KARAZ KÜLTÜRÜ’NÜN KAHRAMANMARAŞ VE ÇEVRESİNDEKİ YANSIMALARI- REFLECTİONS OF KARAZ CULTURE IN KAHRAMANMARAŞ AND ITS SURROUNDİNG AREA
Alpaslan CEYLAN – Oktay ÖZGÜL – Gökhan KALMIŞ
Özet
Geç Kalkolitik Çağ’da ortaya çıkan Karaz Kültürü, Kafkaslardan Doğu Anadolu’ya, Doğu Anadolu’dan Filistin ve İsrail’e kadar ulaşmıştır. Pek çok adla adlandırılan kültüre “Karaz Kültürü, “Kura-Aras Kültürü”, “Khirbet Kerak/Bet Yerah”, “Transkafkasya’nın Eneolitik Kültürü” ve “Yanıktepe Kültürü” gibi isimler verilmiştir. Dış yüzey renkleri açısından çeşitlilik gösteren Karaz keramiği, siyah ve kırmızıdır. Bunun yanında el yapımı olan keramiğin kahverengi, gri ve devetüyü gibi renkleri, bu kültürün karakteristik keramik özelliklerini yansıtır. Karaz kültürünün yayılım alanına giren Kahramanmaraş ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarında sıkça rastlanan bu kültüre ait çok sayıda keramik bulgusu veren yerleşme tespit edilmiştir. Bununla birlikte bazı geçiş güzergâhlarında bu kültürün kesintiye uğradığı görülür. Kahramanmaraş’ın güney ovalarında bu kültür özelliklerine pek rastlanmaz iken; kuzeydeki Elbistan ovalarında daha fazla kültür özellikleri görülür. Bu bildiride, bu geçiş güzergâhlarının İlk Tunç Çağı’ndaki durumu ile bölgede yapılan yüzey araştırmalarında ulaşılan sonuçlar değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Karaz Kültürü, İlk Tunç Çağı, Transkafkasya, Kahramanmaraş
Abstract
The Karaz Culture, emerged out in the Age of the Late Chalcolithic, reached from the Eastern Anatolia to Israel and Palestine. It has been called in various names such as the culture of Kura-Aras, “Khirbet Kerak/Bet Yerah”, “Transcaucasia’s Eneolithic Culture” and “The Culture of Yanıktepe”. In terms of surface colour, the Karaz ceramic are various, but black and red are dominant colours. In addition, the brown, grey and fallow colours of the handmade ceramic reflect characteristic of this culture. In Kahramanmaraş and its surrounding, a range of the Karaz Culture, many locations having ceramic findings have been discovered throughout the surface researches. However, it is observed that this culture was interrupted in some transition destinations. The south plains of Kahramanmaraş do not reflect features of this culture whereas it is seen in the plains of Elbistan, in the north. In this paper, the situation of these transition destinations in the Early Bronze Age and findings that were obtained from the surface researches in the region have been evaluated.
Key words: The Karaz Culture, Early Bronze Age, Transcaucasia, Kahramanmaraş
M.Ö. IV. binyılın ikinci yarısından itibaren, Doğu Anadolu merkez olmak üzere Transkafkaslar, Kuzeybatı İran, Amik Ovası, Kuzey Suriye ve Filistin’e kadar yayılan Karaz Kültürü’nün adı, orijin bölgesi ve yayılım alanı ile ilgili bilim dünyasında çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. İsrail’de Khirbet Kerak/Bet Yerah’da yapılan kazı sonucunda bu kültüre ait veriler tespit edilmiştir. İlk kazı yeri olması özelliğinden dolayı bu kültür, bazı bilim adamları tarafından “Khirbet Kerak/Bet Yerah” olarak isimlendirilmiştir. Bilim insanları daha sonra bu kültüre “Kura-Aras Kültürü”, “Trans-Kafkasya’nın Eneolitik Kültürü”, “Doğu Anadolu’nun Bakır Çağı Keramiği”, “Doğu Anadolu’nun Erken Tunç Çağı” veya “Doğu Anadolu’nun Erken Bronz Çağı”, “Eski Trans-Kafkasya Kültürü”, “Yanıktepe Kültürü” ve “Karaz Kültürü” isimlerini vermişlerdir. Başkanlığını yürüttüğüm ekip ile beraber Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Erzincan, Erzurum, Iğdır ve Kars illerinde gerçekleştirdiğimiz yüzey araştırmalarında tespit ettiğimiz Geç Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı yerleşmelerini “Karaz Kültürü”, bulunan keramik verilerini ise “Karaz Keramiği” olarak isimlendirmeyi uygun bulduk.
