Kahramanmaraş, 2011, s.19.

[7] Ürkmez, a.g.e, s.72.

[8] Ürkmez, a.g.e, s.77.

[9] Ürkmez, a.g.e, s.78.

[10] Ürkmez, a.g.e, s.79.

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version