Teketek Haber

Oruç

Oruç
06 Ağustos 2018 - 8:59

Cemal NAR

Orucun Tanımı

Arapçası “Savm” olan oruç sözlükte, bir şeye karşı kendini tutmak, alıkoymak demektir.

Dinde ise oruç, tan yerinin ağarmasından güneşin batışına kadar sorumlu müslümanın kendisini yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden ibadet niyetiyle alıkoymasıdır. Hikmeti, takvayı kazandırmasıdır.

Hz. Peygamberden günümüze kadar bütün Müslümanlar, orucun farziyyeti üzerinde ittifak etmişlerdir.

Oruç tutmak için gereken şartlar şunlardır: Müslüman olmak. Akıllı olmak. Ergenlik çağına gelmek. Çocuklara farz değildir. Ancak çocuklar gücü nisbetinde oruca alıştırılmalıdır. Oruç tutmaya gücü yetmek. Mesela bir kimse hastalığı, yaşlılığı veya başka bir sebeple oruç tutmaya güç yetiremezse, oruç tutmak ona farz olmaz. Ramazan hilalini görmek.

 

Kur’an’da Oruç

Oruçla ilgili ayetlerin en önemlileri, Bakara Suresinden 183 ila 187. ayetler olarak peş peşe gelmektedir:

“183. Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.

  1. Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

 

Sünnette Oruç

Sünnetten deliline gelince, Sevgili Peygamberimiz de şöyle buyuruyor: ”İslam, beş esas üzerine bina edilmiştir; Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın kulu ve Rasulü olduğuna tanıklık etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve ona yol bulanlar için beyti haccetmektir. ”(et-Tac)

Bütün bunların ayrıntılarını fıkıh kitaplarımızdan okuyarak öğrenmeliyiz.

Orucun sevap ve hikmetlerini anlatan binlerce hadis ve eser vardır. Ali Muttaki, “Kenz’ül Ummal” isimli muazzam eserinde 8. cilt 433 ila 669. sayfalar arasında oruca dair tam 1076 hadis ve eser rivayet eder.

Yine M. Hatip Tebrizi, “Mişkat’ül Mesabih”de I. 60 la başlayıp 152 hadis rivayet ederken, Mansur Ali Nasıf, “Tac”da II. 44 ile 105 arasında 61 sahifede, Münziri, “Tergib ve Terhib”de II. 79 ila 152 arasında 71 sahifede oruçla ilgili rivayetleri derlemiştir.

Kadim ibadetlerimizden biri olan Orucun çeşitli yönlerden faydaları ve sevapları çoktur. Nitekim Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Ademoğlunun her ameli katlanır. Zira Cenab-ı Hakk’ın bu husustaki sünneti şudur: Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri şöyle buyurmuştur: “Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu dilediğim gibi mükâfaatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terketti.”

 

“Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı andaki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku, Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.”

Bir rivayette de şöyle buyrulmuştur: “Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga çıkaracak olursa “ben oruçluyum!” desin (ona bulaşmasın).”(Buhari, Savm 2, 9, Libas 78; Müslim, Sıyâm 164 (1151); Muvatta, Sıyâm 58, (1, 310); Ebu Dâvud, Savm 25 (2363); Tirmizi, Savm 55, (764); Nesâi, Sıyâm 41, (2, 160-161); İbnu Mâce, Sıyam 1, (1638), Edeb 58, (3823).)

Yine Ebu Hüreyıe (ra.) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek koyar.”(Tirmizi, Cihâd 3, (1624).)

Ebu Ümâme (ra.) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resülü, bana öyle bir amel emret ki yaptığım takdirde Allah beni mükâfaatlandırsın.” dedim, “Sana orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur.” Dedi. (Nesâi, Sıyam 43, (4, 165).)

Sehl İbnu Sa’d (ra.) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, artık kimse oradan giremez.”(Buhari, Savm 4, Bed’ü’l- Halk 9; Müslim, Sıyâm 166, (1152); Nesâi, Sıyam 43, (4, 168); Tirmizi, Savm 55, (765).)Tirmizi’nin rivayetinde şu ziyâde var: “Oraya kim girerse ebediyyen susamaz.”)

Hz. Ebu Hüreyre (ra.) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun seyabından hiçbir eksilme olmaz.”(Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mâce, Sıyâm 45, (1746).)

Yine Hz. Ebu Hüreyre (ra.) anlatıyor: “ResuluIIah (sav) buyurdular ki: “Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.”(Buhari, Savm 5, Bed’ü’I-Halk 11, Müslim, Sıyâm 2, (1079); Nesâi, Sıyâm 5, (4, 129).)

 

Orucun çeşitleri

Fert ve topluma maddi manevi birçok faydaları olan oruç, farz, vacib, nafile ve mekruh çeşitlerine ayrılır.

 

  1. a) Farz oruc: Ramazan orucunun edası ve kazası ile, kefaret oruçları farzdır.

 

  1. b) Vacip oruç: Adak orucu, îtikaf adayanın oruç tutması, başlanmış nafile orucun bozulması halinde kazası vaciptir.

 

  1. c) Sünnet oruç: Aşûre orucu; yani Muharrem ayının dokuzuncu, onuncu veya onuncu, onbirinci günleri oruç tutmak sünnettir.

 

  1. d) Mendup(Nafile) oruç: Davut (a. s. ) ın orucu gibi bir gün oruç tutup bir gün yemek, her ayın 13, 14, 15. günleri oruç tutmak, Her hafta pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmak, üç aylarda oruç tutmak, Arafe günü oruç tutmak, Şevval ayında altı gün oruç tutmak, Zilhiccenin ilk sekiz günü oruç tutmak menduptur.

 

  1. e) Mekruh oruç: Mekruh oruçlar iki kısma ayrılır. a) Tahrîmen mekruh oruçlar: Ramazan bayramının birinci, Kurban bayramının 1. 2. 3. 4. günleri oruç tutmak tahrimen mekruhtur.

 

  1. b) Tenzihen mekruh oruçlar: Sadece aşûre günü oruç tutmak, yalnız cüma günü oruç tutmak, mihrican ve nevruz günlerinde oruç tutmak, ara vermeden iftarsız üst üste oruç tutmak, Bütün sene ara vermeden oruç tutmak, hiç konuşmadan-bunu fazilet zannederek-oruçtutmak, kocası izin vermediği halde nafile oruç tutmak mekruhtur.

 

Oruç Sevinci

Efendimizin müjdelendiğine göre, “Oruçlu için iki sevinç anı vardır: biri iftar ettiği, diğeri de Allah’a  kavuştuğu vakittir.”( Buhari, Riyaz’us Salihin II. 484-486 (1220))

Burada sevablarını yazmaya imkan bulamadığımız sabır ve ihlas ibadeti olan orucu tutarken, akşama kadar alacağınız sevabın ve ahirette bulacağınız kurtuluşun neşesiyle sofraya oturmuş, daha bir kıymetini anladığınız nimetlerin başında, ezan okunmasını bekleyen yavrularınızın gözlerindeki sevinci seyrede ede, Allah Teala’ya şükür ederken, derken birden top atıldığında besmele ve dualarla eller sofraya uzanılırken aldığınız zevki, mutluluğu  düşünün…

Sonra teravihler, mukabeleler, daha bir zenginleşen sofralar, misafirler, bayramlar, dualar, itikaflarla gelen mutluluklar, neşeler, coşkular… İbadeti yapmanın engin huzuru ile Allah Teala’ya hamd ediş…

Farkında mısınız, tepeden tırnağa nasıl da mutlusunuzdur!..