Karaz Kültürü’ne ait ilk arkeolojik bilgilere, 1920’li yıllarda W. F. Albright tarafından ulaşılmıştır. Albright, Filistin’de yer alan Beth Yerah (Khirbet-Kerak) yerleşiminde tespit ettiği keramik verilerini, “Khirbet-Kerak Keramiği” olarak isimlendirmiş ve böylece kültür, bilim dünyasındaki yerini almıştır. Bu dönemden sonra, kültürün araştırılmasına yönelik çalışmalar, Kafkas ülkelerinde yoğunluk kazanmıştır. Kuftin, 1936-1940 ve 1947 yıllarında, Gürcistan’ın güneyindeki Tşalk Platosu’nda yer alan Trialeti bölgesinde bulunan höyüklerde kazı çalışmaları gerçekleştirmiştir. Kazı çalışmaları neticesinde Karaz Kültürü’ne ait, önemli keramik verileri elde edilmiştir.
Karaz Kültürü’ne yönelik kazı ve araştırmalar, 20. yüzyılın başlarından itibaren yoğunluk kazanarak devam etmiştir. Türkiye’de ise 1940’lı yıllarda İ. K. Kökten, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzey araştırması ve sondaj çalışmaları gerçekleştirmiştir. Bu çalışmalar neticesinde Karaz Kültürü keramiği özelliklerine sahip keramik verileri tespit edilmiştir. Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ilk sistemli kazılar ise, H. Z. Koşay tarafından Erzurum’da bulunan Karaz, Pulur ve Güzelova’da gerçekleştirilmiş olup, Karaz Kültürü’ne ait veriler elde edilmiştir. 1948-1949 yılları arasında, Hatay ili Reyhanlı ilçesinde yer alan Tabara El Akrad Höyüğü’nde, Sir L. Woolley başkanlığında ve S. Hood yönetiminde kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Höyüğün IV-I. tabakalarının, Karaz Kültürü’ne ait olduğu belirlenmiştir. 1950’li yıllarda, C. Burney tarafından Doğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleştirilen yüzey araştırması çalışmalarında, Karaz Kültürü özelliklerine sahip keramik verileri ele geçirilmiştir. 1968-1975 yılları arasında ise, Keban Barajı projesi altında, bölgede kurtarma kazıları gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında gerçekleştirilen kurtarma kazıları, Karaz Kültürü’nün Anadolu’daki izlerinin tespit edilmesinde önemli bir paya sahiptir. Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki en uzun soluklu ve kapsamlı çalışmalar ise, 1998 yılından itibaren günümüze kadar kesintisiz olarak süren ve başkanlığını yaptığım ekip tarafından gerçekleştirilen “Erzurum-Erzincan-Kars ve Iğdır İlleri Yüzey Araştırmaları”dır. Bölgede tarafımızca gerçekleştirilen bilimsel çalışmalar, yayına dönüştürülmüştür. Bu çalışmalar neticesinde, Karaz Kültürü’ne ait önemli veriler elde ettiğimiz çok sayıda merkez tespit edilmiştir. Bu merkezler arasında; Erzincan’da Bağlıca Kalesi, Doblaktepe Höyük, Toprakkale, Hurri Höyük, Maltepe Höyük ve Gümbürenin Kalesi; Erzurum’da Hasanbey Kalesi, Ekinlik Kalesi I-II, Turaç Kalesi ve Yörükatlı Kalesi; Iğdır’da İnceköy Kalesi; Kars ilinde ise Harmantepe Höyük, Yalçınlar Yerleşmesi ve Yumrutepe Kalesi örnek olarak gösterilebilir.
Elazığ-Malatya bölgesinde gerçekleştirilen yüzey araştırmaları ve kazı çalışmaları neticesinde Karaz Kültürü’ne ait zengin veriler elde edilen önemli yerleşmeler mevcuttur. Bu yerleşmeler arasında Malatya ilinde bulunan Arslantepe, Elazığ’da yer alan Norşuntepe, Tepecik, Korucutepe ve Tunceli il sınırları içerisinde bulunan Pulur/Sakyol sayılabilir. Van-Muş bölgesinde ise Van ilinde yer alan Tilkitepe ve Karagündüz Karaz Kültürü açısından oldukça önemli veriler sunan merkezlerden bir kaçıdır.
