YÜREĞİN ZİRVEYE YÜKSELİŞİDİR KURTULUŞ
Hürriyetin alındı elinden, çırpındın…
Bayrağın düştü, yerlere…
İçine aktı gözyaşların…
Esaret yakışmazdı sana…
Zorlu bir andı o zaman.
Başka bayrak astırmadın, göndere…
Bu sefer yaman düştün…
Sustun, dinledin, bekledin,
Bayrak dalgalanmadı…
Kimse aldırmadı feryadına…
Yüreğin kanadı…
Bulutlar kapladı dağları,
Dinmedi lapa lapa göklerden,
Beyaz bir gözyaşı…
Bir hesap ki yürekten…
Suskundu Maraş,
Ezan buruk okunuyordu; minareden,
Kirli ayaklar geçiyordu,
Ecdat kanları ile sulanmış bu beldeden.
“Maraş Maraş derlerde bu nasıl Maraş?”
Hüzünlü nağmeler dolaşıyordu beşiklerde.
Sisli gökler uyanmak bilmiyordu, susmuş…
Sabahlar zor oluyordu hürriyetsiz.
Düşündün ki:
Yüreğin zirveye yükselişidir kurtuluş,
Ayrılık var, ölüm var…
Sonunda hürriyet ve barış….
“Kadına uzanan eller kırılsın”
Haykırdı Sütçü çeşme başından.
Çekti silahını düşman askere,
Avladı alnının tam ortasından…
Ulu camii fetva merkezi:
“Bayrağı dalgalanmayan bir beldede,
Cuma namazı kılınmaz.” dedi.
Haydin canlar, şehitlik var bu seferde…
Başka bayrağa tahammül edemezdin,
İlk ve son vuruş…
Yabancı çizmeye göz yumamazdın…
Elbet vatan kurtarmak iman işidir,
Kurtuluş, yüreğin zirveye yükselişidir…