Teketek Haber

ŞEHİRLERİN RUHU: KAHRAMANMARAŞ – I

ŞEHİRLERİN RUHU: KAHRAMANMARAŞ – I
ABDULLAH ALİMPINAR( alimpinar@outlook.com )
05 Haziran 2018 - 10:05

Kahramanmaraş, geçtiğimiz yıllarda “Şiirin Başkenti” olarak tanımlandı. Bu tanımlama Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından 2012’de düzenlenen “Şiir Festivali”nde yapıldı. Festivalin teması Necip Fazıl Kısakürek’ti. O yılın onur ödülü, dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’a sunuldu. Sonraki yıl, yani 2013’te Büyükşehir Belediyesi yine Şiir Festivali düzenledi. 2013’ün teması ise Sezai Karakoç olarak belirlendi. Sonraki yıllar şiir festivali yapılmadı, ne belli belki de yapılacaktır.

Fakat belirtmek istediğimiz asıl nokta; hem 2012’de hem de 2013’te Kahramanmaraş’ın bir şiir kenti olarak öne sürülmesiydi. Orası birçok yönünden ziyade “Şiirin Başkenti” olarak öne çıkarılmak isteniyordu. Kahramanmaraşlılar şehirleriyle birçok yönden övünebilirlerdi. Örneğin İstiklal Harbi’ni başlatan şehir Maraş’tır. İstiklal Mücadelesi ilk, 1921’de Maraş’ta verilmiştir. Mücadeleyi başlatıp, Fransızlara karşı yılmak bilmez bir savaş vererek şehirlerini kurtardıkları için, İstiklal madalyası, Maraşlı bir veya birkaç kişiye değil, şehrin tamamına verilmiştir.

“12 Şubat ruhu” şehirlilerin kalbinde, zihninde canlı tutulur

Maraşlılar bunu çok önemserler. O da sadece yine belediyenin düzenlediği 12 Şubat etkinlikleriyle değil. Maraş’ta yaşayan birisi olarak belirteyim ki neredeyse yılın her gününde 12 Şubat’a bir şekilde atıfta bulunulur. “12 Şubat ruhu”; o istiklale, özgürlüğe, bağımsızlığa dönük duyulan aşk, her daim şehirlilerin kalbinde, zihninde canlı tutulur. Maraşlılar gelecek nesillere de bu ruhu devretmek, aşılamak derdindedirler. Örneğin Maraş’ta en çok kitap yayımlayan Ukde Yayınları, 12 Şubat Kurtuluş Savaşı’yla ilgili onlarca kitap çıkardı. Büyükşehir Belediyesi, 12 Şubat Kurtuluş Müzesi kurdu. Müzede fotoğraf ve maketlerle Maraş’ın Kurtuluş Savaşı canlandırılmış. Müze görevlileri ziyaretçilere maket ve fotoğraflar üzerinden Maraş’ın kurtuluşunu anlatır. Ayrıca Kahramanmaraş büyükşehir olunca bir de Onikişubat ilçe belediyesi kurulmuştur. 12 Şubat okulu, parkı, yetiştirme yurdu, lokantası, mağazası vb.

Bir de Sütçü İmam, Rıdvan Hoca, Mıllış Nuri, Aslan Bey, Abdal Halil Ağa… gibi 12 Şubat’ın kahramanları vardır. Bunlar simge isimlerdir. İsimlerini Kurtuluş Savaşı’nda verdikleri şanlı mücadeleye borçludurlar. Maraşlılar, bu isimleri de unutmamışlardır. Her biri ayrı ayrı tanıtılır, haklarında sempozyum düzenlenir, kitaplar yazılır. Büyükşehir belediyesi kendi yayınları arasında 12 Şubat’ın kahramanlarıyla ilgili biyografi kitapları yayımlamış; park, cadde, okul, kütüphane veya mesire alanına… bu örnek kişilerin isimlerini vermiştir. Tüm bunlar Maraşlıların İstiklal Harbi’ne, özgürlüğe, bağımsızlığa ve topraklarının düşman işgaline karşı ne kadar hassas olduğunun göstergesidir.

“-Maraş’ın nesi var?” “-Şairlerimiz vardır.”

Fakat bununla birlikte Maraşlılar asıl, mesela “Karacaoğlan nerelidir?” gibi bir soruya değişik sebepler göstererek hemen “Maraşlıdır” diye cevap verirler. Çünkü Maraşlılar için şiir bir övünç kaynağıdır. Bu, yalnızca kendi bağırlarından birçok büyük şair çıkarmalarından kaynaklanmaz. Maraşlıların şiire ve şaire karşı ayrı bir sevgileri ve düşkünlükleri vardır. Maraşlı annelerden Karacaoğlan, Yunus Emre veya Süleyman Çelebi’ye ait mısralar duyabilirsiniz. Her Maraşlı mutlaka iyi veya kötü bir şiir yazmıştır. Ve bazen utanarak, sıkılarak “Ben de şiir yazmıştım,” diye belirtir. Ve “Maraş’ın nesi var?” gibi küçümseyici bir soruya dondurma, acı biber, tarhana, sıcak su kaplıcaları veya paça çorbasından önce “Şairlerimiz vardır.” diye cevap verirler. Ondan sonra Maraş’ın diğer üstün, örnek zenginliklerini saymaya başlarlar.

Bu söylediklerimiz Maraşlılar açısından şiirin, şairin değerine dönüktü. Bir de bu yöne diğer şehirlerden hiç kimsenin itiraz etmemesi, hakkı teslim etmesi vardır.

2012’de Kahramanmaraş “şiirin başkenti” olarak ilan edildi ve buna hiç kimse itiraz etmedi. Neden? Çünkü şiir yönünden Maraş’ın haklı bir ünü vardı. Karacaoğlan’ın nereli olduğuna dair tartışmalar devam edebilir. Fakat Necip Fazıl Kısakürek, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu, Alaeddin Özdenören, Erdem Bayazıt, Abdurrahim Karakoç, Bahattin Karakoç ve Osman Sarı’nın Maraşlılığıyla ilgili şüphe yoktur.