Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Çekin, “Çınlamanın sebebi her ne kadar çoğunlukla basit sebepler olsa da bu durum bazen daha ciddi hastalıklara işaret edebilir ya da bu hastalıkların ilk bulgusu olabilir.” dedi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Engin Çekin, kulak çınlamasında kulakla ilişkili sebeplerin daha yaygın olduğunu, bu durumun kulağın tıkanmasına yol açan basit sebeplerden kulakla ilgili enfeksiyon ve tümörlere kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkabileceğini belirterek, “Çınlamanın sebebi her ne kadar çoğunlukla basit sebepler olsa da bu durum bazen daha ciddi hastalıklara işaret edebilir ya da bu hastalıkların ilk bulgusu olabilir.” dedi.
Prof. Dr. Çekin, yaptığı açıklamada, vücut dışından hiçbir ses veya uyarı gelmediği halde, duyulan çınlama, uğultu, şırıltı, düdük sesi gibi her türlü sese kulak çınlaması ya da tıp dilindeki adıyla “tinnitus” denildiğini ifade etti.
Sesin bir veya her iki kulakta ya da kafanın herhangi bir yerinde ara ara ya da sürekli duyulabileceğini aktaran Çekin, tinnitusun, muayene sırasındaki tespite göre kabaca iki ana sınıf halinde değerlendirilebildiğini söyledi.
Çekin, “objektif tinnitusun” başkaları tarafından da duyulabildiğini, “subjektif tinnitusun” ise sadece hasta tarafından duyulduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:”Objektif tinnitusta mekanik olarak ses çıkaran bir kaynak olduğundan, olağandışı bir kas aktivitesi, kan akımının artış göstermesi veya damarsal bir yapının işitme organına yakın hale gelip kan akımının duyulması ya da birtakım hareket-sürtünme sesleri gibi durumlar kulak çınlamasının kaynağı olabilir. Subjektif tinnitusta ise altta yatan mekanizma net değildir ancak çoğunlukla eşlik eden bir işitme kaybı mevcuttur ve işitme organına ait bir hasar söz konusu olabilir. Kulak çınlaması şikayeti olan hastaların büyük çoğunluğunda subjektif olan tip mevcuttur. Subjektif olan ya da gerçekte olmayan sanal çınlama sesinin sebebini bulmak daha zordur. Çünkü sebepler kulağa ve ilişkili organlara ait olabileceği gibi, kulak dışındaki nörolojik veya sistemik hastalıklardan da kaynaklanıyor olabilir.”
“Kulak çınlaması durumunda işitme kaybı da sorgulanmalı”
Prof. Dr. İbrahim Engin Çekin, bazen kişinin psikolojik durumu veya kullandığı ilaçların da bu duruma sebep olabileceğini dile getirerek, “Genel olarak kulak çınlamasında kulakla ilişkili sebepler daha yaygındır. Bu sebepler kulağın tıkanmasına yol açan basit sebeplerden kulakla ilgili enfeksiyon ve tümörlere kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkar. Çınlamanın sebebi her ne kadar çoğunlukla basit sebepler olsa da bu durum bazen daha ciddi hastalıklara işaret edebilir ya da bu hastalıkların ilk bulgusu olabilir.” şeklinde konuştu.
Şeker, fizyolojik yaşlanma sürecinin de belirli bir ölçüye kadar çınlamaya yol açabildiğini belirten Çekin, tiroit bezi fonksiyonlarındaki bozukluklar ve bazı önemli vitamin-mineral eksikliklerinin de soruna sebep olabileceğini vurguladı.
Çekin, nörolojik hastalıklardan Multipl Skleroz ve bazı kafa içi tümörlerinde de kulak çınlamasının, eşlik eden işitme kaybı ile birlikte ilk bulgulardan olabileceğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
“Kulak çınlaması ileri yaşlarda yaygın bir şikayet olduğundan etkilediği hastalar tarafından doğal bir bulgu olarak kabul edilebilir ve hasta tarafından hekime başvurma sebebi olarak görülmeyebilir. Bu semptomun ön planda olması sebebiyle işitme kaybı gibi diğer önemli semptomlar hekim tarafından da göz ardı edilebilir veya sorgulanmayabilir. Ancak kulak çınlaması olan bir kişide mutlaka işitme kaybını da sorgulamak ve araştırmak gereklidir. Çünkü özellikle rahatsız edici kulak çınlaması ve işitme kaybı birlikteliği önemli sonuçlar doğurabilecek hastalıkların araştırılmasını zorunlu kılar.”
İbrahim Engin Çekin, çınlamanın çoğunlukla hayatı tehdit etmeyen bir sebebe bağlı olsa da işitme kaybının varlığı ve derecesiyle birlikte sorgulanması ve sorunun önemli hastalıkların da belirtisi olabileceğinin unutulmaması gerektiğini söyledi.
Uzun süren tek veya çift taraflı kulak çınlaması halinde bir uzmanına başvurmanın önemine değinen Çekin, bunun kötü gelişmelerin önlenmesini sağlayabilecek en önemli adım olduğunu kaydetti.