Doğu Anadolu bölgesinde bulunan Erzurum ilindeki Karaz, Pulur, Güzelova ve Sos Höyük, Alaybeyi Höyük’te gerçekleştirilen kazılarda, bu kültürün Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ana merkezinin Erzurum olabileceği yönünde oldukça önemli veriler tespit edilmiştir. Ayrıca Erzurum’da BOTAŞ tarafından gerçekleştirilen Tasmasor, Tetikom, Büyükardıç ve Güllüdere kazıları neticesinde ele geçen arkeolojik materyaller ve Erzurum Arkeoloji Müzesi’nde yer alan Karaz Kültürü’ne ait arkeolojik eserlerin zenginliği bu görüşü desteklemektedir.
Erzurum’un Pasinler ilçesinin 13 km. batısında bulunan Yiğittaşı Köyü’nde yer alan Sos Höyük, bölgenin stratigrafisini belirlemektedir. 150 x 270 m. boyutlarında olan höyük, H. Z. Koşay tarafından bölgede düzenlenen yüzey araştırması ve kazılar neticesinde bilim dünyasına kazandırılmıştır. Höyükteki ilk sistematik kazılar ise, A. Sagona’nın başkanlığını yürüttüğü ekip tarafından 1994 yılında gerçekleştirilen kazı çalışması ile başlamıştır. Sos Höyük verilerine göre (Sos VA), Geç Kalkolitik Çağ M.Ö. 3500/3300-3000 tarihleri arasına yerleştirilmektedir. Ayrıca Sos Höyük’te, Kafkaslar’daki Karaz Kültürü’nün Anadolu geçişini temsil eden Maykop ve Trialeti kültürlerine ait veriler tespit edilmiştir.
Sos Höyük’ün tabakalanma ve tarihlendirmesi şu şekildedir:
Sos VA – M.Ö. 3500/3300-3000 (Geç Kalkolitik) |
Sos VB – M.Ö. 3000-2800 (Erken Bronz Çağ IB) |
Sos VC – M.Ö. 2800-2500 (Erken Bronz Çağ II) |
Sos VD – M.Ö. 2500-2200 |
Sos IVA – M.Ö. 2200-2000 (Orta Bronz Çağ I) |
Sos IVB – M.Ö. 2000-1500 (Orta Bronz Çağ II) |
Sos III – M.Ö. 1500-1000 (Geç Bronz Çağ) |
Sos IIA – M.Ö. 1000-750/850 (Erken Demir Çağ) |
Sos IIB – M.Ö. 750/850-300 (Geç Demir Çağ) |
Sos IIC – M.Ö. 300-200 (Post-Akamenid) |
Karaz Kültürü iki önemli özelliği ile kendisini göstermektedir. Birincisi, mimari özellik, ikincisi ise keramik verileridir. Kültürün mimari özelliklerinde, yuvarlak planlı yapıların varlığı ön plana çıkmaktadır. Portatif ocaklarla ısıtılan evlerin, tek girişi bulunmaktadır. 4-13 m. çapında inşa edilmiş olan evler, son derece kullanışlıdırlar. A. Sagona, bu kültürün mimari yapısını yuvarlak veya oval planlı kulübe toplulukları; bağımsız, çamur-dal-örgü tekniği ile inşa edilenler; büyük yuvarlak planlı yapılar veya dörtgen planlı ek yapılardan meydana gelen köyler ile büyük dörtgen planlı evlerden oluşan köyler olmak üzere dört aşamalı olarak değerlendirmektedir. Bu mimari yapının, Transkafkasya’dan başlayıp, Doğu Anadolu’da devam edip, Khirbet-Kerak (Beth-Yerah)’a kadar ulaşmış olduğu gözlemlenmektedir. Khirbet-Kerak’ın IV. kültür tabakasında meydana çıkarılan Erken Tunç Çağı verilerine göre dikdörtgen planlı yapılar ön plana çıkmaktadır. Ayrıca yerleşmenin etrafında 4 m. kalınlığında, taştan yapılmış sur duvarı tespit edilmiştir.
