31 Ekim ilk kurşunun atıldığı zaman. Göklerin yere indiği, yerlerin göğe yükseldiği an. Hangi yiğit çıkar meydana? Kim güreşir kahpe düşmanla o fırtınada. Kahpeliğin son haddi. Masum kadınlara hayasızca saldıran. Bugün olsa… Yok mu sanki? Irak’ta, Afganistan’da Amerika’nın uşakları aynı hareketleri yapmadı mı?
Neyse ki bizim Sütçü İmamı’mız vardı o zaman. Şimdi de var mı İmam? Şimdi de var mı önder? Onu zaman gösterir. Allah o zamanları bir daha ülkemizde yaşatmasın. Gerçi yüreğimizin bir köşesinde hainler sinmiş. Adeta Fransız askeri gibi davranıyor başını örten Türk kadınına. Eğer o kadınlar Uzunoluk hamamına gitmeselerdi o gün. Eğer başları açık olsaydı o kadınların. Belki de Fransız ve Ermeni uşakları saldırmayacaktı. Belki de Sütçü İmam o kurşunu atmayacaktı. Belki de Fransız’a kimse dokunmayacaktı. Ve belki de biz bir Hıristiyan olmaya zorlanacaktık. Bu topraklar belki de Fransız memleketi olacaktı.
Belki de Sütçü İmam kadar, Uzunoluk hamamından çıkan başı örtülü kadınlarda kahramanlığı hak ettiler. O kadınlar belki de Sütçü İmam’a: “Daha ne durursun ey koca İmam vatan elden gidiyor. Bak biz bu Fransız askerlerinin içinde her şeye rağmen kadın başımızla hamama gidiyoruz. Onlar bize saldırıyor. Siz de bizi bahane edin de esaretten kurtulun. Bu vatanda Fransız askeri gezemez.” diye mesaj verdiler.
Ne ise o… Oldu olan. Bahanesiz olmaz. İlahi adalet gerçekleşti. Ülke kurtuldu. Herkesin bir planı ve hesabı var. Allah’ın hesabı her hesaptan üstündür.
Hamamdan çıkan kadınlar ve Sütçü İmam. Çakmakçı Sait Efendi. Hepsi bir bütün. Bir denklem. Orada olanların çözemeyeceği bir denklem. Ama denklem Sütçü İmam’ın beyninde anında çözüldü. Çözdüren çözdürdü. Bir kurşun atımlık zaman içinde çözüldü denklem.
31 Ekim 1919 denklemin çözüldüğü gün. Kurtuluşa imza atıldığı zaman. Kurtuluş protokolünün yapıldığı gün.
İşte o kurşun. O imam. O başı örtülü kadınlar. Çakmakçı Sait… Ve de o Ermeniler. O Fransızlar. Hesap ve denklem iç içe.
Çözen Sütçü İmam.
O denklemi şimdi otursun dünya çözsün çözebilirse. Bir düşünsünler. Nasıl olur? Hem İngiliz gelecek Maraş’ı işgal edecek. Hem Fransız gelecek Maraş’ı işgal edecek. Ülkenin her tarafı düşman işgaline uğrayacak. İçerde işbirlikçiler düşmana yardım edecek. Üstelik halkın elindeki bütün silahlar toplanacak. Sadece Sütçü İmam’daki silah kalacak. Üstelik bir daha patlamayacak kadar eski bir silah.
Böylesi güçlü bir işgal, kurulan bir denkleme sığdırılacak. Denklemin sonucunda CUMHURİYET kurulacak. Sütçü İmam bunu çözecek. Sütçü İmam kader elinin oynattığı bir seçkin insandır.
Evet 31 Ekim 1919 Türkiye’nin çözmeye çalıştığı denklemin Maraş’ta çözüldüğü tarihtir. Bu tarihi Türkiye iyi bilmeli. Zaten dünya biliyor. Keza bu denklemi çözen dahi adına bir üniversite kuruldu. Bunu sindiremeyenler var.
Ama bu isim gönül sayfalarımızda hiç silinmeyecektir. İstiklal Harbi’nde atılan bu ilk kurşun bizim şeref levhamızdır.