Site icon Teketek Haber

YÖRÜKLERİN ZORLU RAMAZAN MESAİSİ

Konargöçer kültürünün son temsilcilerinden Saçıkaralı Yörükleri, ramazan ayını Hatay'ın Suriye sınırına yakın noktada kurdukları çadırlarda zorlu şartlarda geçiriyor. Hassa ilçesinin Suriye sınırına yakın noktasındaki volkanik araziler üzerine kurdukları çadırlarda konaklayan Saçıkaralı Yörükleri, asırlara uzanan köklü kültürlerini devam ettiriyor. Zorlu yaşam şartlarına rağmen oruç ibadetlerini de yerine getiren Yörükler, ramazanı en iyi şekilde geçirmeye çalışıyor. ( Hilmi Tunahan Karakaya - Anadolu Ajansı )

Konargöçer kültürünün son temsilcilerinden Saçıkaralı Yörükleri, ramazan ayını Hatay’ın Suriye sınırına yakın noktada kurdukları çadırlarda zorlu şartlarda geçiriyor.

Hassa ilçesinin Suriye sınırına yakın noktasındaki volkanik araziler üzerine kurdukları çadırlarda konaklayan Saçıkaralı Yörükleri, asırlara uzanan köklü kültürlerini devam ettiriyor.

Zorlu yaşam şartlarına rağmen oruç ibadetlerini de yerine getiren Yörükler, ramazanı en iyi şekilde geçirmeye çalışıyor.

Geçimini hayvancılıktan sağlayan Yörüklerden Deveci ailesinin yetişkin fertleri, sabahın erken saatinden iftar zamanına kadar koyunlarla ilgilenirken, ailenin yaşça küçük olanları ise büyüklerine yardımcı olmaya çalışıyor.

Günün neredeyse tamamını koyunlarıyla ilgilenerek geçiren Deveci ailesinin ramazanı, odun ateşinde pişen yemekle açılan iftar ve hep birlikte yapılan sahurla geçiyor.

Hava şartlarının bu yıl soğuk geçmesi nedeniyle göç tarihini bir süre erteleyen Deveci ailesi, yaz aylarını Kayseri’nin serin yaylalarında geçirmek için göç hazırlıklarına da başladı.

Evli ve 5 çocuk babası olan 43 yaşındaki Ahmet Deveci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, atalarından miras kalan konargöçer kültürünü yaşattıkları için gurur duyduklarını söyledi.

Ramazan ayını sevinçle karşıladıklarını ifade eden Deveci, şöyle konuştu:

“Hava şartları bizi zorluyor ama ne kadar zor olursa olsun orucumuzu tutmaya gayret ediyoruz. Oruçlu olmamıza rağmen akşama kadar güneşin altında rızkımız için çalışıyoruz. Akşamın olmasını dört gözle bekliyoruz. Ezan okununca da komşularımızla birlikte orucumuzu açıyoruz. Biraz zor ama mecburuz bu iş gelir kaynağımız. Zor olsa da yapacak bir şeyimiz yok. Hem hayvanlarımızla uğraşıyoruz hem ibadetimizi yapıyor, orucumuzu tutuyoruz. Bu yüzden mutluyuz.”

Deveci, bir süre sonra Kayseri’nin yaylalarına göç edeceklerini aktararak, bunun için hazırlıklara da başladıklarını sözlerine ekledi.

Yörüklerden altı çocuk annesi Fatma Deveci de çadırda yaşamın zor ve meşakkatli olduğunu söyledi.

Hem çobanlık hem de diğer günlük işleri yaptıklarını ifade eden Deveci, günlük koşuşturmalarını şöyle anlattı:

“Sabahın erken saatlerinde kalkıyoruz. Koyun ve kuzuların yemlerini hazır ediyorum. Hem hayvanlarımızı güdüp hem de iftar hazırlıklarımızı yapıyoruz. Odun ateşinde yemeğimizi yapıp ekmek pişiriyoruz. Koyunlar geldiğinde onları sağıyoruz. İşimizi yapıyoruz. Hiç durmuyoruz. Hem hayvanlarla ilgilenmek hem de oruç tutmak biraz da sıcak havadan dolayı zor oluyor ama yine de ibadetimizi yerine getirmek için elimizden geleni yapıyoruz.”

“Göçebe hayatı zor”

Göçebe hayatının zor olduğunun altını çizen Deveci, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen Yörük kültürünü sevdiklerini kaydetti.

Gülbeyaz Deveci ise iftar zamanı yaklaşana kadar hayvan otlatıp daha sonra çadırlarında hep birlikte oruçlarını açmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

 

This website uses cookies.

This website uses cookies.

Exit mobile version