Karaz kültürü mimarisinde, oda tabanına yerleştirilmiş ocaklar da yer almaktadır. Aile tapınaklarında, at nalı biçimli kabartmalı kutsal ocaklar ve eteklerini açmış oturur vaziyette sunaklar tespit edilmiştir. Kutsal ocakların ve sunakların en güzel örnekleri Karaz, Güzelova, Korucutepe ve Pulur/Sakyol’da tespit edilmiştir. Bunların benzerlerine Erzurum’da Cinis Höyük (Foto. 9); Filistin’de Bet-Şan, Beth Yerah; Amik Ovası’nda Tel Tayinat, Tel Cüdeyde ve Tabara el Akrad; Kafkaslar’da ise Amiranis Gora ile Şengavit’te rastlanmıştır. Pulur/Sakyol kazısını yapan ve değerlendiren H. Z. Koşay, bu mekânların aile tapınakları olduğunu ifade etmektedir Ayrıca Koşay, bu tapınakların ateşle ilgisi olduğunu ve şaman adetlerindeki ateşle ilgili ritüellerin kökeninin Erken Tunç Çağı’na kadar indirilebileceğini ileri sürmektedir.
Karaz Kültürü’nün ikinci özelliği ise keramikleridir. Karaz keramiğinin çok kaliteli işçiliği olduğundan dolayı, zaman zaman çark yapımı olabilecekleri düşüncesi doğmuş olsa da Karaz keramiği el yapımıdır. Son derece düzgün profilli olan Karaz keramiğinin süslemesinde genellikle helezonik veya kesişen çizgiler ile paralel çizgiler kullanılmıştır. Karaz keramiği tek renkli (monokrom) ve astarlıdır (Yoğun olarak siyah ve kırmızı astar kullanılmıştır). Çanak çömlekler açkılanarak, parlak bir görünüm kazandırılmıştır. Keramik yapımında yiv-oluk veya kabartma tekniği kullanılmıştır. Çanak çömleğin hamuruna katılacak olan taşçık, kum veya saman oranı, kabın boyutuna göre belirlenmektedir. Karaz keramiğinin tespit edildiği merkezlerde, bugüne dek herhangi bir atölye bulunamamıştır. Bundan dolayı bir seri üretimden bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle Karaz keramiği, ev tipi üretim olarak değerlendirilmektedir.
Kahramanmaraş, Karaz Kültürü’nün geçiş güzergâhında yer almaktadır. E. Konyar başkanlığında, Kahramanmaraş il ve ilçelerinde yürütülen yüzey araştırmaları neticesinde tespit edilen İskartun, Ortaören, Karaelbistan, Evcihöyük, Malap, Ozan, Akbayır I, Akbayır II ve Tudeğin Höyüklerinde, Karaz kültürüne ait olduğu belirlenen çok sayıda keramik verisi tespit edilmiştir. Kahramanmaraş’ın kuzeyinde yer alan Elbistan Ovası’nda, Karaz Kültürü’ne ait çanak çömlek parçaları tespit edilmiş olup, güneydeki ovalarda bulunan merkezlerde bu kültüre ait çanak çömlek parçalarına rastlanılmamasına rağmen, daha güneydeki Amik Ovası’nda tekrardan Karaz Kültürü’ne ait çanak çömlek verilerinin ortaya çıkması dikkat çekicidir.
İskartun Höyük
Kahramanmaraş ili, Ekinöüzü ilçesinde, 1227 m. rakımda yer almaktadır (Foto. 10). İskartun Höyüğü, İğde Beldesi’ne yaklaşık 4 km. uzaklıkta, tarım arazilerinin ortasında bulunmaktadır. Kuzey-güney doğrultulu olarak inşa edilmiş olan höyük, 214 x 186 m. boyutlarındadır. Höyükte tespit edilen keramik verileri içerisinde, kırmızımsı portakal renkli hamurlu, form bakımından Karaz çömlekleriyle paralellik gösteren örnekler mevcuttur. Bu bölgede koyu yüzlü Karaz keramiği mal ve formlarını korumuştur. Mal grubu olarak ise kırmızımsı portakal renkli hamura sahip örneklerin daha sık kullanılmış olduğu görülmektedir. Ayrıca höyükte tespit edilen keramikler içerisinde Demir Çağı ve Roma dönemi çanak çömleği de bulunmaktadır (Terra Sicilata). Burada boya bant bezemeli bir örnek II. binyıla tarihlenebilir.
