Türkiye son dönemde, başta MENA bölgesi olmak üzere farklı ülkelerle ticari diyaloglarını geliştirdi. Globelink Ünimar İcra Kurulu Komite Üyesi Fatih Baş atılan bu adımlarla ilgili yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin ihracat pazarını genişletebileceğini söyledi.
masterbetting
MENA bölgesindeki ülkelerin Türkiye’ye olan ilgisi bir süredir gündemi meşgul ediyor. Bu durum başta dış ticaret olmak üzere ekonominin farklı kalemleri üzerinde yeni beklentiler oluşturabiliyor. Türkiye’de lojistik sektörünün öncülerinden Globelink Ünimar’ın İcra Kurulu Komite Üyesi Fatih Baş, Türkiye’nin ilerleyen dönemdeki dış ticaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Ülkelerin dış ticaretini etkileyen birçok faktör bulunuyor. Uluslararası ilişkiler de bu faktörler arasında en önde gelen ve önem arz edenlerden biri. Başta komşular olmak üzere farklı ülkelerle kurulan ikili ilişkiler ekonomilerin gidişatını belirleyebiliyor.
Bu kapsamda baktığımız zaman uzun bir süredir Türkiye’nin ithalat ve ihracat dağılımında, ülkelerin sıralamasının fazla değişmediğini görüyorduk. Ancak yakın zamanda bu durumu değiştirebilecek yeni adımlar atılıyor. Bu hamleler karşılık bulduğu takdirde farklı ülkelerle geliştirilen ticari ilişkilerin Türkiye’nin ihracat pazarını da genişleteceğini söyleyebiliriz.
Son dönemde Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi MENA bölgesi ülkeleriyle artan temaslar ihracatçının da iştahını kabartmış durumda. Özellikle coğrafi yakınlık da göz önüne alındığında ikili ilişkilerle birlikte Türkiye’nin rakip tedarikçi ülkelere kıyasla oldukça avantajlı olduğunu söyleyebiliriz.
Öte yandan bu bölgeden gelen doğrudan yatırımların artması, ekonomik istikrarın sağlanması adına büyük bir önem taşırken aynı zamanda ihracatçının desteklenmesi ve yeni ticari fırsatların yaratılması bakımından da büyük önem taşıyor.
Türkiye Doğu ve Batı arasında bir ticaret köprüsü olabilir
Türkiye, esasında dış ticarette sahip olduğu jeopolitik konum açısından oldukça avantajlı bir ülke. Hem Avrupa hem de MENA ile gerçekleştirilecek ticari faaliyetler için iyi bir merkez olabilir. Bu durum hem iki bölgeye yapılan ihracatın artırılması hem de bölgelerarası ticarette köprü görevinin üstlenilmesi açısından ele alınabilir.
Diğer bir taraftan bu avantajlar sadece ticarette değil aynı zamanda lojistik sektörü açısından da değerlendirilebilir. Ülkemiz depolar, transfer merkezleri ve diğer lojistik altyapı yatırımları için oldukça uygun. Üç tarafımızın denizlerle çevrili olması, karayolu ve demiryoluna ilişkin ciddi yatırımlarımızın bulunması, Doğu ve Batı arasında bir ticaret köprüsü olmamız noktasında elimizi oldukça güçlendiriyor.”