Teketek Haber

BİRAZ DA BENDEN, İÇİMDEN

BİRAZ DA BENDEN, İÇİMDEN
Şebnem ELMACI( sebnem.elmacii@gmail.com )
12 Eylül 2019 - 11:28

Zamanın bir diliminden çok, bir diliminden az…

Hayatın bir bölümünden eksik, bir bölümünden çok…

Yaşımın bir döneminden hiç, bir döneminden hep…

Herkesten ve her şeyden biraz biraz aldım. Büyümek sandığımdan zor olsa da hayatıma çokça insan kattım ve hayatımdan çokça insan çıkardım. Varolmanın temelinden felsefi kuramlar çıkardım, herkes kadar bende sorguladım. Kabul ediyorum bütün bunlar cinnet!

Kendini kabul ettirme çabası içinde kıvranan insanlardan nefret ettim. Nefret dünyanın en kötü duysudur fakat haklı sebeplerim vardı. Kalıplara sığmaz cehaletten nefret ettim çünkü sonsuz bilgisizliği “biliyorum” adı altında kabul etmekti. Sürekli ilgi bekleyen insanlardan ve sürekli birilerini kendinden daha çok övenlerden nefret ettim. Ağdalı iltifatlardan, samiyetsiz ifadelerden, estetik kaygılardan, beğenilme çabalarından nefret ettim. Tekrar ediyorum nefret dünyanın en kötü duygusur fakat benim gerçekten geçerli sebeplerim vardı.

Aynaya bakmalı insan bir kez olsun hayatında, saçını düzeltmek, makyajını kontrol etmek için değil! Bir kez olsun kusurlarıyla tanışmalı, sarılmalı ve sarmalı insan, önce kendini iyileştirmeli. Eksikliklerini başkalarının ağdalı cümlelerinde tamamlamaya çalışmamalı. Ayna da göremediği güzelliği güzellik salonlarında, jöleli saçlarında aramamalı. İnsan önce kendiyle barışmalı.

Çünkü dünyanın en kötü duysu olduğunu bile bile nefret ediyorum kendini sevmeyen insanlardan. Kendine acımasız olan birinden medet ummam beni de sevemez. İlginçtir ki sevilmeyi de ummam. İlgi çekmek gibi kaideler taşımam. Tarttığım cümlenin ağırlığının hesabını yapmam. Sırf sen mutlu ol diye çiçekler açtırırım, fakat sırf sen mutlu olacaksın diye yalakalığını yapamam.

Şahsiyetleri severim ben, kişinin şahsına münhasırlığını, karaketerlere hayran kalırım, ruhların özgürlüğüne! Patavatsız ve kendini bilmez hadsizliklerden nefret ederim. Özgüveni olmayan insanların kalkanıdır münasebetsiz tavırlar ve üslupsuz konuşmalar. İnsanı güzel kılan nezakettir, zarafettir ve bu ince bel demek değildir.

İnsanın en çirkini haset olanıdır, nankör olanıdır, sevmeyi bilmez, yoksunluklarını ve aciziyetini, kişiliğindeki eksikliklerini hep bir olma, oldurma,  kabul görme çabasıyla zehir gibi salar, en kendinden daha iyi bulduğuna. İşte ben bu zayıflıktan da nefret ederim.

Güçlü olanın yanında olma mecburiyetinden, hayranlık duyduğu beşerileri tanrılaştırma geleneğinden, sürekli birilerini onaylama dürtüsünden, ortama  ayak uydurma adı altında başlarına bir çoban seçip koyun olma arzu heveslerinden nefret ederim.

Adıma yapılan konuşmalardan, alınan karalardan ve önyargılı ithamlardan nefret ederim.

“Senin yerinde olsam” diye başlayan cümleleri ise komik bulurum.

Evet gel gelelim asıl olaya elbette nefret dünyanın en kötü duygusu, çünkü bu duygu sadece kişinin kendisine zarar verir. Şimdi diyeceksiniz ki “ee sen herşeyden nefret ediyorsun, nasıl olacak” en başta demiştim. Her şeyden  biraz biraz aldım, büyümek kolay değil.

Biraz büyünce anladım ki yukarıda sıraladığım her şey yaşamın ve ayrıca yaşamımın bir parçası ve ben bunları yaşayacağım maalesef her yerdeler. Ben de artık duygularımı dönüştürmeye başladım. Daha güzel bakmaya, karşılaştığım sevmediğim her şeyi daha güzel yorumlamaya başladım. Elbette her yerde işe yaramadı bende tek tek hayatımdan çıkardım. Uzak durmak görmemek görüşmemek bütün bu kaba kirlilikten kurtulmak demekmiş.

Ben başak burcuyum temizlik severim J

 

Tavsiye ederim, sevgilier…