Ortaören Höyük
Kahramanmaraş ili, Ekinöüzü ilçesinde, Ortaören Köyü’nde, 1259 m. rakımda yer almaktadır (Foto. 11). Höyüğün zeminden yüksekliği 14 m.’dir. Tarım arazilerinin ortasında bulunan höyük, doğu-batı doğrultulu olarak inşa edilmiş olup, 194 x 159 m. ebatlarındadır. Batı yamacı dik, kuzey yamacı sığ, güneyi hafif dik, doğu yamacı ise alçak ve meyilli olan höyüğün kuzey ve kuzeybatı kesiminde teraslanmalar mevcuttur. Höyükte tespit edilen keramik verileri; İlk Tunç, Orta Tunç Çağı ve Hitit dönemine tarihlendirilmektedir. Höyük üzerinde keramik verileri dışında, ezgi ve dere taşları ile çakmaktaşı aletler mevcuttur.
Akbayır Höyüğü I
Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesinde bulunan Akbayır Beldesi’nde, 1247 m. rakımda yer almaktadır (Foto. 12). Zeminden yüksekliği 20 m. olan höyüğün boyutları 160 x 120 m.’dir. Yoğun bir tahribata uğramış olan höyük üzerine belde başkanı tarafından ses sistemi ve aydınlatma direkleri diktirilmiştir. Ayrıca yine toprak alma amaçlı yapılan hafriyatların yarattığı kesitler 8–10 m.’yi bulmaktadır. Höyükte, 8-10 m. yüksekliğinde kerpiç duvar ve kerpiç duvar dolguları mevcuttur. Kerpiç duvar ve dolguların altında ise; işlenmemiş, orta ve büyük boyutlu taşlardan oluşturulmuş, 80 cm., 1 ve 1.50 m. arasında değişen kalınlığa sahip taş duvar kalıntıları bulunmaktadır. Höyükte, Karaz Kültürüne ait keramik verileri tespit edilmiştir.
Akbayır Höyüğü II
Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi, Akbayır Köyü’nde, 1231 m. rakımda yer almaktadır (Foto. 13). Elbistan Ovası’nın güneydoğusunda bulunan höyük, Akbayır Kasabası ve Akbayır Höyüğü I’in 2 km. batısında konumlanmıştır. Zeminden yüksekliği 25 m. olan höyük, 170 x 128 m. boyutlarındadır. Höyükte tespit edilen keramik verileri arasında; Geç Kalkolitik boyalıları, Karaz-İlk Tunç Çağı koyu yüzlü malları ve II. binyıl boyalıları yer almaktadır.
Evcihöyük
Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesine bağlı Evcihöyük köyünde, 1213 m. rakımda yer almaktadır. Kuzey-güney doğrultulu olarak inşa edilmiş olan höyük, 155 x 95 m. boyutlarındadır. Höyük üzerinde bulunan keramik verileri, Kalkolitik ve İlk Tunç Çağına tarihlendirilmiş olup, keramikler arasında yoğun olarak Karaz keramiği bulunmaktadır.
Karaelbistan Höyük
Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesine bağlı Karaelbistan kasabasının kuzeyinde, 1139 m. rakımda yer almaktadır (Foto. 14). Höyüğün zeminden yüksekliği 12 m.’dir. Doğu-batı doğrultulu olarak inşa edilmiş olan höyük, oval bir plan göstermektedir. Aşırı derecede tahribata uğramış olan höyüğün tam boyutu belirlenememesine rağmen, günümüzdeki boyutu 155 x 155 m.’dir. Höyükte tespit edilen keramik verileri Karaz çanak çömleği özelliklerine sahip olup, İlk Tunç Çağı’na tarihlendirilmiştir.
Malap Höyük
Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi, Malap Köyü’nde, 1352 m. rakımda yer almaktadır (Foto. 15). Elbistan Ovası’nın güneydoğusunda, Bakış beldesinin ise 2.5 km. batısında, zeminden 10 m. yükseklikte bulunmaktadır. Höyük, 97 x 113 m. boyutlarındadır. Höyükten toprak alınması sonucu, taş ve kerpiç duvar kalıntıları gün yüzüne çıkmıştır. Kerpiç duvar ve dolgusunun yaklaşık olarak 5-6 m. kalınlığa sahip olduğu gözlemlenmektedir. Höyükte tespit edilen keramik verileri arasında; Karaz-İlk Tunç Çağı malları ve Geç Kalkolitik boyalı çanak çömlekleri bulunmaktadır.
