- Dünya savaşı sırasında da Trablusşam Polis kadrosunda serkomiserlik görevinde olan Arslanbey 1918’de Mondros Mütarekesinin imzalanmasıyla bölgenin düşman işgaline uğraması üzerine Trablusşam polis kadrosundaki serkomiserlik görevini bırakarak vatanın kurtuluş mücadelesine girişmek üzere doğum yeri olan Maraş’a dönmüştür.
Mondros Mütarekesinin imzalanmasından sonra hükümet, Güven vilayetlerini tahliye etme gafletine düşmüştür. Bunun üzerine düşmanlarımız güneyde bir Kürt hükümeti, Kilikya’da bir Ermeni yurdu ve Anadolu’nun her tarafından topladıkları Ermenilerle Kilikya ordusu oluşturmaya başlamışlardır
Bu sırada hükümetin zayıflığından istifade eden İngilizler 23 Şubat 1919’da Maraş’ı işgal etmişlerdir. Maraş’ı işgal etmişlerdir.
Maraş’ın İngilizler tarafından işgali sırasında İngiliz kuvvetlerinin içinde bulunan subay ve erlerin bir kısmını
Müslümanlar oluşturmuştur. Bundan dolayı İngiliz işgali sırasında şiddetli çatışmalar yaşanmamıştır.
Yine de İngilizlerin Maraş’ı işgali sırasında şehirdeki Ermeniler çok sevinmişler ve İngilizleri gösterilerle karşılamışlardır. Çünkü Ermeniler burada bir Kilikya Ermeni Yurdu kurulacağını düşünmüşlerdir.
İngilizlerin bu işgalinden birkaç gün sonra Ermeni askerlerinin bir Nedirlili’yi şehit etmesi, şehirde halka zulüm etmeleri, kadınları ve kızları alıkoymaları ve bu davranışlarını gün geçtikçe arttırmaları, bunun dışında memleketin bir çok yerinde Adana, Osmaniye, Erzin ve Maraş gibi şehirlerde Ermenilerin bir çok kişiyi şehit etmeleri , ayrıca Maraş, Antep, Urfa ve Mardin’in Kilikya hudutları içine alındığının ilan edilmesi haberleri üzerine Arslanbey Maraş’ta Milli Mücadele fikrini yaymak için teşkilat hazırlıklarına başlamıştır.
Arslanbey bu düşüncesini fiiliyata dönüştürmek amacıyla görüşmelerde bulunmaya başlamıştır. Muallim Hayrullah ve Evliyayı daha önceden tanıyan Arslanbey, Yüzbaşı Mahmud ve Doktor Mustafa’yla da tanışarak, bu kişilerle birlikte Milli Mücadeleyi gerçekleştirmek için toplantılar düzenlemiştir. Bu
toplantılarda kendi düşüncesini destekleyen taraftarlar edinmeye çalışmıştır.
Ancak Arslanbey’i destekleyenlerin yanında ona karşı çıkanlarda olmuştur. Örneğin bu toplantılara davet edildikleri halde Mutasarrıf Ata Bey, Şükrü Bey ve Kadir Paşa gibi kişiler Milli Mücadeleye karşı çıkarak bu harekete katılmayacaklarını bildirmişlerdir. Muhaliflerin bu derece kuvvetli olması ve Ermenilerin her fırsatta suikast hazırlığı içerisinde olmaları durumu daha da güç bir hal içerisine sokmuştur.
Maraş’ta bu olaylar devam ederken 5 Eylül 1919’da Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Sivas Kongresi toplanmıştır. Bu kongrede yurdumuzun düşman işgalinden kurtulması için Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulması kararı alınmıştır. Ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Talimatnamesi kabul edilmiştir. Sivas Kongresi’nde alınan bu kararlardan sonra Elbistan ve Maraş havalisi lll. Kolordu Kumandanlığı mıntıkasına dahil edilmiştir. Maraş ve Antep bölgesinin organize edilmesi ve kurtarılması için Elbistan merkez olarak seçilmiştir. Elbistan’ın merkez olarak seçilmesinin nedeni işgal altında olmamasıydı. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurulması için Maraş’ın Fransızlar tarafından işgal edilmesinden bir gün önce Maraş ileri gelenleri teşkilat çalışmalarında bulunmak üzere Elbistan’a gitmişlerdir.
Ayrıca Sivas Kongresi’nde kabul edilen talimatnamenin bir nüshası Maraş matbaasında çoğaltılarak halka dağıtılmış ve artık herkes kurtuluş gününün doğduğuna inanmaya başlamıştır.
Elbistan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulduktan sonra Fransızlrın Maraş’ı işgaline karşı Maraş’ta teşkilatlanma fikri ilk olarak Dr. Mustafa tarafından sunulmuştur. Ancak o gün için konu gerçekleşmemiştir.
Fransızlar ile İngilizler arasında Suriye Antlaşmasının imzalnmasından sonra İngilizler Maraş’ı terk etmiş ve onların yerine Fransızlar Maraş’ı işgal etmişlerdir. Fransız kuvvetleri 30 Ekim 1919 tarihinde Maraş’a girmişlerdir. Ve Fransız kuvvetlerinin içinde Ermenilerde yer almıştır. Fransız işgali sırasında Ermeniler daha saldırgan olmaya başlamışlar ve Fransızlardan destek alarak Maraş halkına işkence ve zulüm yapmışlardır.