Site icon Teketek Haber

KÖK HÜCRELERİN TEDAVİSİNDE YENİ YÖNTEM

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tamer Önder (ortada) ve ekibi, Koç Üniversitesi’nde kök hücreler üzerine yaptıkları araştırmalar sonucunda deri hücresinden kök hücre elde edebilmek için gereken süreyi kısaltan bir yöntem geliştirdi. ( Koç Üniversitesi - Anadolu Ajansı )

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tamer Önder ve ekibi, Koç Üniversitesi’nde kök hücreler üzerine yaptıkları araştırmalar sonucunda deri hücresinden kök hücre elde edebilmek için gereken süreyi kısaltan bir yöntem geliştirdi.

Koç Üniversitesi açıklamasına göre, Doç. Dr. Önder, deri hücrelerinin kök hücreye dönüşmesini hızlandıran bir yöntem buldu.

Önder, daha önce Tıp ve Fizyoloji Nobel Ödülü’nü kazanan Prof. Dr. Shinya Yamanaka’nın “Hücresel Yeniden Programlama” adını verdiği teknik üzerine yeni bir yöntem geliştirdi.

Açıklamada verilen bilgilere göre, Yamanaka yönteminde deri hücrelerine, embriyonik kök hücrelerde çok etkin olan ama deri hücrelerinde etkin olmayan dört gen aktarılıyor.

“Yamanaka faktörleri” adı verilen bu genler OCT4, SOX2, KLF4 ve MYC. Bu genlerin yeniden aktif hale getirilmesi deri hücresini tıpkı embriyo safhasında olduğu gibi pluripotent kök hücrelere dönüştürüyor; fakat bunlar başka hücrelerin dönüştürülmesiyle elde edildiklerinden bunlara indüklenmiş pluripotent kök hücre, kısaca iPS deniyor.
Virüsler yerine kimyasalları taşıyıcı olarak kullandı

Her ne kadar bu yöntem tıkır tıkır çalışsa da özellikle iki noktada iyileştirilmeye ihtiyaç duyuluyordu. Öncelikle, bu dönüşüm 3-4 hafta gibi uzun bir zaman alıyordu, ayrıca yeniden programlama oranı 100 binde 1 seviyesinde idi.

Fakat Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Tamer Önder, doktora öğrencileri Ayyub Ebrahimi ve Kenan Sevinç’le Oxford Üniversitesi’nden iş birliği yaptıkları Prof. Dr. Udo Oppermann’ın çalışmaları sonucunda hem bu bekleme süresi kısaldı hem de başarı oranı arttı.

Yamanaka faktörlerini deri hücresine gönderebilmek için kullanılan virüsler bazen başlarına buyruk davranıp bu genleri kromozomun herhangi bir yerine ekleyebiliyorlar.

Prof. Dr. Oppermann ve Doç. Dr. Önder, araştırmalarında, protein yapısı belli olduğundan ona bire bir uyacak bir kimyasal üretebilirlerse virüslerde olduğu gibi başka bir gene bağlanma olasılığını eleyebileceklerini hesapladı.

Ardından hedefli denemeler gerçekleştiren Prof. Dr. Oppermann ve Doç. Dr. Önder, iki kimyasalın deri hücresini kök hücreye dönüştürme konusunda istedikleri sonuçları verdiklerini gözlemledi.

Bu durumun aslında, dört Yamanaka faktöründen ikisinin artık gereksiz olduğu anlamına geldiğini tespit eden Oppermann ve Yamanaka, bu işi dört yerine iki faktörle gerçekleştirerek bekleme süresini de neredeyse bir haftaya kadar indirdi.

Daha önemli katkının ise başarı oranının yüzde 1’e kadar yükseltilmesi olduğu belirtiliyor.

Diğer iki Yamanaka faktörünü de bertaraf etmeye çalışacaklar

Araştırmanın bundan sonraki aşaması, diğer iki Yamanaka faktörünü de bertaraf etmeye çalışmak olarak ifade ediliyor. Bu sayede, yöntemin klinik çalışmalarda kullanımı çok daha kolay olacağı, çünkü virüsler ortadan kalkınca yanlış gene bağlanma ve istemedikleri halde bir genin özelliğini baskılama tehlikesinin kalmayacağı aktarılıyor.

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version