Ozan Höyük
Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi, Doğanköy’de bulunan höyük, 1158 m. rakımda yer almaktadır. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu olarak inşa edilmiş olan höyük, 75 x 50 m. ölçülerindedir. Höyüğün zeminden yüksekliği 6 m.’dir. Höyükte tespit edilen keramik verileri İlk Tunç Çağı’na tarihlendirilmiş olup, keramikler Karaz Kültürü özelliği göstermektedirler.
Tudeğin Höyüğü
Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesinde bulunan höyük, Elbistan Ovası’nın batı uç noktasında yer almaktadır. Höyük üzerinde çok sayıda kaçak kazı izi mevcuttur. Höyükte tespit edilen keramik verileri, Karaz Kültürü keramiği özelliklerine sahiptir.
SONUÇ
Karaz Kültürü, M.Ö. IV. binyılın ikinci yarısından itibaren, Doğu Anadolu merkez olmak üzere Transkafkaslar, Kuzeybatı İran, Amik Ovası, Kuzey Suriye ve Filistin’e kadar yayılmıştır. Karaz Kültürü’nün kökeni üzerine yapılan araştırmalarda, Hurri Kültürü ile yakınlığının ön plana çıkmış olduğu görülmektedir. Karaz Kültürü, çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Farklı fiziki özelliklere sahip olan bölgeler arasında, kültürün özelliklerinde bir takım farklılıkların yaşandığı gözlemlenmektedir.
Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde tespit ettiğimiz Karaz Kültürü ile ilişkilendirilen merkezler, Kahramanmaraş ve çevresinde bulunan merkezlere oranla daha yüksek rakımda konumlanmıştır. Kahramanmaraş’ta bulunan merkezlerin hemen hemen hepsini höyükler oluşturur. Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise Karaz Kültürünün izleri, kaleler ve höyüklerde görülmektedir. Hatay ve çevresi ile daha güneyde bulunan İsrail ve Filistin’de ise, daha düşük rakımda inşa edilmiş olan höyüklerde bu kültürün izlerine rastlanılmıştır. Buradan yola çıkarak, Kahramanmaraş ve çevresinde bulunan merkezlerin daha çok yerleşim ve tarım amaçlı kullanılmış olduğunu, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise Karaz Kültürü’ne ait kalelerin savunma, höyüklerin de tarım ve hayvancılık yapmak amacıyla inşa edildiğini ifade edebiliriz. Bu durum, iki bölge arasındaki iklim ve rakım farklılığı ile açıklanabilir. Kahramanmaraş ile Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde tespit edilen Karaz Kültürüne ait keramik verilerinin ortak özellikleri olmasına rağmen, bazı farklılıklar da mevcuttur. Her iki bölgede de tespit edilen keramik verilerinin el yapımı olduğu gözlemlenmektedir. Ayrıca keramik üzerinde kullanılan motiflerde de benzerlikten bahsetmek mümkündür. Ancak Kahramanmaraş ve çevresinde bulunan keramik verileri portakal kırmızısı renkli iken, Kuzeydoğu Anadolu’da tespit ettiğimiz keramik verileri daha çok devetüyü ve siyah renklidir.
Kahramanmaraş Bölgesi, şimdiye kadar Karaz Kültürü’nün yayılım alanı dışında tutulmuştur. Özellikle E. Konyar’ın Elbistan Ovası’nda yapmış olduğu yüzey araştırmaları Kahramanmaraş Bölgesinin de Karaz Kültürü kapsamına alınmasını sağlamıştır. Özellikle Kafkaslardan başlayan Karaz Kültürü’nün Kars, Ardahan, Erzurum, Erzincan, Tunceli bölgesinden sonra Elazığ ve Malatya bölgesinde de yoğun iskan gördüğü bilinmekteydi. Hatay bölgesi çok araştırılmamış olmasına rağmen, Karaz Kültürü verilerinin tespit edildiği merkezler bulunmaktadır. Karaz keramiğinin yukarıda vurguladığımız gibi Filistin ve İsrail’e kadar uzandığını bilmekteyiz. Malatya, Elazığ, Adana, Osmaniye, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta yapılacak bilimsel çalışmaların, bizleri Karaz yayılım alanı hakkında yeni bulgulara ulaştıracağından eminiz.